0.1

242 16 3
                                    

"İstemiyorum kelimesinden ne anlıyorsun Kerem?"

"Kanka salaklaşma, kafa dağıtırız diyorum. Hadi tüm takım seni bekliyoruz."

"Kerem git başımdan. Bak bir sürü dosya var çıldırtma beni." Önüme çektiğim dosyaların kapaklarını sadece açıp kapatıyordum.

"Bahane sunma bana. Salağın biri seni aldattı diye niye kapanıyorsun Asya?"

"Aldatmadı o."

Kerem elini havada salladı. "Ya he he."

"Tamam Kerem çık, akşam geliyorum."

Yanağımdan makas aldı ve odadan çıktı.

Aslında Kerem haklıydı aldatılmıştım. Hem de sıradan biri değil. Fenerbahçe'nin öve öve bitiremediği. Ligin en iyi beki Ferdi Kadıoğlu (!) aldatmıştı beni. Bu yüzden insan içine çıkasım yoktu.

22 yaşında Avukat adayıyım. Stajımı Galatasaray da gerçekleştiriyorum. Babam kulübün sponsorlarından biri. Benim takıma olan ilgimden dolayı kulüp ile konuşup ayarladı. Uzun bir süredir buradayım ve takımdakilerle cidden çok yakın oldum. Hepsine gelmeden sempatim olsa bile buraya gelince sempatim çokça arttı.

Ferdi ile 1 yıldan fazla ilişkimiz vardı. Güzel gittiğini düşünüyordum. Fakat 1 hafta önce gelen görüntülere kadar. Kazandıkları bir maç sonrası bana takımla eğleneceklerini söylemişti. Diğer gün ise bana olduğundan daha ilgili davranmaya başladı. Şüphe etsem de bozmadım. Zaten işin aslı 3 gün sonra gelen mesajla ortaya çıkmıştı. İlişkimizde iyi ki dediğim tek şey arkadaş ortamı hariç kimseye bahsetmememiz oldu. Sosyal medyaya yayılsaydı bu durumdan sonra ikimizde etkilenecektik.

Ferdi beni olaydan sonra defalarca aradı, defalarca kapıma kadar geldi fakat ben uğraşmak istemediğimden dolayı Kerem'e Ferdi ile konuşmasını söylemiştim.

Bugün ise eğlenceye gitmememin sebebi. Orada Ferdi ile karşılaşma ihtimalimdi. Çekincem yoktu, sadece bizim takımdakilerin boş durmayacağını biliyordum. Hepsi en yakınım olmuştu her şeyde arkamda durdular bunca zaman. Fenerbahçe ile aramızdaki en büyük fark oyuncularımızın kalplerinin güzelliği olabilirdi.

Masadaki dosyalarını dolaba yerleştirdikten sonra çantamı da alıp odadan çıktım. Oyuncular büyük ihtimalle antrenmandaydılar. Yarım saat sonra onlarda dağılacaktı. Benimde hızlı bir şekilde eve gidip hazırlanmam gerekiyordu.

Güvenliğe selam verip arabama bindim. Evim çokta uzak sayılmazdı 20-25 dakikalık mesafedeydi. Şarkının sesini biraz daha açıp yola odaklandım.

**

"Efendim Barış?" Telefonu hoparlöre alıp rujumu sürmeye devam ettim.

"Asya, hazır mısın?" Sesi uzaktan geliyordu, arabayı kullanıyor olmalıydı.

"Hazırım, evet."

"Tamam ben 5 dakikaya gelirim. Sende gelecekmişsin. Kerem geçerken almamı söyledi."

Aynadan kendime bakarken konuştum. "Tamam ben çıkayım o zaman." Telefonu cevap vermeden kapattı. Resmen öküzdü bu çocuk.

Salak

Mal

Aptal

Barış'a söylene söylene çıktım evden. Kapıyı kapatırken Barış gelmişti. Hızlıca arabaya bindim.

"Selam."

"Selam Asya."

Oturduğum koltuğun üstündeki aynayı açtım ve kendime bakmaya başladım. Sade bir makyaj tercih etmiştim.

"Ne baktın be kendine. Her zamanki halin işte." dedi Barış. Tek elini kapıya yaslamış, başını ise koluna dayamış bir şekilde.

Size bu çocuğun öküz olduğunu söylemiş miydim?

Öküz.

"Bakarım, bakmam sana ne ya?"

"Laflara bak." Ayıplama sesi çıkardı. "Yakışıyor mu?

Oflayarak kollarımı birleştirdim önümde. "Öküzsün, odunsun, senden nefret ediyorum. Niye sen geldiysen. Benim arabam var arabam! O Kerem'i.. Offf!" Cümlemi bitirdikten sonra Barış'a döndüm. Ensesini kaşıyıp sırıtıyordu.

"Salak Barış."

"Bitti mi?"

"Bitmedi.. Aptal!"

"Sonra devam et olur mu Asya? Kafam şuan almıyor."

Kafamı cama yasladım. Yolculuğun bitmesini bekledim..

***

Merhabaaaaaaa

Bu bölüm böyle olsuuunn

Öpüldünüz efeniimmm<333

My Love / Barış Alper Yılmaz Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin