1.BÖLÜM: BAŞKA BİR EVRENDE

26 4 4
                                    

Başka bir evrende selim ve yağmurun hikâyesidir.

Bu hikâye başka bir evrende karşılaşacağına inanan tüm yarım kalmış aşklara ithafen...

05.02.2024|03.37

[YAĞMUR]

Antalyanın sokaklı yağmurları nasıl bir şey bilmezdim ama antalyanın ormanlarındaki her yağmur tanesini ezberlemiştim.Saat oldukça geç olmalıydı ama ben camıma vuran yağmur tanelerini izlemeden kendimi durduramıyordum yağmur sesleri ise bana bir melodi gibiydi.

Her şey bu kadar güzelken yine yıldırımlar büyüleyici ışıkları ile yeryüzünün canını yakıyordu onları ne zaman görsem hep korkumdan çekilirdim camdan şimdide çekilmiştim mutlu olan suratım düşmüş ve yatağıma doğru ilerleyip orada mutsuz bir şekilde oturmuştum.

Kafamı yatağın köşesine çevirince endişeyle ayağa kalkmıştım.

"MİNERVA!"diye seslenmeye başlamıştım.
Atım yoktu nerdeydi o görememiştim pencereden onu.
Odamı beni bırakıp gitmişti?

Hemen hemen bütün pencereden bakmıştım yoktu minerva yoktu nerdeydi o?

Üstümü hemen değiştirdim dışarıda nerde bulacaktım onu bile bilmiyordum ama bir şekilde bulacaktım.

Kapıyı açtığım zaman bir şeylerin bana doğru geldiğini gördüm hemen dışarının ışıklarını yakmıştım.

"Minerva geri geldiinn." Onu hemen içeriye almış şöminenin önüne koymuştum sırılsıklamdı.Hemen koşup onun havlusunu getirmiştim nazikçe onu kurulamaya başlarken şok olduğum bir şey yaşanmıştı.

Havlu kan olmuştu hemen minervanın sağına soluna bakmıştım yaralanmamıştı ama sol tarafında kan vardı tanrım bu beni korkutuyordu ne olmuş olabilirdi?

10 dakika sonra minerva kurulanmış ve kendisine daha iyi gelmişti.Onun yanında oturmuştum durumuna bakmak için gayet iyi duruyordu.

"Ah minerva keşke konuşabilseydin sana ne oldu anlamıyorum."demiştim üzgün bir ifade ile ona.
Ayağa kalkmış ve kendi etrafından dönmeye başlamıştı bunu ne zaman yapsa onu takip etmemi isterdi her zaman.

"Minerva seni takip etmemimi istiyorsun?"
Bunu sorduğum an kapıya doğru gidip beni beklemeye başlamıştı.

Onu aramak için üstümü zaten değiştirmiştim hızlıca botlarımı giyip kapıyı açtım yağmur tamamen aklımdan çıkmış olacak ki bir yıldırım daha düşmüştü kapıyı açtığımda.

"HAYIIR!" Diyip geri çekilmiştim kapıdan korkum yine yüzüme tokat gibi çarpmıştı.

"MİNERVA GİTME! DUUUR!" Atımm..Atım o yıldırımlardan korkmadan kaçmıştı minervayı kaybedemezdim.Cesaretimi toplayıp kapıdan dışarıya ayağımı atmıştım.

Karanlıkta "Minerva" "Minerva nerdesin" diye sesleniyordum.
Ve birden bişey yanımda durmuştu hemen feneri ona tutmuştum.
Minerva bundan rahatsız olmuşcasına hemen uzaklaşmıştı benden.

"Özür dilerim güzel dostum"demiştim ona.
Ama o hâlâ peşinden gitmemi istiyordu.
"Sanırım bana bir çare bırakmadın minerva peki götür beni hadi gideceğimiz yere." Beni anlamış gibi hemen yola koyulmuştuk.

Yaklaşık 35 dakika ormanın derinliklerine gittikten  sonra minerva bir ağacın önünde durmuştu.

Orada minervanın üstünden inmiş bir kaç adım atmıştım ki ayağım takılmış ve beni düşürmüştü.

YAKAMOZ GÜZELİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin