(6) Part 1

406 25 10
                                    

Hüma Karayı evlenmekten kurtarır

"İnanamıyorum ya, resmen iki dakika dahi tahammül edemediğim bir insan ile evlenmek üzereyim, ve siz hiçbir şey yapmıyorsunuz.."

Kara aynadaki yansımasına baktı. Sinirleri çok bozuktu, o kadar ki sinirden gülmesine ramak kalmıştı.

"Yani Reyhan o kadar da-", diye başladı Cemal. Kara sinirle ona döndü ve üzerine yürümeye başladı. Cemal Karanın ne kadar sinirli olduğunu görünce bir kaç adım geri gitti.

"O zaman sen evlen kardeşim, neden sen evlenmiyorsun. Git sen evlen, beni de kurtar."

Barbaros Karayı durdurdu.

"Oğlum, kim sana dedi kıza evlilik teklifi et diye? Kendi kendini bitirdin, bizi suçluyorsun!"

"Aynen, Barbar haklı."

"Aman Barbarına laf söyletme Gülayşe, ağlar yoksa. Sen git abini harca, sağol gerçekten."

Kara koltuğa oturdu. Bu işin içinden çıkma ihtimalini düşündü. Fakat gram ümidi yoktu. İtiraf etmek istemese de, Barbaros haklıydı. Kendi kendini bitirmişti ve kurtulma yolunu bulamıyordu.

Dakikalar sessizlik ile geçti. Kara boynunu bükmüş, olacakları bekliyordu sadece. Çok sürmeden kendini mahalle meydanında nikah masasında buldu. Reyhan yanında mutluluktan yerinde duramazken, o zorla gülümsüyordu.

Bir an için kaçmayı düşündü. Fakat kaçsa nereye gidebilirdi ki? Hem burada Reyhanı herkes tanırken, onun mutluluğunu bozan bu adama neler yaparlardı acaba?

Bu yüzden Kara kaderine razı gelmiş bir şekilde bekledi, ta ki tanıdık bir ses başını kaldırmasına neden olana kadar. Onunla birlikte herkes sesin geldiği yöne doğru baktı. Karşısında duran Gülayşe ve diğerlerinin arkalarını dönerken yana kayması, gelen kişiyi görmesini sağladı. Onu görür görmez de, istemeden ayaklandı. Reyhan şaşkınlıkla yanındaki Karaya baktı.

Gülayşe dengesini kaybetmek üzereydi, onu tutan Barbaros oldu. Hacer ise oturmak zorunda kaldı. Tıpkı mahalleli gibi, Sultan da bu kişinin kim olduğunu anlamamıştı.

"Bu evlilik olamaz, çünkü orada oturan Kara benim nişanlım."

Sesi duyunca bu kişinin gerçek olduğu ispatlanmış oldu. Kara Hümanın geldiğine mi şaşırmalıydı, yoksa dediklerine mi bilmiyordu.

"Hüma?", dedi Zıpkın şaşkınlıkla.

"Bu...bu nasıl mümkün olabilir?", dedi Gülayşe ve hızla kuzenine doğru koştu. Ona baktı bir süre, sonra da sarıldı. Gerçekti. Aylar önce onu korurken düşen Hüma şuanda buradaydı. Gülayşeye samimi bir şekilde sarılmadı Hüma. Onu rahatsız eden şeyler olmuştu, o yüzden tepkiliydi. Ama şuan bunu belli etmenin vakti değildi.

Kara nikah masasından uzaklaşınca Reyhan ayaklandı ve onu kolundan tuttu.

"Nereye gidiyorsun sen?"

Hüma yaklaştı yanlarına.

"Nişanlısının yanına."

"Ne nişanlısı ya, adamın yüzüğü yoktu bir kere. Hem sen bunca zamandır neredeydin, Kara niye senden bahsetmedi o zaman?"

Reyhan kollarını önünde birleştirdi ve Hümaya kendinden emin bir bakış attı.

"Çünkü öldüğümü sanıyordu Kara, daha doğrusu burda duran herkes öyle sanıyordu."

Mahalleli birbirine baktı, bazıları konuştu, bazıları sadece kaşlarını çattı.

"Ne demek bu?", diye sordu içlerinden birisi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 04 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Hümkar - One Shots Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin