Yeni kurgu ilk bölümmm
Bu kurgu için çok heyecanlıyım nedenini bilmiyorum
Sizi çok çok öpüyorum iyi okumalarrr😻
🥊
"Kazanan, Alin Yıldız. " dedi hakem.
Gene kazanmıştım. Her zaman olduğu gibi.
Kazanmıştım kazanmasında da kan kusuyordum. Yıldırım yani antrenörüm yanıma geldi "Çok iyiydin güzelim. Şimdi sana pansuman yapcaz" dedi ve beni kaldırıp kolunu yürümem için belime koydu "Güzel oynadım dimi. " dedim gülmeye çalıştığımda ağızım sızladığı için yüzümü buruşturdum.
O da güldü "Güzel oynadın tabii. " dedi.
Soyunma odasına geldik. Kolundan çıktım "Tamam sen git ben bir duş alayım birlikte çıkarız. " dedim ağrım vardı ama çok değildi yani.
"Tamam ben arabayım. " dedi ve çıktı.
Belimi esnettiğimde inledim kemiklerim ağrıyordu.
Suyu sıcak yaptım ve duşa kabine girdim kemiklerimin açılması gerekiyor.
🥊
Yarım saat sonra duştan çıktım.
İç çamaşırlarımı giyindim ve kombini sabah yapıp çantama koyduğum kıyafetleri ve aksesuarları çıkardım.
temsili:
Hava akşam olduğu için soğuktu ama ben buz gibi havalara bayılırım. Ayrıca yapıcağım kombin için hava şartları umrumda olmaz.Kulaklığı da şapkanın üstüne taktıktan sonra otoparka geldim.
"Hadi gidelim. " dedim arabanın tabutuna vurdum. Yıldırım geldiğimi fark etmemişti bile.
Arabayı bindiğimiz de bir an ince eve gidip uyumak istiyordum. Tabii, kabuslar izin verirse..
🥊
Eve geldiğimizde hemen arabadan indim. Kapıda hala taşımacılar vardı. Benim alt katıma biri taşınıyordu.
Yıldırımda arabadan indi, yaraladıma dikkat ederek bana sarıldı "Dikkat et kendine, yarın istersen antrenmana gelirsin. Bu sefer zorunlu değil. " dedi.
Kıkırdadım "Tamamdır patron, görüşürüz. " dedim ve arkamı dönüp eve apartmana yürümeye başladım.
"Bişey olursa ara beni. " dediğinde ok yaptım ve apartmana girdim.
Yüzümde morluklar, kızarıklıklıklar vardı. Gözümün altı korku, dudağım patlamıştı ve yanağımda bir kızarıklık vardı. Crop giyindiğim içinde karnımdaki kocaman bıcak izi belli oluyordu. Tahmin edeceğiniz gibi illegal maçlara katılıyordum. Oraya her aleti sokabiliyoruz ve bu büyük yaralara yol açabiliyor. Ama tabi ki ben bu yaraya rağmen kazandım.
Ayaklarıma bakarak merdivenlerden çıkarken önüme iki çift minik ayak çıktı.
Kafamı kaldırıp baktım. Karşımda sapsarı saçları masmavi gözleri olan bir kız vardı ve bana bakıyordu.
"Meyaba" dedi. Sanırsam 3- 4 yaşlarındaydı.
"Meraba" dedim ve yere çömeldim onunla aynı boy olabilmek için.
Bir eliyle yüzümü bir eliyle karnımı gösterdi "Uf mu oydu. " dedi. Gülümsedim "Evet uf oldu. " dedim bende onun gibi.
Öğretmenlik okuduğum için çocuklarla aram iyi. Öğretmenlik mesleği yapmadım çünkü boks daha iyi bir seçenek gibi gelmişti.
"Baban öpsün geçey. Benim ki hemen geçiyo" dedi.
Bir an döndüm "benim babam beni hiç sevmedi. Yaralarımı iyileştirmek yerine yeni yaralar açtı" diyemedim onun yerine "Benim babam hiç yaralarımı iyileştirmedi, nasıl bişey. " diye sordum meraklı bir sesle.
Heyecanlı bir şekilde hareket etti "Sihiy gibi. Böyle biy öpüyoy iyileşiyoy hemen. " dedi zıplayarak.
Kıkırdadım "Ne kadar güzelmiş. " dedim ne diyeceğimi bilemeyecek.
"Seninkini de iyileştiysin mi. " diye sordu ciddimiydi
"Ben kendi yaralarımı iyileştirmeyi öğrendim ama. " dedim. "Tamam o zaman, çok canın yanaysa babam öpey geçey" dedi.
Gülümseyerek bakmaya başladım o da bana aynı bakıyordu. O sırada evden bir adam çıktı "Güneş, bende seni arıyorum prensesim nerdesin. " dedi kızını kuçağına alırken.
Güneş ne güzel bir isimdi. Çok da uyuyordu. "Baba, bak abyaya uf olmuş. " dedi Güneş.
Adamın gözleri bana kaydı. İlk önce yüzüme sonra karnıma baktı. Kaşları havaya kalktı "Evet kızım uf olmuş. " dedi.
Bu arada adam taş falan yani. Boyu tahminimce 1.95 falandır benden fazla uzundu. Vücudu yapılıydı. Gözleri yeşil, kumraldı.
Tam hayalimde ki adam. Neyse konumuza dönelim.
Güneş babasının kulağına bir şey söyledi "Güneş hanım adınızı öğrenmek ıstiyormuş. " dedi gözlerimin derinine bakarak.
Güneşe elımı uzattım "Alina" bu uzun haliydi yakınlarım bana Alin diyor genelde.
Küçüçük eliyle elimi sıktı ve "Güneş." dedi tatlı tatlı "Tanıştığımıza memnun oldum Güneş hanım. " dedim gülümsemeye çalışarak. Ama dudağım açıdığı için gülümseyememiş yüzümü buluşturmuştum.
Çökdüğüm yerden kalkarken karnım açımıştı. Elimle karnımı tuttum "O bıçağı alıp bir yerine sokucam orospu çocuğu. " diye homurdandım kendi kendime.
Kanamam başlamıştı sanırım, eve geçicektim şimdi zaten hallederdim.
Güneşin babası elini uzattı "Yaman bende. " dedi yaralı ellerimle büyük elini tuttum "Alina memnun oldum. " dedim ağızımı açıtmayacak bir gülümsemeyle "Bende." dedi ve elini çekti.
"İyi geceler. " dedim ve hemen merdivenlerden çıkmaya başladım canım çok yanıyordu.
Eve girer girmez kendimi yatağıma attım. Yorgunluktan ölüyordum.
Yarama bakamadan uyuyakaldım.
🥊
bu bölümün alıntısı:
"Üzgünüm, eğer senin hayal ettiğin gibi bir kız evlat olamadıysam
-Oysa daima senin göğüs ünü kabartmak istedim"
Bu defa prenses kendini kurtarıyorBölüm sonuuu
Umarım beğenirsinizzz
Beni Seve inşallah bölüm atıcam
Beklemede kalın öptümmm 😚
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güneş
Teen Fiction"ağlamak bağzı acılara yetmiyor" "ben kendime bile yabancıyım" "mesela ben babamla hiç dertleşmedim" "hatıralar acımasızdı" "geçmedi... alıştım sadece" "gözlerine baktım, beni görmedin bile"