Maskeler Kalkıyor

47 4 4
                                    

  Merhaba! Öncelikle bu benim ilk hikayem Wattpad'de ve çok heyecanlıyım. İlk yazışım olduğu için hatalarım ve yazım yanlışlarım olabilir. Var ise eğer şimdiden özür diliyorum. Bu hikaye tek bölümlük olacak ve devamı gelmeyecek büyük ihtimal fakat eğer başka bir Monoma yazım olursa buraya ekleyebilirim. Çok uzatmadan bölüme geçmek istiyorum, iyi okumalar 💖

Bölüm için şarkı önerisi:
 
○ Staset - Telescope
                                    
                              ○ Billie Eilish-Ocean Eyes


  Monoma çok farklı bir insandı.Onunla daha ilk tanıştığın an anlamıştın bunu. O dışarıdan kendini beğenmiş,kimine göre zorba,egoist ve bencil biri gibi dururdu fakat sen onu ilk gördüğün an yüzüne taktığı maskenin arkasını görebilmiştin. Bu seni zorlamamıştı çünkü sen de öyleydin. İkiniz de toplum içerisinde mutlu rolü oynayan, hiçbir sorunu olmayan, hiçbir deneni umursamayan iki birer lise öğrencisiydiniz. Peki aslı nasıldı? İkiniz de tam tersiydiniz. Sadece güçlü görünmek için bu maskeler ile maskeli balodaymış gibi davranıyordunuz.
  Onunla ilk göz göze geldiğiniz an aklına geldi ve buruk bir gülümseme yüzüne yayıldı.
  İkiniz de B sınıfında idiniz. Sınıfa erken gelenlerden birisiydin ve cam kenarı arka tarafta olan sıralardan birine oturdun. Hava çok güzeldi;güneş parıl parıl parlıyor, adeta sana gülümsüyordu. Kulaklıklarında müzik zevkine zıt olmasına rağmen yumuş yumuş olmak için dinlediğin slow yaz havası veren bir şarkı vardı. Sınıfta senden başka gelen daha olmamıştı. Huzurlu şekilde camdan dışarı bakıyordun ki birtakım tartışma sesleri duydun. İlk başta umursamadın fakat ses sınıfa daha fazla yaklaşmaya başlamıştı. İki sarışın sınıfın kapısının önünde kavga ediyordu. Sesi o kadar baskın geliyordu ki diken şeklinde saçları olanın o tarafa baktın. Karşısındaki düz saçlı ve deniz mavisi gözleri olan sarışın ise diken saçlıya göre çok sakin ve kendinden emin duruyordu. Kavgaları bir süre daha devam ediyorken sınıfa insanların yavaş yavaş gelmeye başlaması ile kavgalarını okul sonuna taşımaya kararlı olan diken saçlı sınıfına geçti ve deniz mavisi gözlü sarışın ise sakin tavrını koruyarak sınıfa adım atmıştı ki yüzündeki kendinden emin gülümseme senin ile göz göze geldiği an yavaşça soldu ve dudakları hafifçe aralandı ve gözleri çok farklı bir şekilde baktı. Sanki, sanki daha önce tanışmış da ayrı kalmak zorunda kaldığı birisini görmüş gibiydi. Oysa siz daha ilk defa karşlaşmıştınız. Sen de hiç farklı değildin, hâlâ kulağında çalan slow yaz şarkısı ile yanakların hafif kızarmış ve gözlerin parlayan şekilde ona bakıyordun. Bu sessiz göz temasınızı bozan ise Midnight'ın içeri gelmesi ve Monoma'nın hemen senin sıranın hizasındaki orta sıraya oturması oldu.
Onun ile ilk göz göze geldiğiniz an anlamıştın işte onun da tıpkı senin gibi olduğunu. O da işte maske takıyordu aynı maskeli baloda, sen balonun prensesi o ise prensi idi ama bunun henüz farkında değildiniz.
  Monoma sınıf içinde hep atılgan ve konuşkanken sen daha çok belirli birkaç kız ile takılır, yeri geldiği zaman sınıftaki erkekler ve diğer kızlar ile de konuşurdun. Monoma ile farkınız da buydu işte. Sen kendi içinde maske taktığını biliyordun fakat o bunun farkında değildi. Bu seni üzüyor ve önceki zamanlarını hatırlatıyordu. Sınıf içinde Monoma herkese karşı üstünlük taslar, övünürken senin ile tek kelime konuşmamış, konuşamamıştı. Sanki senin kahverengi gözlerin onun bile bilmediği iç dünyasının kapısını aralıyordu. Monoma bundan huzursuz oluyordu ama biliyordu da kendi iç dünyasının karmaşasını sadece senin çözebileceğini ama korkuyordu. İçini birine açmaya, güvenmeye korkuyordu. Güveni zamanında çok kırılmıştı çünkü. Sen ise onunla konuşmak istiyor fakat adım atamıyordun. Onun gözleri de sana kırgın bir çocuğu yansıtıyordu. O kırılmış çocuğun güvenini nasıl kazanacağını bilmiyor, onu daha çok kırmaktan korkuyordun.
Sen ve Monoma hiç konuşmadan sadece göz temaslarınız ile anlaşıyordunuz  ormandaki villian saldırısında en yakın alanda bulunup ikili grup olana kadar. Evet U.A'ya kahraman olmak için gelmiştin fakat sen çok stres yapan ve panikleyen birisiydin. Bu gibi durumlarda sakin kalmak için çok fazla çalışma yaptın kendi kendine fakat olmuyordu işte, yapamıyordun. Hep en kötü senaryoyu kafanda kuruyordun.
