Bence konuşmamalıyız (M)

452 15 37
                                    

~Merhabaaa. Ficin sonundan geliyorum. İlk ficim ve ilk smutım. Umarım hatalarım olursa anlayışla karşılarsınız. Smut olacak yeri uyarıyla gösterdim. Smut okumayacaksanız bile uyarıya kadar okumanızda sakınca yok. İyi okumalarrr. Yorum yapmayı unutmayınnn.

Tam Jung ile aramda 2-3 adım kalmışken kolumdan tutulup geri çekilmem ve anlık afallamamdan yaralanılarak elimdeki sopanın çekilip alınmasıyla afallayıp kolumdan çeken kişiye ve sopayı alan kişiye baktım: Jisung ve Changbin.

"NE HALT EDİYORSUNUZ! BIRAKIN BENİ!"

Bağırarak kollarından kurtulmaya çalıştım. Jisung'u ittirince yere düştü ve acı bir şekilde inleyince Chan ve Changbin beni sahadan çıkardı. Gördüğüm son şey ise yere düşmüş Jis'in başında ağlayan Felix, Onu sakinleştirmeye çalışan Hyunjin, bizim arkamızdan gelen Jeongin ve Jisung'a yara kontrolü yapan Seungmin'di.

Nihayet sahadan çıkınca temiz hava almak iyi gelmişti. Bir duvarın kenarına çöktüm ve dizlerimi büküp dirseklerimi dizlerime yaslayarak kafamı kollarımın arasına aldım.

"O herif sana ne dedi, Minho? Kendinden geçtin resmen." Chan'ın sorusunu yanıtsız bırakınca Jeong atıldı, "İyi misin, başın mı ağrıyor?" yine cevap vermemiştim... O piçin dedikleri aklımda dolanıyordu. "Onları koruyamamaktan korkuyorsun, değil mi?"  "Ailesiz köpek."

Kafamı kaldırıp ıslak gözlerimle başımdaki üçlüye baktım. "Siktir." Chan yanıma eğilip sırtımı sıvazladı. "Ne oluyor Minho? Bu bu herif seni ağlatacak kadar ne söylemiş olabilir? Ayrıca nereden biliyor olabilir?"

Jung benim ilkokul arkadaşımdı. Daha doğrusu zorbam. İlkokulda ezik bir tip olduğum için Jung gibileri hep beni bulurdu. Günlüğümü ise hep yanımda taşır benimle güvende olacağına inanırdım. Fakat bir gün Jung ve zorba çetesi çantamı kurcalamış, ve günlüğümü bulup sınıfta seslice okumuştu. Ben sınıfa girdiğimde ise her şey için çok geçti... Yerdeki parçalanmış günlüğüm, bana şiddet uygulayan zorbalar ve yine bana gülen bir sınıf... Bu olaydan sonra başka bir yurda transfer olmuştum fakat üniversitede tekrar karşılaştık onunla. Artık eskisi gibi ezik olmadığım için bulaşamıyor fakat bu sefer yine söyledi. Ailesiz köpek...

Kafamı iki yana sallayıp ayaklandım. Hyunjin jürilerin geldiğini ve takım kaptanı olduğum için herkesin beni beklediğini söyledi. Ciddi bir yarışma olduğu için bekliyorlardı. Toparlanıp tekrar o sert ve soğuk bakışlarımı takınıp içeriye girdim. Aynı yurttaki Minho gibi...

○○○

Kazanıp madalyalarımızı aldıktan sonra eve döndük. Yemekte herkesin gözü sürekli bana kayıyor, açıklama yapmamı bekliyorlardı. Artık dayanamayıp çatalımı ve bıçağımı sertçe masaya bırakıp onlara döndüm. Derin bir nefes verdim ve benden beklenmeyecek şekilde herşeyi anlattım.

Geçmişimi, ailemde kalmamla ilgili yalanlarımı, zorbalarımı, ezikliğimi ve duygularımı... İlk defa ciddi anlamda yüzümdeki maskeyi indirdim.

Jisung'un bana olan bakışları sanki aramıza duvar örmüş gibiydi. Cidden benden vazgeçmiş olabilir miydi? Geçmişim yüzünden terk mi edilmiştim? O gün bayağı dertleştik orada. Hatta Felix ve Hyunjin bira almaya gitti ve geldiklerinde dudaklarının kıpkırmızı olduğunu saymazsak sorunsuz gidip geldiler. İçtik, dertleştir, gülüştük ve eğlendik. Ama ciddi anlamda sarhoş olduk.

"Ben yukarı çıkıyorum. Felix'i de alayım. Uyumak üzere. Yatarız biz." dedi Hyunjin sırıtarak.

"Siz aynı odada kalm- Tamam, hadi çıkın. Jeong gelsene sende benle. Uyumak üzeresin yardımcı olayım." dedi Changbin durumdan istifade ederek. Jeong ise masum bir şekilde Changbin'in kucağına çıkıp ayaklarını beline, ellerini ise boynuna sarıp kafasını omzuna koydu ve sırtını pat patladı. Hyunjin de Felix'i kucağına alıp yukarıya çıkarken peşlerine Changin ikilisi de katıldı. Sağıma döndüğümde ise Seung ve Chan'ın yerinde yeller estiğini görünce sırıttım. Jisung'a dönünce o kadar da sarhoş olmadığını gördüm, aynı benim gibi. Diğerlerine göre iyiydik ama ikimizin de kafası 1 milyon olmuştu bile.

İddia /Minsung\Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin