Smutshot with skz ship

Heyday°

Bu bölüm butterflyslifetime için yazılmıştır. Herkese iyi okumalar dilerim.
Ship: Chanlix
•2600 kelime•

Birisi ona "Heyday" şarkısını açmasını isteyene kadar Chan, canlı yayında hayranlarının yorumlarını okuyup onlarla sohbet ediyor, rastgele hikayeler anlatıyordu. Yorumu gördükten sonra hızlıca şarkıyı arattı. "Hadi bakalım." Şarkı başladığında ilk yarısında sadece dinledi. Yorumları okumak için telefonuna baktı ama gözüne çarpan ilginç bir yorum yoktu. En azından şarkının yatak gıcırdıyormuş gibi ses çıkaran kısmına ulaşana kadar. Ona özel birini hatırlatan sesi ve neredeyse yüzünü kızartan bir anıyı hatırladığında gülümsemeden edemedi. Yorumlar hemen neden sırıttığına dair sorularla doldu, ne düşündüğü hakkında birkaç senaryo uydurmuştu fakat bu ani ifadesinin nedenini muhtemelen asla tahmin edemeyeceklerini biliyordu. Şarkının geri kalanında kendi kendine Felix'le paylaştığı heyecan verici anlardan birini düşünürken bir yandan başka noktalara odaklanmaya çalışıyordu.

~
"Chan hyung?"
Chan, Felix'in adını seslendiğini duydu. Yatağında oturmuş, dizüstü bilgisayarıyla yeni bir şarkı yazıyordu ve Felix dışarda, kapının önünde duruyordu.
"Evet aşkım?" Kapı biraz aralansa da başını bilgisayarından kaldırmadan sormuştu.

"Yeni bir kıyafet aldım, görmek ister misin?" Felix'in sesi utangaç geliyordu ama Chan bunu fark edemeyecek kadar işiyle meşguldü. Erkek arkadaşına yeterince ilgi göstermek için başını kaldırdı ama kapı hâlâ tam olarak açılmadığından sadece Felix'in kafasını görebiliyordu.

Felix'in sarı saçları sanki yeni duş almış gibi hafif ıslaktı ve yüzüne doğru dökülüyor, onu güzel bir şekilde çerçeveliyordu. Hiç makyaj yapmamıştı, bu yüzden çilleri görülebiliyor, bu da onu hem seksi hem de sevimli gösteriyordu.

"Elbette." Chan dizüstü bilgisayarını bir süreliğine komodinin üzerine koydu, yatağın kenarında oturup Felix'in içeri girmesini bekledi. Felix son kez derin bir nefes alarak kapıyı açtı ve odanın içine adım attı. Girdiği gibi Chan'ın ağzı aralanmış, şaşkınlıkla önündeki manzaraya bakıyordu. Felix'in her zaman yaptığı gibi ona yeni bir pantolon ya da gömlek göstermesini bekliyordu ama hiçbir şey onu buna hazırlayamazdı.

Felix oldukça kısa bir etek giyiyordu ve onu biraz yukarı çekmişti. Böylelikle etek biraz daha yukarı çıkmış, pürüzsüz kalçalarını açığa çıkartmıştı. Chan ilk başta kıyafetin geri kalanını fark etmedi bile, yalnızca Felix'in vücudunun alt kısmını neredeyse hiç örtmeyen kumaşa bakabildi. Erkek arkadaşını hiç böyle bir kıyafetle görmediği için onun gerçekten karşısında bu şekilde durduğunun hayal mi gerçek mi olduğunu anlaması zordu.

Sonunda başını kaldırdığında Felix'in eteğinin içine soktuğu gömleği fark etti. Belini mükemmel bir şekilde sarmıştı ve utangaç bakışları Chan'ı neredeyse çılgına çeviriyordu. "Hoşuna gitti mi?" Chan hiçbir şey söylemeyince Felix endişeyle sormuştu. Biraz geriye yaslanan Chan sırıttı. "Benim için arkanı dön." Bu cümle Felix'in kızarmasına neden oldu ama yavaşça arkasını dönmeye başladı. Chan'ın alçak sesle bir şeyler fısıldadığını duydu ve eteğin arkadan daha da kısa olduğunu gördü.

"Lanet olsun bebeğim. Seni yatağa yatırıp, duvara dayayıp sikebilirim." Chan'ın sesi artık daha alçaktı, Felix'i böyle görmekten önündeki şişlik pantolonunu zorluyor ve şu anda Felix'le yapabileceği şeyleri düşünüyordu. "Yap." Çilli çocuğun yüzünde meydan okuyan bir ifade vardı. Chan kıkırdadı ve ayağa kalkıp Felix'in yüzünü kavrayana kadar yaklaştı. "Hayır bebeğim. Sen hızlı bir sikişmeden daha değerlisin." Felix kaşlarını kaldırarak Chan'ın gözlerine bakmaya devam etti. "Ah, ama hâlâ yapacak çok işin olduğunu sanıyordum?" Daha önce Felix, Chan'den kendisiyle video oyunu oynamasını istemişti ve Chan vaktinin olmadığını söylemişti. Giydiği etek yüzünden mi vakti çoğalmıştı? Felix alayla Chan'ı nazikçe itti, sanki odadan çıkmak istiyormuş gibi bir adım geri attı -bunu yapmaya hiç niyeti olmasa da-