Ligin 2. maçını kazansak bile bir çok eksiğimiz vardı. Gökhan tüm takımı bir kenara çekip bolca konuştu ve hepsini antrenmana ikna etti. Öğle arası hep birlikte halı sahaya gittik ve orada antrenman yapmakta olan 7/E takımının olduğunu gördük. Kendilerine maç teklif ettik ve bizi küçümseyerek :
"Maç yapalım yapmasına ama yenilince ağlamak yok haberiniz olsun." dediler ve maça başladık. Maçı anlatmama pek gerek yok çünkü kelimenin tam anlamıyla ezildik. Gökhan çok çabaladı ancak sadece 1 gol atabildi. Olmayınca olmuyordu işte. Yapacak pek bir şey kalmamıştı çünkü bir kaç gün sonra bu maçı tüm okul duymuştu. Takımın piskolojisi giderek kötüye gidiyordu, Gökhan umudunu kaybediyordu. Ancak beklemediğimiz bir şey oldu. 7/C takımından bir çocuk bize iş birliği teklif etti. Onlara bilerek yenilmemiz karşılığı diğer tüm maçlarda taraftarımız olacaklardı. Tüm gözler Gökhan'a çevrildi ve çok net bir ses tonuyla "sizden korkmuyoruz ve sizi yeneceğiz ! Taraftarımız olmanıza da ihtiyacımız yok." Dedi. Hiç kimse bu cevabı beklemiyordu çünkü Gökhan umudunu kaybediyor gibiydi. 7/C sınıfı öğrencisi alaycı bir ses tonuyla "bizi yeneceğinizi pek sanmıyorum ama deneyin bakalım. Size 7/E'den fazla gol atacağız ! " Dedi ancak Gökhan ve ben hiç dikkate almadan arkamızı dönüp kendi aramızda konuşmaya başladık.
- "Sence haklı olabilirler mi Gökhan" dedim
- O ise " bu maçta bana güvenin. Tüm sorumluluk bende. Akşam Whatsapp grubundan size yeni kadro planlamasını yollarım" dedi
Uzun lafın kısası Gökhan bu maçı kazanabileceğini düşünüyordu. O bu sınıfta değilken (yani 6. sınıfta) 7/C'ye ,7-2 yenilmiştik ve turnuvanın şampiyonu onlar olmuştu. Bunu Gökhan'a söylediğimde
- 6. Sınıfta ben var mıydım ?
- Hayır yokt-
- Konu kapanmıştır. Sadece kendine güven.
Gökhan kendine çok güveniyordu. okul takımının as forvetiydi ve çok atik bir oyuncuydu. Akşam Whatsapp grubunda bize artık "kontra atak" oynamamız gerektiğini ve 2-3-1 dizilişinde oynayacağımızı söyledi. Sol orta saha Ahmet, merkez orta saha ben ve sağ orta saha Ali olacaktı. Defanslarımız Emir ve Mehmet olacak ve değişmeyecekti. En önde duracak olan kişi ise Gökhan dı. Kaleci vuruşundan Ozan Emir'e, Emir ise topu bana ulaştıracak ve o anki duruma göre şut çekecek veya boş alanlara koşu atan kişilere ara pası yollayacaktım. Takım kaptanlığını Gökhan bana verdi ve benim takımı iyi motive ettiğimi söyledi. Ardından bir toplu grup araması başlattı ve Hızlı Kontra atakta az zamanda çok gol atılabildiğini ve doğru uygulanırsa tüm oyun tarzlarını kırabileceğini anlattı ve ünlü teknik direktörler olan Pep Guardiola ve Jurgen Klopp arasındaki bir sohbete değindi. Gerçekten bir bilim adamı gibi konuşuyordu. Tek kelime etmeden dinledik. 3. Maç çok önemliydi çünkü kazanırsak 4. lükten bir süreliğine 1. liğe yükselebilirdik. Tek ihtiyacımız biraz azim ve çokça çalışma.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Futbol Turnuvası
Action7/D sınıfındaki kişilerin turnuvada yaşadıkları ve birbirinden farklı hikayeleri