Sınav haftası gelmişti bile ve benim çok çalışmam lazımdı. Yoshi'yi evime davet etmiştim ders çalışmak için. Aslında daha çok onunla baş başa kalmak içindi ehe-
Yoshi'nin aldığı çilekli sütü içerken not alıyordum. Yoshi de yanımda ders çalışıyordu. O yanımdayken odaklanmak pek mümkün değildi ama..
Sıkıldığım için başını masaya koyup onu izledim. Aldığı notlara odaklanmış gibiydi.
Ya bir insan ders çalışırken bile bu kadar karizmatik olamaz.
"Öyle bakmaya devam mı edeceksin? Odaklanamıyorum çünkü"
Birden gözlerini bana çevirince hızla başımı kaldırıp başımı kitaba gömdüm.
"Yo ben seni izlemiyordum ki"
Kıkırdamış elimdeki kitabı alıp yüzümden çekmiş ve bana bakmıştı.
Sanırım eriyorum..
"Kızardın hemen" yanağımdan makas almıştı "tatlı şey"
Arkadaşlar ben yaşamıyorum..
Kapıyı tıklayıp içeri giren annemle ikimiz de kapıya döndük. Elindeki tepsiyi önümüze bırakıp ikimizin de saçlarını karıştırmış ve odadan çıkmıştı.
Canım annem ya kurabiye ve portakal suyu getirmişti.
"Annen çok güzel" Yoshi ağzına bir kurabiye atıp yerken gülümsedim.
"Öyledir benim annem"
"Annene benziyorsun" vurdu yine kalbimden..
Birden kapının ardından gelen seslerle kaşlarımı çatıp ayağa kalktım ve kapıya yaklaştım.
"Sessiz olsana duyacaklar bizi"
"Çıt çıkmıyo kesin attı oğluşumu yatağa eyvah eyvah"
"Jihoon biraz daha ses yaparsan ben atacağım seni yatağa"
"Sen atıyorsan olur bebeğimm"
"Sus da dinleyelim şunları"
Bu ses.. Hızla kapıyı açtım, kapıya yaslandıkları için kapıyı açmamla yere kapaklanan ikiliye baktım.
Hyunsuk ve Jihoon!?"Ehe Selam"
Ah bu çocuklar...
---
Kısa oldu bölüm ya
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mashinori- basketball
Fanfictionnoriyosh sen su basketbol topunu bilerek kafama atan cocuksun dimi