Biraz alışılmışın dışına çıkacağız.
Biraz taraftarlığımız konuşacak.
11.02.2024
Bu sabah alarmıma kızmaksızın uyandığım tek gün oldu. Çünkü bugün Galatasaray'da stajyerliğe başlıyorum. Ben ya, ben! Hala inanamıyorum! Gözlerimi açıp 30 saniye tavanı izleyerek hayatımı sorguladım. Daha sonra kafamı duvardaki saate çevirdiğimde saatin 09:15 olduğunu gördüm ve "Evet, Yeşimciğim. Kalk bakalım" diye kendimi telkinleyerek yataktan kalktım. Hani küçükken çizgi filmlerde görürdük ya, prenses kalkar müzikler eşliğinde eteklerini savurarak odasını toplar ve hazırlanır, işte bugün o prenses bendim.
Adım Yeşim, 21 yaşındayım. Grafik Tasarım okuyorum aynı zamanda Açıköğretim Fakültesi'nde Basın Yayın okuyorum ve bugün yıllardır hayalim olan yerde stajyerliğe başlıyorum.
Dün gece uyumadan önce hazırladığım kombinime baktım. Beyaz gömlek, siyah pantolon... Yani... Altı üstü Galatasaray'ın dergisine ve internet sitesine içerik çıkarıp tasarımını yapacak bir grafik stajyerisin. Bu ne resmiyet? Siyah kumaş pantolonu dolaba geri koyup koyu kot rengi pantolonumu aldım. "İşte bu!" dedim kendi kendime ve şipşak hazırlandım. Salona geçtiğimde babam her zaman olduğu gibi transfer haberlerini izliyordu. Annem sanırım daha uyanmamıştı. Babam beni görünce "Görüyorsun değil mi kızım, koskoca Galatasaray adam akıllı transfer yapmadı," dedi. "Vardır bir bildikleri babacığım, sen sıkma o güzel canını. Hadi ben kaçtım, bugün ilk staj günüm geç kalamam," diyerek evden çıktım. Kapının önündeki Mercedes arabama binmeyi çok isterdim ama maalesef Marmaray ile Florya yolunu tuttum. Metin Oktay Tesisleri kapısındayken nefesim sanki yetmiyormuş gibi hissettim. Abartmıyorum gerçekten. Çünkü her Galatasaray taraftarı en az bir şampiyonluk kutlamasında takımını burada beklemiştir. En az bir defa yolu bu tarafa düştüğü için kapısından geçerken gözleri ışıldamıştır. Bunu güzelliği anlatılmaz. Ben böyle put gibi durmuş nefes almaya çalışırken arkamda birinin durduğunu hissettim. Arkamı döndüğümde ise Barış Alper Yılmaz tek kaşını kaldırmış, beni izliyordu. İnşallah deli olduğumu düşünmüyordur diye düşünerek "Merhaba, günaydın," dedim. Gülümseyerek "Günaydın. Takımdan değilsen sabahın köründe burada olman için mantıklı bir sebebin olmalı. Bu arada Barış ben," dedi. "Biliyorum tabii ki. Şey ben stajyerim," dedim. Dakikalarca güldü. Sonra bana dönüp "İlahi ! Komik kızsın ya. Ben de seni taraftar sanıyorum. Ne bekliyorsun burada, gel seni içeriye götüreyim," dedi ve beni bir binanın kapısına kadar getirdi. ''Bak burası Merkez Yönetim Binası diye geçiyor ancak içerisi ayrı bir dünya. GSTV stüdyosu da içeride, Webaslan içerik üretimleri de içeride yapılıyor, derginin içerikleri de içeride üretiliyor. Yani orası tamamen bir yönetim. Şimdi ben seni buraya bıraktım, kaçıyorum. Çünkü antrenman var. Hadi kolay gelsin sana.'' dedi ve gitti. Binaya giriş yaptığımda beni karşılayan neşeli hanımefendi (daha sonra isminin de Neşe olduğunu öğrendim) beni müdürün odasına kadar götürdü. Bayağı konuştuk. Yapmam gerekenlerden bahsettiler. Bana stajyer kartı verdiler ve grafik tasarımcısı Aylin hanım ile tanıştırdılar. Aylin Hanım ''Yeşimciğim şimdiden hayırlı olsun. Umarım burada bizimle birlikte çalışacağın günleri de görürüz. Masan benim odamda olacak, beraber çalışacağız. Hadi gel hem sana binayı gezdireyim hem de masanı göstereyim.'' diyerek kapıya yöneldi. Birlikte binayı gezdikten sonra bugünün oryantasyon olduğunu, bana bir iş verilmeyeceğini söylediler. ''Peki, eve mi gideyim?'' diye sordum. Aylin Hanım gülerek ''Hayır tabii ki. Burada kal. Tesisi gez, antrenmanı izle. Sen bilirsin. Artık sen de bir personelsin.'' dedi. Kafamı salladım ve binadan çıktım. Elimde kahve dolu termosumla takımın antrenman yaptığı sahaya doğru ilerledim. Tribünlerde en öne oturduktan sonra elinde mikrofon tutan birini gördüm -Adı Serhatmış- Serhat, GSTV'nin muhabiriymiş. Bir yandan kahvemi yudumlarken bir yandan onun program sunmasını izlemeye başladım
