Chapter 3*

284 49 18
                                    


Dalga geçiyorlar değil mi? Beni nasıl tanımazlar?!

"Seni tabii ki de tanıyorum Tiffany! Arkadaşız biz! Unuttun mu? Ben , Choi Sooyoung!"

Telaşla söyledim. Nasıl en yakın arkadaşlarım beni tanımazdı? Bu sırada Taeyeon , Tiffany'nin   önüne geçmiş bana dik dik bakıyordu.

"Bak , seni tanımıyorum ama sevgilimden uzak dur!"

Allah'ım sen büyüksün! Sevgilimden uzak dur diyor ya... Taeyeon 0.7 kalem ucu kadar boyun var , türlü türlü huyun var... Kafan mı güzel abi? Kafalarını bir yere çarpmış olmalılar...

"Y-yoksa... Bu nasıl mümkün olabilir?! Benimle gel , Sooyoung!"

Jessica telaşla söyleyip beni kolumdan çekiştirmeye başladı. Beni nereye götürüyor ki?! Hayır! Bu genç yaşımda akbabalara yem olamam...

Ama neyseki düşündüğüm gibi olmamış , patronun ofisi olduğunu düşündüğüm odaya ulaşmıştık.

"Koltuklardan birine otur."

Soğukça söylediğinde dediğini yapıp deri koltuklardan birine oturdum. Patronu kızdırmak istemem değil mi? Eheheheh- Tamam yeter.

Jessica da yanıma oturup birden kafamı tuttu. Ne yapmaya çalıştığını anlamıyordum ama yapmasına izin verdim. Çünkü o patron... Pfft... Aniden saçlarımın arasından , sanırım kafa derimden , bir şey çıkarıp attı ve ben... BİR SANİYE HATIRLIYORUM! BURAYA NASIL GETİRİLDİĞİMİ HATIRLIYORUM!!

"Hatırlıyorum... Buraya , bir arabanın içinde geldim! Hatta diğerleri de vardı! Yoona ve Yuri baygındı! Sonra araba bir yerde durdu... Tae ile Tiff'i de kaçırdınız!"

Heyecanla söylediğimde Jessica pek şaşırmış görünmüyordu.

"Başka ne hatırlıyorsun?"

Elindeki çip benzeri şeyle uğraşırken sordu. Daha çok beni başından savmaya çalışıyor gibiydi.

"Bir makine vardı! Sırayla hepimiz girdik. En sonda ben vardım... Sonra makinenin içinde bir şey taktılar , uyumuş olmalıyım ve o karanlık odada uyandım!"

Her şeyi net bir şekilde hatırlıyordum. Sanırım o makinede taktıkları şey...şu an Jessica'nın elindeki cihazdı...

"Bu çipi görüyor musun? İşte senin bazı şeyleri hatırlamamanı sağlayan şey buydu. Aynı şekilde arkadaşlarının da bazı şeyleri hatırlamamasının sebebi bu çip. Ekibe seçtiğimiz her insanın hafızasının bir bölümünü sileriz. Ama...senin hafızanın neden bu kadar azının silinmiş olduğunu tek bir şey açıklıyor... Sen , O'sun..."

Jessica aniden bana sarıldığında neyden bahsettiğini anlayamıyordum. Ben kimdim ki , bana böyle sarılıyordu?

"B-ben..."

Jessica gülümseyip elimi tuttu.

"Bu ekibi kurma görevini aldığımda hatırladığım çok az şey vardı... Bunlardan biri de , hafızasının az bir bölümü silinmiş olan kişi geldiğinde patronun kaderi değişecek. Çünkü patron o kişiye aşık... Beynimde sürekli bu cümleler yankılanıyordu... S-sen... Benim aşık olduğum kişisin Sooyoung."

Kollarını boynuma dolayıp bir kez daha sarıldı bana. Bense ne yapacağımı , ne yapmam gerektiğini bilmiyordum... Kollarım benden izinsizce hareket edip onun belini bulmuştu bile. Saçları... O kadar güzel kokuyordu ki , kahverengi saçları... Bu kez de dudaklarım benden izinsizce hareket etti ve saçlarını öpmüştüm işte... Yumuşacıktı saçları. Geri çekilip gözlerime baktı , gözlerimin tam içine... O an garip hissetmiştim , çünkü bakışları soğuk değildi. Sanki...sanki geçmişten tanıdığım biriymiş gibiydi. Bakışları dudaklarımı bulmuştu bu kez , yutkundum.

Yaklaşıp dudaklarımı nazikçe öpmeye başladığında öylece kalmıştım... Karşılık vermeliydim sanırım... Beynimden değil , kalbimden gelen bir sinyal ona karşılık vermemi söylüyordu. Dediğini yaptım. Jessica'nın öpücüğüne karşılık verdiğimde , benim için dünya durmuş gibiydi. Bu his...bu his çok tanıdıktı. Ama nereden hatırlıyordum ki?

Jessica geri çekilip bir kez daha gözlerimin içine baktı. İşte o an garip fotoğraf ve videolar gözümün önünden geçmeye başladı. Sanki hatırlayamadığım bir geçmişim vardı ve şu an gözlerimin önünden geçip gidiyordu... Ama bir dakika sadece ben yoktum , Jessica da görüntülere dahildi.

Deliriyor muydum?! Gözlerimi sıkıca yumup bir süre bekledikten sonra tekrar açtım. Bu arada , Jessica'nın elindeki çip de ötüp yeşil renk olmuştu.

"Bu da ne böyle?!" Jessica ne olduğunu bilmiyor olacak ki , kendi kendine mırıldanıp cihazı incelemeye başladı.

Ben de , kafamda derin bir acı duydum. Anlık bir şeydi , hemen geçmişti. İşte o an daha çok şey hatırlamıştım... Jessica'yı iki omzundan tutup dikkatini üstüme çektim. Benim gözümdeki ciddiyeti fark ettiğinde biraz ürkmüş gibiydi.

"S-Sooyoung... Problem ne?"

Sakinleşmesi için kendimi biraz kasarak gülümsedim. Hatırladığım şey çok da kötü değildi. Hatta...sanırım aksine iyi bir şeydi...

"Bizim bir geçmişimiz vardı , Jessica... Biz eskiden sevgiliydik..."

Bölüm Sonu

Yorum ㅋㅋㅋ

Protect The Boss! ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin