merve
"oha."
telefona bakarak söylediğim şeyle yaseniya bana döndü. güle ulaşamadığım için teyfiğe mesaj attığımda bir parti hakkında konuştuğunu ve oraya gitmiş olabileceğini söylemişti.
"bu çok.. bize göre olmayan bir parti."
"ve çok gay bir parti."
dediği şeyle istemsizce gülümsediğimde telefonu kapatıp ona baktım.
"neyse gidip bakalım orda mıymış, neden bana söylemeden gitti bilmiyorum ama sanırım yanında biri falan var."
başını salladığında daha önce gittiğim bir yerin hemen karşısında olduğu için gideceğim yer çok yabancı değildi benim için. yürümeye başladığımızda bir anda elimde onun elini hissettiğimde başımı elime çevirdim.
elimi masumca tutmuş etrafa bakıyordu. ona baktığımı farkedip bana döndüğünde yüzümde bir sırıtış oluştu.
"ne öyle bakıyorsun elini tutamaz mıyım?"
"tabi ki tutabilirsin."
ona sırıtarak bakmaya başladığımda kızarmaya başlamıştı, elini çekeceği sırada sıkıca tuttuğumda kaçamayacağını anlayarak elini serbest bıraktı.
"çok tatlı utanıyorsun."
"sus.."
"çok tatlı sus diyorsun."
"sus ya!"
yüzü domatese döndüğünde gülmeye başladım. kaşlarını çatmış bana bakıyordu. ona yaklaşarak yanağına bir öpücük kondurduğumda bir anlığına gözünü yumarak bu öpücüğü kabul ettiğini söylemiş oldu.
yürümeye devam ederken yaseniya bir anda yüzünü bana çevirip bir şeyi sorguluyormuş ve bana bir şey soracakmış gibi bana baktı.
"kafanı karıştırmak için alakasız gıcık gıcık sorular sorucam sana."
"o niye?"
"canım seni arada bırakmak istiyor."
"peki sor."
"mesela düşün bir gün uyanıyoruz tamam mı bende senin yanındayım böyle ve bi bakıyorsun ben bi anda inek olmuşum. beni gene de sever miydin?"
ona garipseyerek baktığımda gerçekten de bir cevap beklediğini farketmemle gülümsedim.
"seni kesip etini yerdim."
"ya düzgün cevap ver."
"o zaman düzgün soru sor inek olsaydım ne.. ben sana seni seviyorum dediğimde sen bana mö mü diyeceksin yani?"
ciddiyetini kaybedip bir anda gülmeye başladığında bende iç çekip gülümsemiştim.
"tamam o zaman. şöyle düşün mesela sen hapise düşmüşsün tamam mı baya böyle beş yıl falan—"
"fuat hocanın evini kundakladığım için."
"ya dur sözümü kesme. neyse işte sonra sen hapse giriyorsun ve ordaki kızlardan biri senden hoşlanıyor ve sevgilin burda yaşananları bilmeyecek diyor ve bir şeyler teklif ediyor."
"umrumda olmazdı bu teklif."
"ama beş yıl içerde kalıyorsun."
"ha yani gidip aldatıyım diyorsun?"
"yav öyle demiyorum. yapmaz mıydın yani?"
"sen varken neden başkasına bakma gereği duyayım ki?"
"ama beş yıl boyunca sadece haftada bir kısa bir süreliğine görüyorsun beni."
"son iki yıldır sen kör olmana rağmen senden vazgeçmedim şimdi diyorsun ki haftada bir beni göreceksin. sence o gereksiz teklifi kabul eder miyim?"
dediğim şeyin üstüne gözlerindeki bakış yumuşamıştı, gülümsememeye çalışıyor ve çok tatlı gözüküyordu. elimle yanaklarından tutarak kendime yaklaştırıp bir öpücük kondurduğumda gülümsemesine hakim olamamıştı.
"kör değildim genede.."
öpücüğümün arasından konuşurken sırıttım.
"öyleydin."
yol boyu onun saçma sorularına devam ederek kısa sürede mekana yetişmiştik. mekana yetiştiğimizde aslında partinin baya büyük bir evde olduğunu farketmiştim.
