Bölüm 1

35 3 2
                                    

Hepimiz kendi istediğimizi yapıyorduk, yoksa bize mecbur görülen şeyleri mi yapıyorduk.

Laura ikinci seçenekti intikamı düşünmezdi ama mecburdu.Gerçekten gitmelimiydi, o sarayda babası onu hatırlamıyacak mıydı gerçekten. Bu bir intikamdı ve en iyi şekilde alınmalıydı.

"Onların istediklerini yapma, intikamımı al ve başa geç" dedi Flora. Bu kadar mıydı anne , intikamın için evet sadece senin hatan ve senin intikamın için. Küçüklüğümden beri beni büyüten teyzemle de vedalaştıktan sonra "artık gitmeliyim" dedim. Yol çok uzun olmadığı zaten saraya yakın bir kasabada oturduğum için minik çantamı sırtıma taktım. Annem evimde gizli kalıyordu , kraliçe Linda görse ne yapardı bu eski bu mevzuydu ama Vlorindas krallığı için sadakat önemliydi ve annem kral Kardos ile beraber olup bu sadakati kraliçe ve kralın ilişkisinden söküp almıştı.

"Merhaba ,Toller bu gün nasılsın" ilk başta sesiz ve sonra sesli bir şekilde kişnedi ve bu bizim dilimizde iyiyim demekti. O benim için kıymetli bir yol arkadaşıydı . tüyleri siyahtı asil bir attı. Gördüğüm en güzel atlardandı. Nazikçe eğire bindim ve camdan gizlice bakan anneme yapmacık bir gülümsemeyle el salladım, teyzeme de beni bu yaşıma getirdiği için minnettar bir gülümseme gönderdim. Ve yolculuk başladı.

                                                                                             😊

Yaklaşık 1 saattir yoldaydım, az kalmıştı. Yol bilgilerime güvenerek kestirmeden gitmeye karar verdim. Bu kestirme yolda çok ağaç vardı ve kimse burayı kullanmazdı. "Hey kimse yok mu?" tamam son söylediğimi geri alıyorum. "Hey yardım edecek misin? " önümde ağaca ayağı asılmış genç bir adam bana bakıyordu. kim olduğunu sorgularken saray sembollü rozeti her şeyi açıklıyordu.*niye öyle bakıyorsun ipi çözer misisin iyi en azından nazik bir kardeşim vardı abim miydi acaba .üstündeki kıyafetler onun krallık yöneticilerinden olduğunu açıklıyordu. "peki, çözüyorum." İpi çözdüm çok sert olmadan düştü boyu zaten uzundu o yüzden yerden çok yüksekte asılı değildi.

Beyaz teni ela gözlerini daha da ortaya çıkarıyor ve ela gözleri insanı içine çekiyordu. Kumral kıvırcık saçlarının tutamları alnına dökülüyordu.

Acaba onunla düşman olmalı mıydım? Annem ona yardım ettiğimi görse ne derdi acaba.Belki de en çok ben nefret etmeliydim. Ama kardeşimdi ,sonuçta ondan nefret edemiyordum ama kral ve yakınları için aynı şey geçerli değildi. İntikam işi beni heycanlandırmaya başlamıştı. Yerden kalktı ve üstünü düzeltti.

"Merhaba, hanımefendi ben kralın yeğeni prens Aaron ." Onu neden kurtardım ki ben onu kardeşim sanmıştım. "Merhaba ben de Laura"dedim bi kaç kez sesizce isimi tekrarladı ve "ismin çok etkileyici "dedi. "aslında o kadar etkileyici bir yanı yok. Anlamını bile bilmiyorum, koyan kişide benim için önem ifade etmiyor." Asla kendimi açan bir insan değildim,herşeyi içimde yaşardım. İnsanlar sizi zayıf yanlarımızdan vururlardı. Onlara bir şeyler bahsetmek düşmana silah verip beni vur demekti". söylemek istersen ismini kim koydu" dedi. "Annem" dedim. Annem bana küçüklüğümden beri babamın kral Kardos olduğunu söylerdi ,ama kasabadakilerin dilinde bu ilişki bu kadar uzun değildi. Bu kafamın içinde hep soru işaretiydi. Kasabadakiler annemin Flora olduğunu bilse bana selam vermeye devam ederler miydi?

Annem küçüklüğümden beri hep kendini düşündü. Beni teyzem büyütmüştü. Annem kasabadan sürgün edildikten sonra bana o anne olmuştu. annemle aramızda gerçek bir anne kız bağı yoktu , bu bağı teyzem üstlenmişti açıkçası annemin beni büyütmesinin tek sebebi intikamını almaktı. bir süre sustuk sonra "saraya eğitime mi gidiyorsun" dedi. Başımla onayladım. Hayır ,intikam için gidiyorum ,annemin intikamı için.

"Bende saraya dönüyordum, beraber dönebiliriz. Benimle daha vakit geçireceksin ben kılıç eğitimcisiyim." Merak etme kılıç kullanmayı biliyorum hem de tahmin edemiyeceğin kadar iyi.

