otuzüç

1.3K 95 12
                                    

ilk sahne altıncı bölümden

⎯⎯⎯⎯⎯⎯

flashback

gül

koçun yanından geldiğimde mervenin o kızın yanına gittiğini gördüğümde yüzümde bir sırıtışla ona bakıyordum. kız ona engel atmasına rağmen hala peşinden gidiyordu. aslında hala nasıl platonik olarak kaldığını anlamamıştım, aradan iki yıl geçmişti ama hala vazgeçmemişti.

elime bir top aldığımda etrafa bakıyordum. gerçekten de tekrardan altı kişi olmuştuk. ama diğer oyuncular takım gibi davranmıyor ve bizden ayrı kalıyorlardı. diğer üçlüye bakınca ilgisizce köşede onların atışmasını izleyen kıza bakınca dikkatimi çekmiş bulundu.

siyah saçlıydı. saçının bir kısmını pembeye boyatmış, merve ve benim gibi yapışkan forma yerine bol ve rahat formaları tercih etmişti. oldukça maskülen duruyordu. umursamaz bakışlarıyla kızların saçma atışmasına iç çektikten sonra onlardan uzaklaştı.

mervenin gelmeye niyeti yokmuş gibi gözüktüğü için bir köşeye geçip oturmuştum, o kızların yanına gitmek istemiyordum. tam anlamıyla koç gittikten beri kavga ediyorlardı, sanki oynamaya değilde kavga etmeye geliyor gibiydiler.

bir anda bir topun kafama sertçe çarpmasıyla kafamı kaldırdım. düşmana vurur gibi vuran kişiye bakarken kafamı tutuyordu, beynim kafamın içinde hareket ediyor gibi hissetmiştim. baktığımda topu atan kişinin siyah saçlı kız olduğunu görmüştüm.

ona baktığımda topu için bana yaklaştığını ancak bir özür dilemeye bile tenezzül etmediğini gördüğümde homurdandım.

"bir dahakine kafama at da hastanelik olayım."

"tamam, atarım."

dediği şeyle kaşlarımı çatarken hemen yanımda hareketlenen topu aldığımda ona kötü kötü bakmaya başladım, bu topu ölsem ona vermem artık.

bana vermeyeceğimi anlayıp iç çekerek baktığında topu elimde sıkıca tutuyordum. bir özür dilerse vermeyi düşünebilirdim.

"topu ver, antrenman yapıyoruz farkettiğin üzere."

"özür bekliyorum ben de."

"orda oturmasaydın gelmezdi."

"dikkat etseydin gelmezdi ayrıca birine hasar verdiğinde normalde insanlar özür diler ya."

"normal insan değilim o zaman. ver şu topu."

"rüyanda."

bana daha da yaklaştığında ayakta olan hali çok büyük olduğu için bende ayağa kalkmıştım. kalkmama rağmen benden çok uzundu, öyle bi kafamı kaldırırken korkutucu bakıyordu.

"topu ver."

"özrümü ver."

tekrar iç çekip bana daha da yaklaşmıştı. bana böyle asabi yaklaşınca kendi kendime bir triplere girmiştim ve artık o özrü alana kadar inadımı yitirmeyecektim.

"vermezsen verme, başka bir top alırım."

yüzünü çekip benden uzaklaşarak gitmeye başladığında elimdeki topu hızla kafasına attım. kafasını tutarak sinirle bana döndüğünde yüzümde bir sırıtış vardı.

"gül'ü koç çağırıyor."

tam boku yemişken koç beni ikinci kere çağırdığında ondan kaçmayı başarabilmiştim. ona orta parmak çekerek koçun ofisine doğru ilerlediğimde arkamdan bana pis pis bakıyordu. kaçmanın verdiği zevkle yüzümde şeytani bir sırıtış oluşmuştu

・・・

"benden kaçamamışsın sanki."

hemen yanımda oturan ve iki gün önce kafasına top atış kaçtığım kızın dibimde olduğunu ekrandaki proje gruplarına bakarken farketmiştim.

siktir.

isminin simge olduğunu öğrendiğim ve beni dövme peşinde olduğunu düşündüğüm kızla aynı projedeydim, hatta aynı evde projeyi yapacaktık.

aynı sınıfta olduğumuzu bile bilmiyordum.

beni köşeye sıkıştırıp dövecek diye düşünürken ona baktığımda gerçekten de yüzünde piçimsi bir ifade vardı.

imdat.

"kaçmaya çalışmıyordum bi kere."

"tabi kesin öyledir."

proje konuları tahtaya yazılırken simge tahtaya bakarak bir tane seçmeye başlamıştı o sırada bende onu incelemeye başlamıştım. uzun ve dağınık siyah saçları vardı, saçlarının bir kısmını çokta açık olmayan bir pembeye boyatmıştı. gözleri koyu maviydi ve oldukça güzeldi.

yüz hatları da oldukça keskindi. onun hakkında neredeyse kesin olarak söyleyebileceğim bir şey varsa o da kesinlikle erkeklerden hoşlanmadığıydı.

onu incelemeyi bıraktığımda yüz ifadesini farketmiştim. sürekli etrafa umursamaz ve kayıtsız bir şekilde bakıyordu. sınıfta çok görmediğim biriydi. derse katılmayıp arka sıralarda olduğu için daha önce hiç farketmemiştim.

tenefüse çıkmıyor ve arkadaşı da yokmuş gibi görünüyordu. şimdi düşününce merve sayesinde sınıfta tanıdığım tek kişi yaseniyaydı. sınıf kendi arasında ayrıldığı için simge arkadaş bulamamış gibi görünüyordu, kendisi de kolayca anlaşılabileceği üzere arkadaş meraklısı değildi.

"benim evimde yapalım."

dediği şeyle bana baktığında zaten ona bakıyor olduğumu farketmesiyle hemen başımı çevirmiştim. bunu unutması için her şeyi denemem gerekiyordu.

"beni dövmeyeceğin ne malum, can güvenliğim tehlikede."

"evde tekim rahat oluruz."

"evde beni rahatça sıkıştırmak için mi?"

bana ciddiyetle bir bakış attığında ona geri baktım. yüzünde alaycı bir ifade oluşmuştu.

"bir daha dövmek dersen gerçekten de bunu düşüneceğim."

sesi fazla baskın çıkınca yüzümde anlamsız bir ifade vardı. sesi gerçekten de yapabilecekmiş gibi çıkmıştı.

"öhm öhm.. o zaman size gidelim biz en iyisi."

dediğim şeyle yüzünde çapkın bir gülümseme oluştuğunda ona hafif imalı bir şekilde bakmıştım. hep ciddi konuştuğu için bir anda gülümsemesi hem garip hem tatlı gelmişti.

"gülümsedin mi sen?"

"gülümsemedim."

"yo gülümsedin. bi daha gülümsesene."

"hayır."

güldüğü gülümseme yandan bir gülümsemeydi ve gülümseyince çok tatlı oluyordu. her ne kadar beni döveceğinden korksam da işaret parmağımı onun yanağına yaklaştırarak çekip yüzünde sahte bir gülümseme oluşturdum.

ortaya çıkan sahte ve aptala benzeyen gülümsemesine gülmeye başladığımda bana sinirli sinirli bakıyordu. parmağımı yanağından çektiğinde gülümsemem sinirine gider gibi bakıyordu.

ben gülmeye devam ederken okulun bitiş zili çalmıştı. simge defterlerini kaldırıp bana döndü.

"hadi gidelim."

⎯⎯⎯

simge güle dayamak istiyor full hd izle

erken bölüm attım beni över misiniz

üstümegelmeyinyakındasevişirler

ırz düşmanı # gxgHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin