✨✨✨
Gece yine aynı kabuslar görerek uyanmış ve haliyle tekrar uyuyamamiştim geceyi yine bol kahve tüketerek geçirmiş sabahın ilk ışınlarıyla beraber de kendimi evimin aşağı katındaki tablolarımın bulunduğu odaya atmıştım çok fazla tablo vardı, çok fazla korku, çok fazla göz yaşı ve kalp kırıklıkları vardı.
Hepsi buradaydı bana acı veren her şey bu odanın içinda tablolara hapsolmuş bir şekilde duvarlarda asılıydı. Yaptığım bu şey başkaları için saçma bulunabilidi nihayetinde kimse rüyalarında gördüğü ölüm anlarını bir tabloya çizmiyordu.
Benim iki yılık hayatım vardı bu tablolarda, halüsinasyon gördüğüm kabuslarıma giren kareler vardı her yerde. Bu beni iyimi etkiliyor ya da tam tersimi bilmiyordum. Tek bildiğim hayatım hiç normal değildi .
Sürekli bir bilinmezliğin içinde buluyordum kendimi ne zaman bir şeyler düşünmeye başlasam satler geçiyor ama ben tam olarak hala ne düşündüğümü bile bulamıyordum.
Bu iki sene beni paranoyak biri yapmıştı sesler duyuyordum ama sesin sahibi yoktu sürekli izlendiğimi hisediyordum ama hiç kimse yoktu evde tek kalmak bazen benim kendi kendime yaptığım işkence gibiydi. Birinin yanımda olmasını istiyordum varlığını hissedebileceğim birini ama bu da bir işe yaramıyordu .
Arkadaşlarım vardı Yoongi, Hoseok bunlar benim en yakın arkadaşlarımdı. Hoseok
başka bir şehirdeydi onunla lise yılarımızda tanışmış ve arkadaş olmuştuk üçümüz çok güzel anlaşıyorduk. Her yapcağımız şeyi birlikte yapardık her gideceğimiz yere birlikte giderdik.Sonra Hesok' un anne ve babası ayrılınca Hoseok annesiyle birlikte kaldı. Fakat annesi bu şehirde durmak istemediğinden buradan Hesok 'u da alarak ayrılmıştı onunla ayrılırken çok üzülmüştüm bir türlü ikimizde ağlamalarımızı durduramamıştık. En sert duruşlu Yoongi ' nin bile gözlerinin o anda dolduğuna şahit olmuştuk. Sonunda o gitiğinde ise sadece ikimiz kalmıştık işte.
Zaman geçtikçe Yoongi ile yaşadığım şeyler hakkında konuşmaya başlamıştım. Hoseok'un yanında da söyleyebilrdim ama bunu nedense hiç istememiştim. Yoongi herşeyi ögrendiğinde bir süre konuşmamıştı öylece sessiz kalmıştı. Birlikte bu konuda çözüm üretmeye çalışmıştık sonuda ise benim şu anki psikiyatristim olan Jimin ile tanışmıştık işte her şey buydu.
İki yıl benim hayatımı ne kadar değiştirebildiyse o kadar değiştiemişti. Gördüğüm korkutucu rüyalardan sonra onları düşünmekten bazen gerçeklikten kopuyordum. Çevremde basit olaylar bile dönse bunu anlayamayacak dereceye kadar geliyordum. Lise yıları kadar sosyal değildim. Mesela insanlarla konuşmak bana ölüm gibi geliyordu başkalarına derdimi anlatamam içimde sanki milyonlarca örümcek varmış gibi beni kemiriyor ve yavaş yavaş tüketiyordu .
Annem ve babam Amerika'da yaşıyorlardı annem bir avukatı babamsa ünlü bir cerah ikisininde üzerinde uğraşılmış ve büyük bir emek sarf edilmiş bir kariyerleri vardı. İkisi de beni çok severdi tek çocukları olduğum içindi her halde. Bütün ilgilerini bana vermişlerdi sevilme duygusunu her zaman bana göstermişlerdi kendi isteğim doğrultusunda aldığım kararlara her zaman saygı duymuşlar beni sorgulamamışlardı. Hani derler ya her şeyi istediğinde alan çocuklar şımarık olurlar diye ben onlardan biri değildim yani kendimi öyle tanımlıyordum. 18 yaşıma geldiğimde annem ve babam Amerika'ya gitmek istediklerini söylemislerdi benimde fikrimi sormuşlardı ama ben buradan gitmek istememiştim ve onları gönderdikten sonra ben burada kalmıştım şu anda ise 20 yaşındaydım. işte bu kadardı benim şimdiye kadar yaşamış olduğum şeyler 18 yaşıma kadar çok güzel bir yaşam sürsem de o yaştan sonrasını benim için karanlık günler ele almıştı .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Return To Death ~Taekook
FanfictionKader her defasında tekerrür ediyordu. Yüzyıllar boyunca sürekli reankarnasyon ile dünyaya gelen Jungkook ve her defasında onun canını alan ölüm meleği Taehyung semetae ukekook fantastik kurgu