Teyzem hayatımda çok önemli bir insandı hatta tek insan . Bana her şeyi o öğretti, düştüğümde kalkmayı, ağladığımda susup beni üzen şeyin üzerine gitmeyi. Sonra kendimi bir sarstım bu kadar rahat konuşamazdım o saray yöneticilerindendi. "Elbette majestelleri". Eliyle bana ön tarafı gösterdi. Tollerı alıp ön tarafa yürütüm. O sırda atına binmiş beni bekliyordu.

Ata bindim ve sürmeye başladım. Aklımda her zaman bir soru vardı, kasabalılar haklı olabilir miydi. Acaba babam kral değil de bir başkası olabilir miydi?  Annem ben intikam alabileyim diye mi böyle anlatmıştı.

Yolda konuşmadık. Sarayın koca ve korunaklı kapısında durduğumuzda atan indi ve atı şövalyelerden birine verdi . Aynısını yaptım. Kapılar onun için açıldı. Bende arkasındaydım,ve içeri girdik .Saray oldukça büyüktü ve bir kaç tane bina yanyanaydı.Sonuçta burda bi sürü insan eğitim görecekti. İçi ise güzel görnüyordu .Boş denilemeyecek kadar dolu , çok bunaltıcı olacak kadarda eşya yoktu. "Seni kral ve kraliçeye götüreyim yarın eğitimler başlıyor zaten ". Yine büyük bir kapıydı ve önünde şövalyeler vardı. Kapı açıldı . içeri girdiğimizde kralla kraliçe sohbet ediyorlardı. O an bişey oldu babamı görünce bişey hissetmeliydim ama benim içimde en ufak bir duygu yoktu. Ne nefret ne de sevgi ,sadece kralını ilk defa gören bir kasabalı gibi hissettim. Bizi gördüler ve Aaron eğildi bir an en önemli şeyi unutuyordum. Hemen eğildim. Selam verip başımı kaldırdım. "amca bu Laura eğitimler için gelmiş onunla yolda karşılaştık". "merhaba majesteleri ben Laura." "Merhaba Laura sarayına hoş geldin." Kral Kardosun konuşmasını beklerken kraliçe Linda konuştu bu şaşırtıcıydı ve ben şaşırmaktan nefret ederdim , ben her şeyi bilip şaşırtmayı severdim . Zayıf yönler benim için sırta saplanmış hançerdi.

"Vanessa , Lauraya konaklama yerini gösterebilir misin " yöneticiler böyle konuşurdu sanki yönetilenin hayır gösteremem deme şansı var gibi. "iyi günler Laura , yarın ki eğitimlerde görüşmek üzere" dedi kraliçe .*görüşürüz kasabalı güzeli" bu takma ismin güzel mi gelmesi gerekirdi ama bana hiç bir şey hissettirmedi. Benim kalbimde sevgiye yer yoktu ben süründürmeyi, acı vermeyi severdim. Önümdeki büyük ihtimalle benden küçük 17 yaşlarında olabileceğini düşündüğüm adının vanessa olduğunu öğrendiğim kız bana odama kadar eşlik etti. Saçları sap sarıydı güneş gibi parlıyordu. Bu kızın sıcakkanlı biri ve sonrada samimi olabileceğimizi düşündüm bir an ,ama bu beni gerdi birini zarar görmesinden korkuacak kadar sevmek ,benim gibi 20 yaşına kadar sadece anneyle ve soğuk bir anneyle büyüyen bir kız için fazla sevecen duygulardı. "Evet burasıda banyon ,Laura. Hey."bir anda daldığım yerden başımı kaldırdım. "Teşekkür ederim , ismin vanessa değil mi?" "Evet, vannessa." "Hey ,vanessa hadi daha yarın için dekorasyon yapacağız." İçerden biri çağır hızlıca el sallayıp gitti. Belki benimde arkadaşım olabilirdi.

"Sus senin hiç bir şeyin olamaz sen sadece kazanmak, intikam ve acı vermek için yaratıldın kendine gel!" Bazen bu içimdeki 10 yaşındaki Lauraya çok mu fazla kızıyordum acaba .

Dolabı açtım ve bir sürü elbiseyle karşılaştım bu benim gibi pantolon seven bir insan için berbattı. bir an için elbiselerle düşündüm kendimi galiba bu durum biraz hoşuma gitmişti. evet o elbiseleri giymek için oldukça iyi bir fiziğim vardı. Ama elbiseler hiç bir zaman tercihim olmadılar. Yapacak bir şey yoktu dikkat çekmemeliydim, o yüzden bu elbiselerle anlaşmalıydım .yatağa uzandım ve yine cevabı bulunmayan o şeyleri düşündüm. Sonra kapı çaldı "gel"ve yavaşça açıldı. Vanessa gelmişti. "Yarın eğitimler kılıç dersiyle başlıyor onun için sana bunları getirdim." elinde tutuğu şeyler rahat hareket edilebilecek kıyafetlerdi. "Sağol" dedim . Başıyla selam verip çıktı, ve geri girdi. "Ben senin yardımcın olarak görevlendirildim, bir şeye ihtiyacın olursa benden isteye bilirsin." "Peki" dedim . Ve bu sefer gerçekten gitti. Oda sıkıcıydı ama yatak gerçekten rahattı ve uyku beni kollarına aldı.





İhanetin İntikamıWhere stories live. Discover now