26 Mayıs 2000. Ailemin beni kucaklarına aldığı, benim bu lanet olası dünyaya gözlerimi açtığım gün. Herşey normal gidiyordu o günler, ailemin gözünde normal biriydim. Dünyaya gelmeden önce annem ağlıyormuş, korkuyormuş. Babamda teselli ediyormuş ama annemin içinde hiç anlayamayacağı bir korku varmış, neyden korktuğunu bilmiyormuş. İlk korktuğunda babam nedenini öğrenmek istemiş, annem,
"bilmiyorum, içimde kötü bir his var, sanki bir şeyler yanlış olacak gibi ama neyler hiç bilmiyorum ve hamile kaldığımdan beri böyle kısaca hamile kalmadan önce böyle değildim"
demiş babama. Babam olmaz öyle şey gibi şeyler dermiş, hergün hergün teselli etmeye çalışıyormuş. Doğumhaneyede girerken "Yejimiz iyi olacak, değil mi?" diye sormuş annem babama. Babam ise, "Dünyanın en iyi çocuğu olacak, güven bana" deyip elini tutmuş annemin. Ben doğduğumda daha yaza girmemiş sayılsakda aşırı derecede sıcakmış. Hatta babamın anlattığına göre eğer bir yere dokunsan elin alev alır haldeymiş. Tek bir sorun varmış, annemin elleri buz gibiymiş. Bana anlattığı kadarıyla benim normal olmayacağım içindiki zatende annemin korktuğu başına gelmiş...
Ben normal bir çocuk değildim, ama benim sorunum öyle aman aman şeyler değildi. İlk konuştuğunda herkes "anne, baba, merhaba" gibi sözler söylerdi. Ben ise annemin adını söylemişim, "Sakura" demişim. Annem ilk neden "anne veya baba demediki bu kız, normalde annelerinin adlarını söylemezler" demiş. Babam ise "endişelenme, ama cidden biraz garip adını onun yanında söylememiştik bile." demiş. 6 aylık olduğumda ağlamayı kesmişim, 6 aylıkdan 1 yaşıma kadar hiç ağlamamışım. Biraz deliymişim, ama aynı zamanda akıllıymışımda. 3 yaşımda sağlak olmama rağmen sol elimle yazmışım. Halendaha da yazabiliyorum. Yalnız biriydim, ortaokula kadar 1 tanecik bile arkadaşım yokdu. Aslında memnundum, annemin kardeşi Kazuha teyzem öğretmendi, boş olduğu zamanlar teneffüslerde yanıma gelirdiki zaten okulumuz anaokul-ilkokul-ortaokul-lise birleşik ve aynı binadaydı. Okulumuzun üniversitesinin fakülteleri farklı binalardı. Kazuha teyzem boş olduğunda yanıma gelirdi, ve 8. sınıfda sınıf hocamızdı. Sınıf ortamında da Kazuha teyzem dışında tek arkadaşım lila defterimdi. Üstünde "yeji's notebook" yazan bir defterdi, halendaha da yanımda. İki elimlede yazdığım şeyler vardı, bir insan benimle konuşmak isterse hemencecik geri çekilirdim, okul ortamında bile bazenleri Kazuha teyzem gidip bana kantinden atıştırmalıklarımı alırdı. Okulda sadece konuştuğum 4 kişi vardı. Biri teyzem, diğeri not defterim, okuldan Lia diye biri ve rehberlik hocamız. Okula anaokul 3 yaşken gelmiştim ve halendaha okul ortamından çekiniyordum, tabi annem ise bunu normal algılamamış ve rehber hocasına yönelmiştim. Rehber hocamız beni haftada 3 alıyordu, 1 teneffüs ve 2 dersimden gidiyordu ama en azından arada sırada iletişime girdiğim Lia'dan eksiklerimi alıyordum. Zaten teyzem Lia'yı biliyordu ve bazenleri çok kötü olduğumda teyzem Lia'yı çağırıyordu, Lia'nında 2 arkadaşı vardı, Chaeryeong ve Yuna. İkiside benden nefret ediyordu ama Lia beni seviyordu. Ya da ben sevdiğini sanıyordum. Ama artık alışmıştın,ki. Ben buydum. Derken Lise olduk, yanımda Kazuha teyzem vardı herzamanki gibi. Okula birsürü yeni kişiler gelmişti. Yanımıza bir kız yaklaşıyordu, siyah bir crobumsu bişey ve beyaz pantolon giymişti. Saçları orta boyda siyahdı. Yanıma geldi ve elini uzattı.Ryujin: "Merhaba, Ben Ryujin. Okula bu sene geldimde arkadaş olalım mıı? Eğer yeni geldiysen okulu gezeriz veya sen bana gezdirirsin."
Teyzem bana yapabilirsin gözleriyle bakıyordu.
Yeji acaba ryujinle arkadaş olabilecekmii?
Acaba heyecanlanacakmı?
Liadan sonra ilk arkadaşı olacakmı yoksa olmayacakmı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tu es la meilleure personne pour moi, Ryeji
General Fiction;benim neremi, neden sevdin? ;senin heryerini, sen olduğun için sevdim. ;ama kimse beni insan olarak görmüyor. ;Tu es la meilleure personne pour moi.