"çıkınca diğer soruları da soracağım."
tehdit eder gibi söylediği şeyin üstüne içeriye girmiştik. içeriye girdiğimizde arkada açılmış ama çok yüksek olmayan bir müzik vardı. herkes içki içerken konuşuyordu. biraz daha ilerlediğimizde yarı çıplak bir çocuğun başka bir çocuğu azgınca öptüğüne şahit olduğumda gözlerim açılmıştı.
bu koca ev amerikan dizilerinde evi hatırlatıyordu, parti de amerikan dizilerindeki partilere benziyordu ve bu hiç hoşuma gitmemişti.
biraz daha ilerlediğimizde dışarıda bir havuzun olduğunu ve bazı kişilerin de havuzda olduğunu görmüştüm, çok iğrenç bir manzaraydı. ben partileri pek seven biri değildim yani bazı partiler güzel olabiliyordu ancak bunun güzel bir parti olmadığı belliydi.
etrafta gülün burda olup olmadığını ararken bir anda yaseniyaya doğru yanaşan bir el gördüğümde kaşlarımı çatarak yaseniyanın önüne geçtim. elin sahibine sert bir bakış attığımda karşımda bir kız olduğunu farkettim.
kız kollarını kaldırıp sakin ol der gibi durduğunda iç çekmiştim. anlaşılan bu kız bu partinin yöneticilerinden biriydi. yaseniya arkamdan kazağımı sakince tutup etrafa bakarken onun da bu ortamdan rahatsız olduğunu hissetmeye başlamıştım.
"bi şey arıyor gibisiniz sanki."
yarı sarhoş bir şekilde çıkan sesiyle kıza bakıyordum, öyle bir sinir olmuştum ki onu boğazlayabilirdim şuan. gözü sürekli yaseniyaya kayıyordu ve yüzünde iğrenç bir sırıtış vardı.
"birini arıyoruz."
"haa.. burda değil miymiş?"
"bu katta yok, üst katta birileri var mı?"
"hehe.. oraya yiyişmek için gidiyorlar."
söylediği şeyle bir kaşım havalanmıştı. gülün oraya gideceğini düşünmüyordum, büyük ihtimalle burda değildi ancak gene de bir kontrol etmek istemiştim.
yaseniya ile beraber yavaş yavaş yukarıya çıkarken bir anda inleme sesi duymamızla birbirimize bakmıştık. bir anda aklıma sapıkça şeylerin gelmesiyle imalıca yaseniyaya baktım.
"ne?"
"bi gün sende—"
bi anda omzuma sertçe vurduğunda kıkırdamıştım. yukarıya çıkmak istemesem de emin olmak istiyordum. merdivenin sonuna geldiğimizde karşımıza üçlü yapan üç tane kız çıkmıştı. hemen kafamızı başka tarafa çevirdiğimizde çoktan pişman olmuştuk.
tam geri aşağı ineceğimizde döndüğümüz tarafta gülün çantasını fatketmiştim. çantaya daha da yaklaştığımda çantanın gerçekten de gülün olduğunu doğrulamıştım.
gül burada ne yapıyordu?
gülün çantası bir odanın önünde olduğu için çok az açık olan kapıyı daha da ittirerek odaya giriş yapmıştık.
gördüğüm şey karşısında ağzım açık kalırken gül beni hemen farketmişti. oda şaşkınca bize bakarken büyük bir sessizlik oluşmuştu.
gül, simge ile öpüşüyordu.
⎯⎯⎯⎯⎯
vay canına ne kadar büyük bir ters köşe bu böyle aman tanrım
önceki bölümün yorumlarında çok sevişmelerini istiyorlar arkadaşlar tam bölüm veriyorum 38de merve dayıyor (not: bende sevişsinler istiyorum)
ara bölümlerde güzel olacak azmayın
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ırz düşmanı # gxg
Romanceyaseniya uzun zamandır onu izleyip onu dikizleyen merve'yi farkeder. • texting & düzyazı