Şu hayatta ölmek o kadar kolay ki peki ya sevdiğin kişiyi kaybetmek o bunu hiç düşünmeden yumdu o güzel deniz gözlerini . O arkasinda onun için herşeyi yapmaya hazir olan iki insan bıraktı biri canimdan sevdiğim kardeşim derin diğeri ise onun anısını kalbinde mezara kadar taşıyacak ben yani doruk . O kolay yolu seçti . Beraber savaşmak yerine beni burda kocaman bir enkazın içinde bıraktı . Selinim sen ne yaptın agapi mou neden bıraktın bu acımasız dünya da bizi yalnız başımıza ... Neyse ben bir abiyim toparlanmam gerek ben böyle olursam canım kardeşim derine yardım edemem ki ! Düşüncelere dalmıştım derinin odasından gelen çığlık ve kırılma sesleri beni kendime getirdi koşa koşa odasina gittim. Lanet olsun diye geçirdim kafamdan kapı kilitliydi. Mecburen kapıyı kırmak zorundaydım annemlere kapı için sonra hesap verirdim şuan önemli olan derindi kapiyi kirmak kolay oldu ama o odadan derini çıkartmak çok zor olacaktı . Her yerde cam kırıkları vardı . Derin yatağın ortasında oturmuş boş boş bakıyordu gözlerinin içine adeta yalvarıyordu abi gel kurtar beni bu acıdan selini geri getir der gibiydi . Yavaşça yanına yaklaştım her tarafta cam parçaları olduğu için onu hemen bu odadan çıkarmalıydım . Önce yanağını okşadım şoktaydı ve ani bir hareket yaparsa cam kırıkları bir yerini kesebilirdi . Onu yavaşça sardım odama götürüp uyuması için ilaç verip yatırdım . Geriye o odayi toplamak kalmıştı . Odaya girdiğimde eski hali belirdi kafamda bu oda üçümüzün eseriydi . Duvar kagitlari yırtılmıstı . Selin seçmişti bunları o pembe odaya renk katıyordu . Üzerindeki gül desenleri anlamını yitirmişti sanki selinin gidişi yüzünden solmuştu tıpkı o güzel gül kurusu rengindeki dudakları gibi . Aslında o güzel dudakların solma sebebi bendim benim yüzümden çıkmıştı gece yarısı sokağa keşke çıkmasaydın güzelim keşke arasaydın beni . Koşarak gelirdim sana . Ben senin yanına gelmekten hiç bıkmadım bazen beni saatlerce bekletirdin kapının önünde . Kızardım sana nerde kaldın diye sonra kapının önünde belirir o tatlı bakışı atar " Özür dilerim " derdin sinir mi içimdeki bütün sinir uçar giderdi . Sana ilk agapi mou dediğimde derin mavi gözleri ndeki bakışı hatırlamamak mümkün mü . O zamanlar yeni başlamıştık çıkmaya sen daha agapi mou ne demek bilmiyordun ama ben sana hep öyle seslenirdim ilk başlarda utanırdın o tatlı yanakların al al olurdu dudakların bu görüntüyü bozmak istemezcesine kızarır gözlerin ise mavinin derin tonlarında kaybolurdu tıpkı şuan benim o gözlerde kaybolmam gibi . Hayatımda pişman olduğum çok şey oldu ama sen kesinlikle bir pişmanlık degilsin sen nesin bilmiyorum aşkım desem o kadar basit ki birbirini sevmeyen insanlarda bu kelimeyi kullanıyor hayatım desem ya da ömrüm hiç biri sana olan aşkımı anlatamıyor ki hepsini bir kelimeye sıgdıramamışlar ben senden bir ömür e sığdırmanı istedim . Senden çok şey istemiştim galiba .
Doruk düşünceleri ile boğuşurken aslında hiç birşeyin farkında değildi . Evet hayatındaki merkez noktasını kaybetmişti ama başkalarınıda yavaş yavaş kaybediyordu . Önce arkadaşlarıyla bağlantısını kesti hepsi ona sevdiğini hatirlatiyordu . Birkac kere selini ile hep gittiği parka gitti belki huzuru orda bulurum diye ama nerde park huzur doluydu Bazı insanlar için ama o kendini buraya ait hissetmiyordu . Kuş cıvıltıları , bisiklet süren çocukların zilinin sesi , yaşlıların güvercinler e yem vermesi , parktaki o mas mavi göldeki ördek yavruları , el ele sarmas dolaş gezen çifte kumrular , ihlamur ağaçlarının kokusu hatta yem yesil çimenler bile selini hatırlatıyordu anıları geliyordu aklina . Erkek adam ağlamaz bu nasıl bir sözdü . Kim uydurduysa yanılıyordu öyle bir ağlardı ki . Gözünden damlayan her damla yaş onun acısını akıtırdı tıpkı o kalbinden akan her damla kan gibi .
Parktan eve geldiğinde ilk işi derine bakmak oldu . Derinin Odası tadilatta olduğu için misafir odasında kalıyordu . Ama durumu hiç iyiye gitmiyordu . Yemek yemiyor doruk dışında kimseyle konuşmuyordu bazen sadece abisinin omzunda deli gibi ağlayıp uyuyakalıyordu. Doruk annesi ile bu konuyu konuşmaya gittiğinde annesi bu işi çoktan halletigini ve doktorun bir hafta boyunca derini gözlemleyecegini öğrenmisti . Derini bu acıdan kurtarmak istiyordu .
O bu kadar üzüntüye dayanamazdı . Küçükken barbie bebeklerine o kadar değer verirdi ki birtanesini balkondan aşağı attım diye birgün boyunca ağlamıştı . Bebeğin üzerinde tek bir çizik bile yoktu ama barbie bebeği 1 hafta boyunca hiç elinden bırakmamıştı . Cansız bir oyuncak için bu kadar üzülen bir kızdan bahsediyoruz kardeşi gibi gördüğü bir kızın intahar ettiğini öğrendi sizce bu kiz bunu kaldıra bilir mi ? Keske onun acılarını alma şansım olsa . Ama yapabileceğim hiç bişey yok elim kolum bağlı .
1 hafta boyunca doktor bizde kalmıştı . Derin doktorla konuşmuyordu . Annemden duyduğum kadarıyla derine ilaç vermek zorunda kalacaklardı . Annem ne kadar bunun ona iyi geleceğini söylesede yanılıyordu . Acı için uyku iyi gelmezdi sadece geçici bir yöntemdi o . Uyandığında yine aynı his seni bekliyor olacaktı . Doktor bitek annemle konuşuyor beni dinlemiyordu bazen duyamayayım diye sesini alçaltıyordu ama bende pek fazla birşey gizleyemezlerdi hele konu kardeşim derin ise . Doktorun elinden düşmeyen derinin dosyasını okumalıydım bunun içinde ne kadar İstemesem de yakışıklılığımı kullanmalıyım.
Merhaba arkadaşlar farkındayım bu bölüm biraz ağır oldu ama duyguyu vermem gerekiyordu bu kitapla ilgili güzel planlarim var merak etmeyin hep böyle ağır olmayacak bazen sizi çok güldürücem bazende sizi cok ağlatıcam bazen korkucaksınız bazende kendi kendinizi karakterin yerine koyacaksınız umarım beğenirsiniz ve bu hikayenin devami gelir vote larinizi ve yorumlarınızı bekliyorum lütfen okuyup geçmeyin yorum yapın sizi seviyorum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cam Kırıkları
Teen FictionSevgilim arkanda koca bir dünya bıraktın oysa o dünya senin için savaşmaya hazırdı . Sadece elini tutman yeterdi. Neden gitmeyi sectin . Ölmek her zaman sevmekten kolay değil mi ? Hani biz zor olanı seçicektik . Sen bana sormadan ikimiz için kolay y...