Ben sadece kasabada yaşayan geç bir çocuğum ve başımdan geçen tüm olayların sorumlusu sanarım benim...
*Sabah 06:12*
Herşey ailemin beni zorla arabaya bindirmeye çalışması ile başladı ne bildiğimden haberim bile yok,aslında kendimi bildiğim bileli ailem ile hiç bir şey yaşamadımArabanın arka koltuğundan annem ve babamın yüzlerine baktım.Oldukça mutlular,içimden neler olduğunu düşünmeye başladım önce şuan ve az önce zamanı karşılaştırcak olursam kesinlikle bunu bulmak zor çünkü yarm saat önce beni kolumdan zorla çektirip arabaya bindirdiler ve tek bir kelime etmeden.Ama şimdi oldukça mutlular,kesinlikle onları çözmek zor...
Aradabada biraz daha zaman geçmesini bekledim ama olmadı hiç durmadan sordum "Nereye gidiyoruz?" Sorduğum sorudan sonra cevap gelmeyince tekrar sordum"Nereye gidiyoruz?"bunu sorduğumda ciddi bir ses tonuyla söyledim babam boğaz temizledi ve arabanın aynasınsan bana bakarak:
-Sadece sürpriz olmasını istiyoruz
-İyide bugün benim doğum günüm bile değil
-biliyorum
-Özel günde değil.. Değil mi?
-Hayır değil
-Peki o zama-
Annem sözümü boğazını temizlemesi ile kesmişti bana bir hap uzatarak:
-Yut bunu boğazlarına iyi gelir.
Boğazlarım acımıyordu ama ona bunu söylemeyi düşündüm ama annem ciddi bir ses tonuyla konuşuyorsa asla ona cevap veremeyeceğimi biliyordum sessiz kaldım çünkü bir keresinde babam cevap verdi ve sonumuz mahkemede bitti oda annem yumurta bitti demişti ve evet sadece bir yumurta diye geçmemek gerek değil mi?...Annemin uzattığı ellindeki hapı yuttum aradan yarım saat sonra uyuya kalmıştım geresini hiç hatırlamıyorum ama gözlerimi açtığımda yüzüme güneş çarpıyordu güneş yüzü görmeyeli çok olmuştu zaten...
Yattığım yerden kalktım ve burası bir bahçe gibi bilememiştim olduğum yere iyice göz gezdirdim her yerde yeşil çimler var ve ağaçlar pek yoktu karşımda ise kocaman bir ev ve bir sürü aynı kiyafetden çocuklar vardı erkek çocukların üstlerinde beyaz gömlek altında beyaz pantolon ve ayakkabıları ise aynıydı siyah babet sadece kızlar daki kiyafet farkı altıydı oda kızların beyaz pantolon yerine beyaz etek giymesiydi tabi bu etek ve pantolon zorunlu değil gibiydi daha çok etrafa göz gezdirdim ama başka hiçbir şey göremeyecek kadar uzaktaydım.
Arkamdan "Sen de kimsin?" diyen kız çocuk sesi duydum beni hazırlıksız yakaladıklarından dolayı ürpermiştim işte o an tüm sessizliğim bitmişti.Arkama döndüğümde iki çocuk sanırım ikizlerdi çünkü birbirine çok benziyordu ikisininde sarı saçları ve açık bir teni vardı tek fark gözleriydi sağ da duran kızın gözleri yeşil solda duranın ise maviydi boyları 1.45 civarıydı
Onları göz gezdirdikten sonra fark ettim "ben neden buradayım?"
içimden ne olup biteni kavramaya çalıştım çocuklara baktığım an:
-Asıl sizde kimsiniz? Ve benim burada ne işim var?
Soldaki çocuk iyice düşünüyormuş gibi yaptı kız gülümseyerek soruma karşılık verdi:
-Ben Nil ve buda ikizim Anıl kendi isimlerimizi söylediğimize göre
gördüğün üzere burası bir yetimhane.
Kız sustu ve ikizinin konuşmasını bekledi Anıl Nil'in baktığını fark edince konuşmaya başladı:
-Büyük ihtimalle burada yenisin ve neden geldin onu bile bilmiyorsun istersen bize bakan görevliye yani Bayan Mary'ye söyleyebilirsin hadi bizi takip etde sizi oraya götürelim bu arada korkamanıza gerek yok-
Arsından duraksadı ve kardeşi devam etti:
-Bu arada bizim ismimizi biliyorsun sıra sizde peki sizin isminiz nedir?
-Benim ismim...
Birden durakladım ve hatırlamaya çalıştım ama pek bişey hatırladığım Söylenemezdi.Bana bakan iki çocuğa baktım kız konuşmaya başladı:
-Sorun değil Bayan Mary halleder.
-Hani şu Mary denen kadın size kaç yıldır bakıyor?
-Hmm... Bilmem ama ben burada doğduğumdan beri varım ve o günden bu güne hayla var sanarım vaya uzun...Yetimhane'nin ön bahçesine gelmiştik Herkes oyun oynuyor, gülüyor eğleniyordu binanın kapısından içeri girdiğimiz an oraya bakmamak elimde bile değildi içi o kadar güzel Di ki ve oldukça genişti Anıl bana dönerek yapılacakları söylemeye başladı:
-Önce Mary'yi bulucağız sonra o bişeyler yapacak sonra sana etrafı gezdiriz.
Anıla dönerek kafamı "tamamdır" diye salladım sanarım Anıl kuralar veya yapılacaklar gibi şeyleri yapmayı seven biri olsa gerek Nil ise tersi sanarım.Nil Mary denen kadını aradı ve bulduğu zaman parmağıyla kenarı gösterdi oraya gitmemizi söyledi.
-Neden görür görmez konuşmadık
-Fark ettiysen ellinde keman var ve kemanı bizim oyun saatimizi bittiğini veya bir duyuru yağılacağında ellinde tutar eminim ki bizi fark ettmiştir.İçimden"bunun garip ve biraz saçma olduğunu vurguluyordum"ve sadece izledim.
Derin bir nefes aldı ve kemanı çalmaya başladı sanki melodileri bişey demek istiyordu o kadar güzel bir sesdi ki o sesi o melodiyi anlatmak bile bin asır geçse bile bulunamazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yenimhane bahçesi
ParanormalOkul hikaye yarışması için yaptığım bir hikayedir öylesine fikirlerinizi almak isterim