"Evet, sevgili izleyenler. Şu anda Florya Metin Oktay Tesisleri'ndeyiz. Trendyol Süper Ligi 25. haftada yarın evimize RAMS Başakşehir'i konuk edeceğimiz maç için takımımız son antrenmanını yapıyor," dedi ve kameranın sahaya döndüğünü görünce kulağından kulaklığını çıkardı. Kamera sahayı çekerken Serhat sağına baktığında ona doğru gelen teknik direktöre "Hocam. Kim müsaitse kısa bir röportaj almak istiyoruz.'' dedi. Okan hoca önce Serhat'ın elini sıktı ve daha sonra "Kerem müsait şu an." dedi, sonra bana dönüp sorgular bir ses tonuyla ''Merhaba? Yardımcı olabilir miyiz?" diye sordu. Heyecandan elim ayağıma dolaşmıştı. ''Ş-şey.. S-stajyerim ben.'' dedim kekeleyerek. Okan Hoca gülümseyerek ''Hayırlı olsun.'' dedi ve sahaya doğru ilerledi. Heyecandan teşekkür etmeyi unutup kafa salladım sadece. O an bize doğru gelen Kerem'e kaydı gözlerim. Tabii, siz bilmiyorsunuz. Ben aşığım... Yok, fanatiklik, taraftarlık falan değil; ciddi. Saatlerce onu stalkladığımı bilirim. Fotoğrafına bakarak uyuduğum günler oldu. Kerem geldiği gibi adamla konuşmaya başladı, benim ellerim tutmuyordu heyecandan. Hayran hayran onu izliyordum. Kameramanın sesiyle kendime geldim.
3... 2... 1... Kayıt!
Serhat, boğazını temizleyerek gayet özgüvenli bir şekilde "Sevgili izleyenler, yanımda şu an takımımızın ikinci kaptanı Kerem Aktürkoğlu var. Kerem 25.haftadayız. Halen Fenerbahçe ile puanlar eşit durumda. Artık her maç ölüm kalım mücadelesi gibi. Yarın RAMS Başakşehir maçı var, bugün de son antrenmanınızı yapıyorsunuz. Biraz duygularını öğrenmek istiyoruz," dedi.
Gülümsedi. O kadar güzel gülümsüyor ki... Hayran olmamak elde değil... "Yani çok garip başta. Fenerbahçe ile 25 haftadır aynı istatistiklere sahip olarak geldik. Bu da demektir ki iki takım da çok iyi oyuna sahip. Çok çalışıyoruz. Bu sene şampiyon olacağımıza inancımız tam. Herkesin hakkında hayırlısı olsun. Biz elimizden geleni yaptık ama sahada elimizden gelenin fazlasını yapıp takımımızı şampiyon yapacağız inşallah," dedi. Serhat "Teşekkürler Kerem, başarılar!" dedi, "Teşekkürler, kolay gelsin," diyerek yürümeye başladı. Tam gidecekken gözü bana takıldı. Neden herkes bana bakıyor diye düşünürken tribünde tek oturan kişinin ben olduğumu fark ettim. Yolunu değiştirip tribüne yürüdü ve önümde durdu. ''Merhaba ?'' dedi. ''Merhaba.'' dedim. Tam bir şey soracaktı ki boynumda kocaman 'STAJYER' yazan kartı gördü ve ''Ha stajyersin. Kolay gelsin.'' dedi. Gülümseyerek ''Evet, bugün oryantasyon olduğu için iş yoktu ben de antrenmanı izlemeye geldim.'' dedim. ''İyi yaptın. Kusura bakma. Burada bizi izleyen biri olmasına alışık değiliz şaşırdım o yüzden.'' dedi. ''Önemli değil, kolay gelsin sizlere.'' dedim. Teşekkür etti ve sahaya gitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐀𝐒̧𝐊 𝐒𝐀𝐇𝐀𝐒𝐈 || Kerem Aktürkoğlu
Teen FictionGalatasaray'ın içinde çalışan bir taraftar, Galatasaraylı bir futbolcuya aşıksa ne olur? Peki, o futbolcu da taraftara aşık olursa? HİKAYENİN İLK 5 BÖLÜMÜNÜN İÇERİĞİ YENİLENMİŞTİR.