Boynumdaki hafif nefes alışverişler, arada boynuma değen dudaklar ve burnumun ucuna gelen güzel koku...
Asla kalkmak istemediğim bir sabaha uyanmıştım kısacası. Tüm bedenimi sarmış bir şekilde yatan yoongiye baktım. O kadar kusursuzdu ki yüzü anlatamam size. Elimle yavaşça yüzünü okşadım. Önce burnuna sonra yanaklarına doğru açıldı elim. Avcumun içinde onun yanağını sevmemden kaynaklı uyanma mırıltılarıyla dudaklarını büzen bir yoongi vardı.
"Saat kaç?"
"6.50"
"Offf hiç kalkmak istemiyorum."
Yavaşça gözlerini açtı ve gülümsemeye başladı. Hala yanaklarında olan ellerimi sıkıyordum bilmeden. Daha sonra daha fazla bakamadım gözlerine ve kafamı öbür tarafa doğru çevirmeye çalıştım.
Evet çalıştım diyorum çünkü bir el dönmemi engellemişti
"Min jimin utandın mı?"
Min...
Evet anlamında kafamı salladım. Ve hala eğik olan kafamı kaldırmak yerine gözlerimi yukarı çevirmiştim sadece.
"Hm demek öyle."
Hafif alaylı tonda söylediği cümleler ve artı olarak sabah yeni kalkmış olduğu için çıkan kalın ses beni yeterince ayartmıştı açıkçası.
Gözlerine bakıyordum sadece. O ise eliyle belimi okşuyordu ve hafifçe sanki yeterince yakın değilmişiz gibi kendine doğru çekiyordu beni.
"Jiminim, dün bazı şeyleri aştığımızı düşünüyorum."
Jiminim
"Aştık dimi"
Gülerek yanağımı öptü hızlıca.
10 saniye
Kalbim 10 saniyeliğine durdu."Aştığımız için yanağını öpebilirim diye düşündüm. Ama istersen öpmem bir daha. Özür dilerim sana sormadan seni öptüm."
Bu sefer ben başta biraz tereddüt ederek hızlıca öptüm yanağını ve kafamı yoonginin boynuna doğru gömdüm.
"Eğer karşılıklı öpersek sorun değil"
Eliyle saçlarımı sevmeye başladı ve göğsüne doğru iyice yaklaştırdı beni.
"Sen, sen kalbim için cidden iyi değilsin."
Elimi tutarak kalbinin üzerine koydu.
"Baksana nasıl atıyor. Her dokunuşunda hatta her bakışında deli gibi atıyor kalbim. Öyle zamanlar oluyor ki sadece ismin geçtiğinde bile ne yapacağımı bilemiyorum. Elim ayağım titriyor, avuçlarım terlemeye başlıyor. Karnıma ağrılar giriyor hatta. Ama o kadar güzel bir ağrı ki anlatamam. Jiminim, birtanem sen bu dünyadaki en iyi şeylere layıksın. Bu yüzden seni 'en'den de öte sevmeye çalışıyorum."
"Yoongi..."
Ben cümleme daha başlayamadan akan gözyaşlarım yanaklarımı ıslatıyordu.
"Bebeksin ki sen. Kocaman bir bebek."
Gülerek yanaklarımı siliyordu aynı zamanda.
"Senin bebeğinim"
Daha da sesli bir şekilde gülmeye başladı.
"Evet, Min jimin benim koca bebeğim."Derin bir nefes alarak iyice sarıldı bana.
"Jimin başkası yapsa dalga geçeceğim şeyleri söylettiriyorsun bana."
Alaylı bir tonla söylediği cümleye güldüm. Çünkü aynısını o da benim için yaptırıyordu.
Düşünelim tartışalım
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Omega // Yoonmin
Roman pour AdolescentsJimin erkek omega olduğu için babasından küçüklüğünden beri eziyet görüyordu. Sevgiyi sadece annesinden ve zorla evlendirildiği Min yoongiden görmüştü... Ve sevmeyi öğrenmişti. Park Jimin, Min Yoongi'den sevmeyi öğrenmişti