My love mine all mine / TaeGyu

3

Nerde görsem hatırlarım ben zaten o koyu kahverengi gözlerini. O benim gibi bir yabancıyı hatırlar mı diye düşündüm
hatırlarmıydı beni?
gözlerinden ayrıldı bakışlarım kafam zaten doluydu şimdi daha çok dolmuştu. Saçını boyamıştı o güzel kızıl tutamlarını gri yapmış
bunlarda çok güzel yakışmış ona. O olduğu için yakışırdı herşey ona.

Yavaşca sırama döndüm geçen sene bu okulda değildi yeni gelmiştir diye düşündüm
geçen sene bu okulda olsaydı görürdüm diye düşündüm sonra da ben neden çok düşünüyorum diye düşündüm. Düşünülcek , tartışılcak çok şey vardı.

En sevdiğim öğretmen sınıfa geldiğinde sınıfça ayağa kalkıp öğretmeni selamladık tüm sınıfta severdi zaten ingilizce öğretmenini.
Öğretmen masasına oturup azcık hal hatır sordu. Sonra da "Kang Taehyun, sınıf arkadaşlarına kendini tanıt" dedi.
Tanırdım ki ben onu... çok güzel tanırdım ben onu ama yabancıydık işte.
Herşeyini bilirdim ben onun ama o beni bilmezdi. Beni merak etmezdi o.
Ben onu nasıl tanıdım hâlâ hatırlarım;

ortaokulda Taehyun ile aynı okuldaydım.
İlk önce gözlerine baktım , parlak büyük gözler beni aşka inandırmaya yetmişti.
Ateş rengi saçları benim yanıp tutuşmama yetti.
şeftali dudaklarının seyircisi olmayı cok severdim. eminim bir parça pamuktan daha yumuşaktır. Beni bir sapık sanmayın lütfen ama onun hakkında en hoşuma giden şey kaslı kolları olabilir anlamasın ve rahatsız olmasın diye gözlerimden kaçınırdım, bakmazdım .ama ben hep seyirciydim işte hep.

Ben onun hakkında sevdiğim şeylerden bir kaçını düşünürken o kalkmış kendini tanıtıp yerine oturmuş öğretmenle sohbete başlamıştı bile. Ben de iyi bir dinleyici izlenimi verme ayağına gidip onu izliyordum , izlemeye hakkım var gibi hissediyordum sonuçta uzun süre görmemiştim ve görmediğim sırada sevgim artmıştı.
Ellerini izlemeye başladım beden diline hâlâ önem veriyordu demek ki.

Zil çaldı bir kaç kişi yanına gitti ben yine gidemedim onun yanına. O da konuşmak istemiyordu kimseyle şuan zaten gözlemciydi.
İlk başta herkes gözlemci olur zaten.