merve
okul zilinin hemen ardından aceleci bir şekilde çıktığımda büyük ihtimalle boş sınıfta tek olan yaseniya'ya doğru ilerlemeye başlamıştım. birkaç gün önce yaşanan şeyler beni çok heyecanlandırsa da onun hakkında farkettiğim birkaç detay vardı ve nedenini öğrenmek istiyordum. onu yakından konuşarak tanıdığımda onun insanlardan uzaklaşmasını daha iyi anlamıştım.
sınıfa girdiğimde defterine bir şeyler karaladığını gördüm. içeriye adım atarken beni kolayca farketmişti. yanına doğru ilerlediğimde bana döndü.
ciddi bir ifadem vardı. gözleri ne olduğunu sorarken karşısına oturdum. "ilişkiye başlamaktan mı korkuyorsun?"
bir anda olaya girmemle yüz ifade in nedenini anlamıştı. yüzünde sorgular gibi bir ifade vardı. yavaşça bana yaklaşmış ve gözlerime bakmıştı.
"nasıl yapıyorsun?"
"neyi?"
"gizli olan her şeyimi biliyorsun, duygu sakladığımı ve bunu. kendim bile emin değilken nasıl beceriyorsun?"
"seni uzun zamandır tanıyorum, seni sen kadar tanıyorum."
bu lafımla bana biraz ciddiyetle bakmıştı. "ben kendimi sevmem ama." buradan ne anlam çıkaracağımı bilemeden ona bakmıştım. yüz ifadesi sürekli değişiyordu sanki vereceği tepkiyi bilmiyormuş gibiydi. "kendine haksızlık ediyorsun."
"ya bir anda çekip gidersen?"
"gidecek yerim yok."
"bu bir bahane değil."
"eğer çekip gidersem kendimle neredeyse aynı sorunları ve duyguları yaşayan ve aşka inanmazken aşk buymuş dedirten kişiyi bıraktığım için ömür boyu pişmanlık duyarım."
iki kelimeyi bir araya getirmekte zorlanırken sözlerimin bir anda ağzımdan çıkıp gerçekçi durması onu şaşırtmıştı. ona baktığımda yutkundu.
"daha önce biri seni bıraktı mı?"
bu söze cevap vermeden yüzünü çevirmişti. tahminim doğruydı. süründürüyorum derken sadece kendine güvenmiyordu. hazır hissetmiyordu. bunu daha önce farkedemediğim için sinirlenmiştim kendime.
"aptalmış."
geri kendini toplar bir şekilde bana baktığında ona birkaç adım yaklaşmıştım. "bana güvenecek misin?" onun gözlerine baktığımda sanki hala korkuyormuş gibi duruyordu.
"korkaklık yapıyorum."
"korkaklık değil bu, insan insana güvenmez. ben kendimi yeterince güvenli kılmadım, bu benim suçum."
"senin suçun yok."
"o zaman sorun da yok."
bana hem masum hemde ciddiyetle bakarken bir anda kollarını birleştirmişti.
"çıkma teklifi yoksa kabul etmem."
"çıkma teklifi etmekte berbatım."
"bu senin sorunun."
"yaseniya."
"çıkma teklifi yoksa yaseniya da yok."
ciddi bir teklif mi istiyordu yoksa ellerimin birbirine dolanmasını mı seyretmek istiyordu bilmiyordum ancak artık bir çıkma teklifi etmem gerekiyordu.bu konuda berbattım, ne sosyal olarak iyiydim ne de diğer konularda. büyük ihtimalle de aptal gibi gözükecektim ancak başka şansım yoktu, çıkma teklifi etme fikri kötü de değildi.
"peki tamam, çıkma teklifi edeceğim."
iç çeke çeke konuşurken konuşmamız bitmişti. "diğerlerinin yanına gitmeliyiz artık, geç oldu laf yaparlar." kendisi çıkmaz sokaktan çıkarken ben de arkasından ilerliyordum. burada bu konunun kapanacağına ve her şeyin düzeleceğine inanmıştım ama artık bir çıkma teklifi muhabbeti ortaya çıkmıştı.
hayır yani azgın merve ile kimse baş edemez, şimdi gidip onun dudaklarına yapışsam şuan ne yapabilir ki?
büyük ihtimalle ağzıma sıçabilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ırz düşmanı # gxg
Romansayaseniya uzun zamandır onu izleyip onu dikizleyen merve'yi farkeder. • texting & düzyazı