İrem
Her evin kendine özgü bir kokusu vardır. Bir eve girdiğinizde evin kokusu size o evde yaşadığınız anıları hatırlatır, kişileri hatırlatır. Bazı evler sıcak bir aile kokusuna sahipken bazı evler ise terkedilmişliğin kokusunu taşır üzerinde. Bizim evimiz ise sıcacık bir arkadaşlık kokuyordu. Sonsuza dek sürecek bir arkadaşlık.
Yıllar sonra ailemize ayrı bir eve çıkma fikrini kabul ettirmiş, dört arkadaş hatta arkadaştan da öte dört kız kardeş olarak bu eve taşınmıştık. Ev olağanüstü bir düzene sahipti, bunu Gamze'ye borçluyduk, dağınık bir yerde asla yaşayamazdı. Ela, Nehir ve ben ise onun tam tersiydik. Evde yaşayabildiğimiz sürece düzenli olup olmaması bizim için sorun değildi.
"İremciğim o güzel kalçanı kaldırıp bize yardım etmeye ne dersin?" Gamze'nin kızgın bir şekilde söylediği cümle üzerine oturduğum sallanan sandalyeden kalktım ve yanlarına gidip ben de bir işin ucundan tutmaya çalıştım. Tabii sadece çalışmakla kaldım. Çünkü kollarım dayanılmaz bir şekilde acıyordu. Neredeyse bütün eşyaları bana taşıttırmışlardı ama Ela sağ olsun bana yardım etmişti. Diğerlerinin aksine!
Sabahtan beri evi düzeltmekle uğraşıyorduk ve sonunda ev son haline gelmişti. Hepimiz kendimizi koltuklara fırlatmış, vücudumuzun acıyan bölgelerinden yakınıyorduk. Nehir'in başı, Gamze'nin kolları ve benim belim ağrırken Ela'nın hiçbir yeri ağrımıyordu. Taekwondocu olması nedeniyle vücudu bizimkilere göre oldukça dayanıklıydı.
"Hadi film gecesi yapalım." Nehir'in söylediği fikir karşısında onaylar şekilde mırıltılar çıkardık ve yattığımız yerlerden kalkıp hep beraber mutfağa doğru ilerledik. Sonuçta abur cubursuz film gecesi olmazdı.
Kendimize oldukça dolu bir tabak hazırlayıp oturma odasına geri döndüğümüzde Nehir televizyonu açtı ve hep beraber bir film seçtik. Film romantik-komedi olduğu için hepimizin ilgi alanına giriyordu. Ela korku filmi istediği için suratı asılsa da o da yanıma oturup büyük bir dikkatle filmi izlemeye başlamıştı.
Işıklar kapalı olduğu için etraf televizyon ışığıyla mükemmel görünüyordu. Hemen cebimden telefonumu çıkardım ve hesabımda paylaşmak için bu ortamın bir fotoğraf çektim. O sırada yanıma gelip bana sarılan Gamze üzerine telefonumu bir kenara bıraktım ve tıpkı onun gibi ona sarılıp bütün dikkatimi filme verdim.
***
Gözümden akan yaşları durduramayıp elime bir peçete alıp diğerlerine baktığımda onların da benden bir farkları olmadığını gördüm. Filmdeki ana karakter yıllar sonra evine dönmüştü ve ölen ailesi ile ilgili anılarını hatırlıyordu. Normalde bu sahneye ağlamazdım fakat arkaya "Kül" şarkısının koyulmasıyla sahne daha da duygusallaşmıştı.
Birbirimize bakmamız ile bir kahkaha patlatmamız bir olmuştu. En üzücü anları bile beraber komik bir ana çevirebilmemiz bizim için en iyi şeydi. Artık bu an aklımızda duygusal olarak değil de birbirimizde dalga geçtiğimiz bir anı olarak kalacaktı.
Kahkahalarımızı bozan şey evin uzunca çalan zil sesi oldu. Saat gecenin ikisiydi ve zilin çalması hiç de normal değildi.
"Kim geldi ya?" Nehir'in mırıldanarak söylediği cümle üzerine Gamze kapının deliğinden baktı ama hiçbir şey görememiş olacak ki suratı asık bir şekilde arkasını döndü.
"Açalım mı?" Dediğimde zil ikinci defa çalmıştı. Kapıdaki her kimse fazlasıyla sabırsızdı.
"Bence açalım. Yoksa gitmeyecekmiş gibi duruyor." Ela'nın başıyla kapıyı işaret ederek söyledikleri üzerine kapıya doğru adımladım ve elimle sıkıca kapı kolunu kavradım.
Kapıyı yavaşça aralamamla kapıdaki kişilerin kapıyı sertçe iterek içeriye girmesi ve ağzımı büyük elleriyle kavramaları bir oldu. Şaşkınlıkla gözlerimi yerinden çıkacaklarmış gibi açtığımda diğerlerinin de ağızlarının kapatılmış olduğunu gördüm.
Tam dört kişilerdi ve yanlarında yaklaşık on iki yaşında olduğunu tahmin ettiğim bir çocuk vardı. Çocuk telaşla kapıyı kapatmış bize bakıyordu, biz ise elleriyle ağzımızı kapatan bedenlere. Kafalarında motor kaskları vardı ve kasklarında saçma sapan desenli kılıflar vardı.
Bir dakika!
Ah hayır, onlar Kimsesiz Hırsızı'ydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kimsesiz Hırsızı
Teen FictionDört kız arkadaş yeni evlerine çıktıkları ilk günde başlarına garip bir olay gelmişti. Kimsesiz Hırsızları onların evindeydi!