sen ona, ben sana aşıktım

-bizden olmadı-

  Sevgili Adıgüzel,

  Sen bunu okuduğunda ben çoktan gitmiş olacağım, diye başlarsam bu mektuba çok sıradan olurdu, değil mi? Evet, öyle olurdu. Fakat ne yazık ki daha iyi anlatamam.

  Gidiyorum, yine. Eminim neden merak ediyorsun.

  Sana bunu söylemedim ama sen benim için hep açık bir yara gibiydin. Yanında birini görünce kanıyordun ve hiç geçmiyordun, seni sevmeyi hiç bırakamıyordum. Gittiğim sekiz ayda yaram biraz kabuk bağlamıştı. Fakat seninle bir gün geçirmek bile yaranın tekrar kanamasına sebep oldu. Bu sefer öncekinden farklı olarak yanında olduğum her saniye yaramı daha kötü yaptı. Sekiz ay öncesine kadar ikimiz için bir umudum vardı ve yaraya hep yara bandı oluyordu. Şimdi hiç yara bandım kalmadı. Yaralar hava alınca geçse de hiç kapanmayacak bir yara ne kadar hava alırsa alsın fayda etmez. Bunu öğrenmek yaradan daha çok yaktı canımı.

  Umut bitse de sana olan sevgimin bir sonu olmadığını fark ettim. İşte tam da bu yüzden gidiyorum. Seni sevdiğimi bildiğin sürece bana üzüleceğini biliyorum. Sevgime karşılık veremediğin için üzüleceksin. Ne kadar inkar edecek olsan da ikimizde biliyoruz ki böyle olacak. Ve ben seni sevmeye devam ettikçe yaram hiç geçmeyecek.

  Tek ilaç bu değil belki ama en etkilisi bu, gitmek. 

  Bizden olsun çok isterdim, ama bizden olmadı.

  Bana hayatımın en güzel zamanlarını yaşattığın için teşekkür ederim. Beni mutlu ettiğin, hep destek olduğun, her zaman yanımda olduğun için, sevincimde yanımda, üzüntümde kapımda, en önemlisi de sevince kalbimde olduğun için teşekkür ederim. Çok iyi bir arkadaşsın ve hep öyle kalacaksın.

  Bunu istemek için hakkım var mi bilmiyorum ama, ben gittikten sonra televizyonda olmaya devam et. Bir gün televizyonu açıp tesadüfen seni görmenin nasıl bir şey olduğunu tahmin bile edemezsin.

  Ayrıca televizyon senin gibi harika bir oyuncuyu kaybetmemeli. Ne seni ne de ekibi kaybetmemeli.

  Dün akşam sana verdiğim ikinci şans benim için değildi. Senin içindi. Kendine ikinci bir şans ver istiyorum. Fakat bu sefer iyi değerlendir. Hayatını yaşamak istediğin gibi yaşa. Gez, toz, eğlen, ne yemek istersen ye, ne istersen iç, nereyi görmek istiyorsan git, kimi seversen ona onu sevdiğini söyle, hangi rolü istersen oyna, hangi maça gitmek istersen git, ne zaman yayın açmak istersen aç fakat tüm bunları yaparken kimseyi üzme.

  Çok güzel sesin var, çok iyi bir oyuncusun, çok iyi bir yazarsın, bunların harcanmasına asla izin verme. Hayatta her zaman ilerlemek istediğin yolda ilerle.

  Seni çok sevdiğimi tekrar söylemek istiyorum. Seni çok seviyorum. İnsanlar bunu söylemek için doğru zamanı bekleyerek zamanlarını boşa harcıyorlar fakat şimdi anladım ki benimde vaktim yokmuş. Eğer önümüzde birlikte yaşayacağımız uzun zamanlar olsaydı emin ol seni seviyorum dememden bıkardın ama yok. Bu yüzden bir kez daha söylemek istiyorum. Seni seviyorum.

  Seni seviyorum.
  Seni seviyorum.
  Seni seviyorum.

  Bunu söylemesi çok kolay görünebilir ama kalpten hissederek söylemenin ne kadar zor olduğunu bilemezsin. Özellikle son kez söylediğimi bile bile.

  Senin kadar bende üzülüyorum emin ol. Kalması kadar gitmesi de zor. Gidene mi zor kalana mı zor, derler ya, eğer kalpten hissettiği sevgisini içine gömmek zorunda kalıyorsan gidene de zor kalana da.

  Bunların hiçbirini yüzüne söyleyemeyecek kadar korkak bir insanım. Bunları duyduğunda yüzünün alacağı hali az çok hayal etmek bile ağlamama yeter.

  Gecenin bir yarısı yayın açıp, bu mektubu arkadaşlarınla okumak istersen sakın çekinme. Bu sefer önceki kadar yaralamaz. İstediğin gibi gülebilirsin, istediğin kadar okuyabilirsin, kırılmam.

  Ekibin her şeyden haberi var, onlara anlatman gereken hiçbir şey yok. Bu konuda rahat ol.

  Seni son kez görmeden gitmek istemezdim ama seni görseydim gidemezdim, üzgünüm.

  Son kez, seni çok seviyorum. Her zaman hayatımın çok önemli bir parçası olacaksın.

  Sevdiklerine, seni sevenlere, ekibe ve geride kalanlara iyi bak. Özellikle kendine iyi bak.

  Sevgilerle, Güloğlu.