  Monoma ile yan yana orman içerisinde hızlı hareketler ile çıkışa ulaşmaya çalışıyordunuz. Konuşmaya ilk Monoma başladı: buradan bir an önce çıkmak için girdiğimiz tarafı hatırlamaya çalışıyorum, sen hatırlıyor musun ? Sen bu soruya tam cevap verecektin fakat daha farklı bir sorun vardı sanırım. Sen titriyordun? Monoma bunu fark ettiği an hemen etrafına baktı ve güvenli bir yer bulduğu an ellerini tuttu ve yere oturttu seni ve hemen yanına oturdu. Sen panik yapmış ve titremeye devam ederken artık göz yaşların da yanaklarından akmaya başlamıştı. Sakin kalman gerekiyordu, tek değil yanında Monoma da vardı ve işleri onun için de zorlaştırıyordun ve bir yandan da buradan çıkamayacağınızı düşünüp kötüye yoruyordun düşüncelerini. Monoma konuşmadığını fark etmişti. Sana hemen suyunu verdi ve yavaşça içmeni bekledi. Ardından hemen Midnight Sensei'nin size ulaşmak için verdiği telsiz benzeri alet ile konumunuzu hocalarınıza iletmeyi başarmıştı. Sen ise hâlâ aynı şekilde sakin kalmaya çalışıyordun. Monoma telsiz ile olan işini bitirdi ve hemen seni sakinleştirmek için konuşmaya başladı:"Evet, daha önce hiç konuşmadık fakat şu an benim ile konuşursan kendi içindeki kötü düşüncelerden kurtulabilirsin.  Lütfen bana ne düşünüyorsan anlat ve ben de seni sakinleştirebileyim. Buradan çıkaracağım seni lütfen derin derin nefesler al."
Monoma'nın dediklerini duymuyordun, algıların kapanmış gibiydi. Monoma sen cevap vermedikçe daha da endişe ediyordu fakat bunu dışarı yansıtmaması gerektiğini biliyordu. Bunu yapması doğru muydu şu an bilmiyordu ama yapması gerektiğini düşündü ve kollarını sana sıkıca doladı ve titreyen vücudunu stabil hâle getirmeye çalıştı. Sen etrafına sarılı kolları hissettikten sonra göz yaşların biraz daha artmaya başlamıştı. Kollarını Monoma'ya sardın yavaşça. Göz yaşların Monoma'nın kıyafetini ıslatıyordu. Bunu fark eden Monoma seni hemen kucağına aldı ve burada daha fazla  zaman kaybetmemek adına yürümeye başladı. Telsize gelen bildirime bakılırsa hocalar sizin yerinizi bulamamıştı kafat iyi haber ki villianlar durdurulmuştu ve size diğer öğrencilerin toplandığı yerin konumunu ulaştırabilimişlerdi. Sen ise çok düşünme ve stresin verdiği yorgunluk ile baş ağrısı çekmiştin ve ağrının artması ile yorgunluktan uyuyakalmıştın Monoma'nın boynuna sarılı şekilde kucağında. Monoma ilk başta bayıldığını düşünüp korksa da sakinleşen nefes alış verişlerin ile uyuduğunu anlamıştı. Toplanma alanına yaklaşırken Monoma, saçlarına minik bir öpücük bıraktı ve fısıltı ile "buradan çıkacağımızı söylemiştim Prenses" dedi fakat sen bunu duymamıştın ama Monoma'nın göğsünde kıpırdanmıştın. Monoma yüzünde masum bir gülümseme ile son kez sana baktı ve toplanma alanına vardı.
  Bu olay sonrası herkese karşı bencil ve gösteriş gösterisi yapan Monoma senin yanındayken hep sakin ve deniz mavisi gözleri sanki dokunsa kırılacak çok değerli bir eşyaymış gibi senin gözlerine değdiği an siyah göz bebeği hırçın dalgaların arasında büyüyor ve parıldıyordu. Senin gizemli kahverengi çorak toprakları andıran gözlerin ise her mavi gözler ile buluştuğunda o dalgalar kuraklığı gideriyordu adeta.
   Sen ve Monoma her öğle arasında birlikte okulun arka tarafındaki sakura ağacının altına uzanır ve bulutları izler, birbirinizi tanırdınız.
  Zamanla Monoma,içindeki karmaşık sarmaşıkları senin görmene ve onları serbest bırakmana izin vermeye başladı. Sen de seve seve onlar ile tek tek ilgilendin, onun o gözlerindeki kırgın çocuğu mutlu etmek için her şeyi yapmaya razıydın.
  Monoma sadece öğle aralarını ve teneffüsleri yeterli bulmamaya başladığı zamanlar seni gizlice yurt odasına getirirdi. Bazen de o senin odana gelirdi.
Sadece sen Monoma'yı değil, Monoma da seni iyileştirdi. Olumsuz düşüncelerinin önüne geçmen için sana yardım etti. Panik olduğun zamanlar sakinleştirmesi adına kendisi yokken sende olup yardımcı olması adına sana kendi ördüğü bilekliği hediye etti ve o çok sevdiğin parfümünü de bilekliğine sıkmayı unutmadı. O sana karşı hep çok uysal ve şefkatli. Sana sarılmayı çok seviyor ve rahatlatıcı buluyor. Aynı zamanda senin de ona sarılmayı çok sevdiğini bildiği için onun yurt odasında olduğunuz zaman sırtını yatak başlığına yaslar ve sizi kucağına çeker,sen beline sarılırken o saçların ile oynar.
  Maskesinin parçalanmasını sağlarken çok kez ağladı, yeri geldi ağlamaları sessiz çığlıklara dönüştü. Hep yanında sen vardın. Biliyordun, bu hissi çok iyi biliyordun. Onun ellerini tutar, göz yaşlarını öper ve güven dolu sözler fısıldardın. Çünkü o gözlerindeki kırgın çocuğun zamanında çok kez bunları işitmek yerine aşağılayıcı cümleler ve kelimeler duyduğunu biliyordun.
  Senin masken de hiç kolay kırılmadı. Yanında hep Monoma oldu. Her düştüğünde, seni o kaldırdı. Daha güçlü olmanı sağladı. Çünkü o da biliyordu ki o kurak toprakların hiç hakkettiği suya kavuşamadığını. Ama artık bir önemi yoktu, değil mi ? Çünkü o prensesinin hak ettiği her şeyi önüne sermeye hazırdı. Davranış, söz, eylem, şefkat içeren sarılma veya öpüşler...
    İkinizin de maskeleri parçalandığı zaman işte o maskeli baloda birbirinizi fark ettiniz. Olduğu maskeden tanıyamayan iki göz sonunda maskesiz görmüştü. Artık balonun gizemi yok olmuş, maskeler kalkmış ve prenses,prensine kavuşmuştu.

  - Monoma ile yaşamak nasıl olurdu ?

  - Monoma ile yaşamak nasıl olurdu ?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


    Old Money yaşam stiline sahip olduğunuz bir gerçek

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

    Old Money yaşam stiline sahip olduğunuz bir gerçek. Bu nedenle sık sık golf ve at binmeleri yaşanacak. Moda defilelerinde bulunma ve galalar...Sağlıklı yemekler ve aşçı bir koca. Aman tanrım Monoma'nın elleri çok yetenekli! Bir tarafım nadir de olsa birlikte resim çizme date'leri yaptığınızı söylüyor. Balolar ve davetlere çağrılıyorsunuz ama hepsine katılmıyor, yalnız vakit geçirmeyi tercih ediyorsunuz. Lüks bir yaşantınız var ama ünlü değilsiniz ve bunu tercih ediyorsunuz. Rahatınıza düşkünsünüz. Ve basit aktivitler de size hiç uzak değil.Sık sık gece yürüyüşleri yaparsınız. Sakin ve sessiz caddelerde baş başa vakit geçirmek gibisi yoktur.Sen yolculuk yapmayı çok sevdiğin için gece araba gezmesi yaptığınız da olurdu.
  Piknik buluşmaları gibi soft şeyleri yapmayı da gayet seviyorsunuz. Ama Monoma'ya kalırsa o hep lüks restorantları tercih ediyor. Rahat fakat şık bir tarzı var. Baştan aşağı siyah giyindiği zamanlar aşırı havalı oluyor fakat genelde açık renk ve sade kombinler taraftarı.
  Monoma ile yaşamak 10/10.
    Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın, umarım beğenirsiniz 💙💙

 

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 27 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Monoma One-Shout Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin