Birkaç gündür yaptığım hazırlıklardan başımı kaldırmış ve Asami'nin uyumasını fırsat bilerek geniş yatağımda uyuyan meleğimin yanına kıvrılıp minik bedenini göğsüme çekmiştim. Saçlarını tek elimle okşayıp öperken diğer elimle düşmemesi için destekliyordum. Yaramaz kızım hem beni hem de kendisini nasıl yoracağını çok iyi biliyordu. Uyuyan balık canavarıma bakıp gülümserken iç çekmiş ve gözlerimi kapatıp zaten Chev'in doğum günü için yaptığım tüm hazırlıkların bitmesiyle uyumuştum.
Biraz kapı tıkırtısı ve hemen ardından gelen bedenimde hissettiğim minik dokunuşlarla gözlerimi zorlada olsa açmak için hızlı hızlı kırpıştırıp yumruk yaptığım ellerimle ovuşturmuş ve tırmanıp tüm vücudunun ağırlığını yüzüme yaslanarak çıkaran Asami'ye uykulu uykulu tebessümlerimden birini sunarken yüzümden yanıma çekip saçlarını bolca öpmüştüm, o kadar güzel kokuyordu ki benim için bu kokunun tarifi yoktu. Başkasında bu hissi alamıyordum ne kadar seversem sevsem hiçkimse onun kokusu kadar huzuru hissettiremiyordu bana. Yatağın kenarında oluşan çöküntü sayesinde gözlerimi Asami'nin üstünden alıp yüzümü o tarafa çevirmiştim. Karşımda gördüğüm Chev ile kaşlarımı çatmıştım, bugün çok yoğun olacağını ve işleri bitene kadar başka hiçbir şey ile uğraşmak istemediğini söylemişti.
"Bir şey mi oldu? Sormadan gelmezsin pek. Ayrıca yoğunum demiştin, bitti mi işlerin?" şaşkınlıkla konuşurken kollarımın arasına girip süt içmek için üstümü çekiştiren Asami'ye kıkırdayıp istediğini vermek adına göğsümü açarak emzirmeye çalışıyordum. Bu kadar ay geçmesine rağmen hala daha alışamıyordum bu olaya. Derin bir nefes alıp gözlerimi yeniden sana çevirip dudaklarımı birbirine bastırdım.
"Çoktan işlerimi bitirip odama gitmiştim, beklediğimden çok kısa sürede bitirdim hepsini. Telsizde de Asami'nin sesini duydum, ilk başta zaten sen yanındasın diye sorun etmedim ama sesi kesilmeyince gelip kontrol ettim. Baktım ki sen de uyuyorsun rahatsız olmaman için kızımızı alıp baba-kız vakit geçirelim istedim. Seni özleyince de geri getirdim." tek nefeste her şeyi söylemenle bu kadar kısa sürede hepsini nasıl yapabildiğinizi düşünürken başımı perdeleri kapalı pencereme çevirdim.
"Ne zamandır uyuyorum ki ben, saat kaç?" Asami'nin çekilmesiyle onu daha sıkı tutarak ayağa kalkmış ve perdeyi aralamıştım. Hava çoktan kararmıştı. Sıkıntıyla nefes alıp verdim, zaten sadece gece olmuştu yani doğum gününü kutlamam için hala yeterince zamanım vardı.
"Ambro, kaçta uyudun bilmiyorum ancak saat 23.52, yaklaşık bi' on sekiz saatir uyuyorsun sanırım." duyduklarımla aniden sana dönmüştüm. O kadar uyumama imkan yoktu, ciddi olup olmadığını algılamak için yüzüne odaklandığımda kesinliğini fark etsem de hala çok garip geliyordu.
"Ne yani doğum günün bitti mi şimdi?" kenarda şarja takılı telefonuma uzanıp saati kontrol etmiştim, gerçekten de doğum gününün bitmesine birkaç dakika kalmıştı. Sıkıntılı sıkıntılı oflarken evet diyişini duymamla dudaklarımı büzüştürmüştüm. Tarihi ileri alalım şakası yapmamışlardır üyeler değil mi? Yine de olan dakikaları değerlendirmem lazımdı, aklıma gelen fikirle hızlıca önüne gelip ellerini tutarak gözlerinin üstüne koyup kapatmanı sağladım.
"Hayır, bitmedi. Birkaç dakika böyle bekle, geliyorum." önce telefonum, sonra odamdaki saatlerin ve en sonunda da senin telefonundaki saati 00.00'a ayarlayıp yeniden önüne gelerek sanki büyü yapıyormuş gibi mırıldanırcasına konuşurken parmağımı yüzüne doğru salladım.
"Ne şimdi ne de sonra, kaçırdığım anları tekrar bana yakala!" kendi kendime saniyeler içinde ürettiğim söze kahkaha atarken elimi indirmiş ve telefonumun ekranını yüzüne turmuştum. "Bu gece biz yapacaklarımızı bitirmeden bitemez."
Önünden çekilip odamın içine yaptırdığım mini mutfağıma giderek özel olarak istediğin için hazırladığım kurabiyeleri, pastaları masaya koymuş Asami'yi de masaya oturtarak düşmeyeceğinden emin olunca yaptığım yaş pastayı mini buzdolabımdan çıkarıp mumları yakarak önüne gelmeden önce Asami'yi kucaklamış ve birlikte, konuşmayı bilmediği için daha çok ben, doğum günü şarkısı söylemeye başlamıştık.
"Doğum günün kutlu olsun dada!" Asami'nin ağzından konuşup gülmeye devam ederken kucağına almana yardımcı olurken bir yandan da pastayı düşürmemeye çalışmıştım. "Dilek tutmayı unut-" cümlemi bitiremeden incecik duyduğum 'dada' diyen kızımın sesiyle mutluluk ve şaşkınlıkla donakalmış bir vaziyette bakakalmış sorarcasına gözlerimi sana çevirmiştim. "Tek ben duymadım değil mi?"
"Hayır ben de duydum ve..sanırım bu aldığım en güzel hediye olabilir." bana tezat gözlerini Asami'den ayırmayarak konuşan bedeninin yanına Asami'nin durduğu tarafa geçerek tombul yanaklarını öpmüş hemen ardından da yalandan söylenmiştim. "Balık canavarı tek kelimeyle annesini bir-sıfır geriye attı resmen." Mutlulukla Asami'yi sevip öpmen ve iki kolunu sıkı sıkıya dolasanda yetmiyormuş gibi kuyruğunuda etrafına doladığında onu ne kadar sevdiğini bir kez daha anlamıştım. Oyunculuğuma devam etmek için kollarımı birbirine kenetlemiştim ilk kelimesi resmen dada olmuştu ve bu benim için yeterince kıskanılacak bir şeydi! ilk olarak ondan mama demesini duyamamak çok azda olsa üzsede dada demesi içten içe beni de çok mutlu ediyordu. Üstüne üstlük senin sevindiğini görmek iyi ki ilk kelimesi dada oldu dememi sağlamıştı.
"Mumlar eridi kedi, dilek tut ve üfle artık." yüzünü pastaya yaklaştırıp birkaç saniye bekledikten sonra üflemiş ve dönüp Asami'yi yine öpmüştün. "Yalnız o kadar şey yaptım, bence bir öpücük benim de hakkım." Parmağımı pastaya batırıp burnuna sürmüş, aynısını kızıma da yapmıştım.
Dediklerimi ikiletmeyip yanağıma konan öpücükle önce Asami'nin burnundaki sonra ise senin burnundaki pastayı dilimle yalayıp hemen ardından öpmüştüm. Saçlarına boştaki elimi daldırıp karıştırdım ve hemen ardından Asami'nin sırtında duran elinin üstüne yerleştirdim elimi.
" İyi ki doğdun kedişim ve iyi ki varsın.. Sürekli 'iyi ki' demek bayıyo ve basitleştiriyor gibi durabilir ama önemi yok. Seninle iyi ki tanışmışız, bunu birçok kez söylediğimi biliyorum, belki hissettiremiyorda olabilirim, bilmiyorum. Ama bildiğim bir şey varsa o da tanıştığıma asla ama asla pişman olmamam. Bu kutladığımız ilk doğum günün ve biliyorum ki ileridekiler bundan katbekat güzel olacaklar, güzel olması içinse daima burada olacağım. Seni seviyorum, süslü kelimeler sarf etmek isterdim ancak ne dersem diyeyim sevgime karşılık gelmeyecek bir miktarda olacaklar, yine de zaten seni ne kadar sevdiğimi ve değer verdiğimi bildiğini biliyorum bu yüzddn içim oldukça rahat söylerken. Yeniden doğum günün kutlu olsun ve yeniden iyi ki tanışmışız tatlış kedim."
02.02.2024 Cuma
saat 02.02
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kızgınlığımın Günlüğü | Fangroise (Sookai)
Fanfic"Bu gece biz yapacaklarımızı bitirmeden bitemez." sookai au! -oneshot- hikayedeki kişiler ig roleplay hesaplarına aittir!!