1

4 0 0
                                    

Jiyong'dan

Uyandığımda karanlık bir odada yatağın üzerinde uzanıyordum. Yorgun bir gecenin ardından nerede olduğumu anlamaya çalışıyordum. Kendimi yorgun ve korku dolu hissediyordum. Acaba kimin eline düştüm onu düşünüyordum. Yatakta doğrulmaya çalıştığımda ayak bileğimden yatağa zincirlendiğimi fark ettim. Kimin odasında olduğumu az çok tahmin etmeye başlamıştım. Başımın döndüğünü hissediyordum. Yatakta öylece durup onun gelmesini beklemeye karar verdim. Oda tanıdık olmasa bile beni kimin böyle bağlayabileceğini biliyordum. Onu en son ne zaman ve nerde gördüğümü düşünmeye başlayarak hatırlamaya çalıştım. Gözüm masada duran yemek tepsisine takılmıştı. Yine benim için birşeyler hazırlamıştı sanırım. Kilitli olduğunu düşündüğüm kapıdan anahtar sesinin geldiğini duyduğumda gözlerimi kapattım ve uyuyor numarası yapmaya karar verdim. Ellerini saçlarımda hissettiğimde eski günler aklıma geliyordu. Çoğu zaman ondan çekindiğim,korktuğum ve hakkında ne hissettiğimi bilmediğim zamanlardı bunlar. Uyanık olduğumu anlamaması için dua ediyordum ama üzerime eğildiğinde fark ettiğini anladım ve tepki vermemeye çalıştım. Hala saçlarımı okşuyordu.

Linda:Bebeğim neden numara yapıyorsun? Yoksa canın oyun mu oymamak istiyor?

Gözlerimi açtım ve yataktan kalkmaya çalıştım. Bir süre ikimizde sessiz kalmıştık ve sonunda lafa girmeyi düşündüm.

Jiyong:İplerden sıkıldığını düşünüyorum,zincirlemekle uğraşmışsın.

Bir tepki vermesini beklesem bile her zaman yaptığı gibi söylediklerime tek kelime bile etmeden beni öpmek için dudaklarıma yöneldi. Hızlı bir şekilde başımı sağ tarafa doğru çevirmeye çalışsam da yapamadım. Yüzümü ellerinin arasına almıştı bile. Dudaklarıma yeniden yöneldiğinde kendimi geri çekmedim ve dudaklarıma güçlü,sert ve can yakan bir öpücük bıraktı.

Linda:Hiç değişmiyorsun, seni öpmeme asla izin vermiyorsun.

Jiyong:Rahat bırak beni Linda,yorgun hissediyorum.

Oda hiç değişmiyordu hep aynı şekilde yaklaşıyordu bana. Oysa ben onun beni sevmesine bir kez bile alışamamıştım. Tanıdığım hiç kimse gibi değildi. Linda kesinlikle benim için hayatımda gerçekleşebilecek en büyük dönüm noktası olabilirdi. Ondan korktuğumu uzun zaman önce kabullenmiştim. Tekrar karşıma çıkmasına şaşırmasam bile hala kendime sorduğum ama asla cevaplayamadığım iki soru ile karşı karşıya kalmıştım bir kez daha. Onu sevebilir miydim? Ve istediği şey aşktan mı ibaretti? Beynimde dönüp duran şeylere kendim cevap veremediğim sürece onunla birlikte olamayacağımı biliyordum. Beni izlediğini fark ettiğimde o an düşüncelere daldığımı anladım.

Jiyong:Sana beni rahat bırak demedim mi?

Linda:Olmaz,yemeğini vaktinde yemen gerekiyor.

Jiyong:İstemiyorum!

Üstüme çıkıp gözlerimin içine baktığında yutkunmayı denedim. Bir kıza göre fazla güçlü olması sinirimi bozuyordu. Uzun zaman sonra yine onun karşında gözlerimin dolduğunu hissettim ve gözlerimi sıkıca kapattım. Bir süre öyle kaldıktan sonra yeniden saçlarımı okşamaya başlamıştı. Gözlerimi açtım ve ona itiraz etmeden yatakta doğrularak beni oturtmasına izin verdim. Oda oturmuştu. Bana yeniden yaklaştı.

Linda:Anlaşılan kuralları yeniden hatırlatmam gerekiyor,sorun değil küçük bebek uzun zaman oldu.

Kollarını açtığında bunu sarılmam için yaptığını biliyordum,yine itiraz etmedim ve sarıldım. Kollarını bedenime sardığında nefesimi tuttum. Kulağıma fısıldıyordu.

Linda:Kural 1 bana sakın sesini yükseltme.

Hala birbirimize sarılırken yanağıma öpücük bıraktığında bir sonraki adımını tahmin etmek zor değildi.

Bana Sevmeyi ÖğretHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin