BAŞLANGIÇ ÇİZGİSİ

22 2 6
                                    


   Yaklaşık bir buçuk saattir önümdeki maile bakıyorum. Patron yeni görev yollamıştı. Fakat bu diğerlerinden farklıydı. 3 yabancıyla beraber olacaktım. Sorun 3 yabancıyla olmam değildi, sorun; patron kardeşimi de istiyordu. Kardeşimi bu riske sokmak istemiyordum. Ayrıca eğer bu görev sayesin de geçinmeseydik gitmeme hayatta izin vermezdi. Hala izin verdiği söylenemez ama bununla geçiniyorduk. Yataktan kalktım ve salona gittim.

"Deren sana bir şey demem lazım." dedim fakat nasıl başlayacağımı bilmiyordum.

"Efendim abla?" Kafamda nasıl başlamam gerektiğini düşünürken sesiyle irkildim.

"Eee şey diyecektim" derin bir nefes aldım. "Patron yeni bir görev yolladı."

"Abla bu normal bir şey neden bu kadar şaşırıyorsun?"

"Patron, patron seni de istiyor fakat ben seni götürmek istemiyorum."

"NE! Patron beni mi istiyor. Bende geliyorum abla." Lafını kesecek gibi oldum ama vazgeçtim çünkü ne kadar söylensem de fikrinden vazgeçmeyeceğini biliyordum.

"Tamam. Hemen hazırlan 30 dakika sonra çıkmamız lazım. Her şeyini al. Sakın bir şeyini unutma."

"Merak etme abla hemen hazırlanıyorum."

..........................................................

Evden güneş doğmadan çıkmamız gerekiyordu çünkü kimseye görünmeden ormandaki kulübeye gitmemiz lazımdı. Evden çıkalı yaklaşık 3 saat olmuş olmalıydı çünkü güneş doğmaya başlamıştı. 20 dakika daha yürüdüğümüzde kulübe görünmeye başlamıştı ve 3 yabancı da oradaydı. Kulübe 2 katlı villa gibiydi. Herkesin farklı farklı odaları vardı. Kimsenin yüzüne bakmadan kapıyı açtım ve odama geçtim. Biraz sonra odadaki telefon çalmaya başladı.

"Alo?"

"Alo Beren beni iyi dinle. O ormana katili bulmaya gittiniz ve ormanın merkezindesiniz. Diğer görevlerden farklı olarak 3 yabancıylasın ve onlar senin gibi işlerinde ustalar. Unutmadan söyleyeyim ki evde kamera yok. Her türlü ihtimale karşı. Haftada 1 arayacağım ve rapor alacağım. Kendinize dikkat edin."

Daha cevap veremeden telefonu kapamıştı. Kamera olmaması hem içimi rahatlatmıştı hem de biraz tedirginleştirmişti. Demek ki çok zor ve önemli bir görevdi. Ama dinlenmem lazımdı. Yatağa yattım ve gözlerimi kapar kapamaz uyudum. Uyandığımda hava kararmıştı ve bu beni tedirgin etmişti çünkü ormanda bir katille baş başaydık. Yataktan kalktım ve mutfağa doğru ilerledim.

Bardağı aldım ve su doldurdum. Tam koltuğa yönelecekken orada bir karartı gördüm. Elime vazo aldım tam kafasına vuracakken arkasına dönmesiyle çığlık atmam bir oldu.

"Şşşş bağırmasana kızım. Şşş ben de bu ekipteyim bağırma. DELİ!" Birden sustum bana deli mi demişti. Bu onun ne haddineydi. Ayrıca ben onun lideriydim.

"S-s-sen bana deli mi dedin!" Lafıma sessizce güldü. Yumruğumu yüzüne geçirmemek için kendimi zor tutuyordum.

"B-b-ben sana deli, dedim evet." Benimle dalga geçiyordu. Dayanamadım yumruğumu yüzüne geçirdim. Bir şey demeden odama doğru gittim. Fakat birkaç dakika sonra kapım çaldı. Korkarak kapıya gittim ve açtım. Bu o çocuktu ve Aman Allah'ım yüzü kan içindeydi! O kadar sert mi vurmuştum yani?

"Deli pansuman aletleri nerede?" Pansuman aletleri benim odamda duruyordu.

"Benim odamda" dedim sessizce. "Gel istersen." diye ekledim. Yavaş adımlarla odama doğru geldi. Çekmeceden pansuman aletlerini çıkardım.

Görevimiz AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin