DOĞUŞ

129 9 5
                                    

Öncelikle herkese merhaba bu bir tarihi kurgudur içindeki kişiler bazıları gerçek bazıları ise kurgudur olaylar da aynı şekildedir. İçindeki dinler toplumların hangi dine mensupsa onlardan oluşmuştur.

Olaylar İstanbul fethinden önce gerçekleşecektir yani Osmanlı'nın Beylik olduğu tarihlerde geçiyordur kısaca bir tarih bilgisi hatırlatalım.

OSMANLI DEVLETİ KURULUŞU

Osman Bey, Oğuz aşiretlerinin ittifakıyla başa geçtikten sonra, siyasî ve dinî bakımdan Anadolu'nun en itibarlı ve nüfuzlu tarikatlerinden Ahilerin mühim bir şahsiyeti olan Şeyh Edebali'nin kızı ile evlenerek, gücünü artırmış idi. Bundan sonra Osman Gazi, Bizans'a karşı genişleme politikasını uygulayarak, İnegöl, Karacahisar ve Yarhisar'ı ele geçirdi ve bölgenin mühim merkezlerinden olan Bilecik'i alarak, burayı beyliğin merkezi yaptı (1299). Bu tarih devletin kuruluş tarihi olarak kabul edilir.Osmanlı İmparatorluğu 29 eyaletten ve özerklik tanınmış olan Boğdan, Erdel ve Eflak prensliklerinden oluşmaktaydı. Osmanlı Devleti, zaman zaman deniz aşırı topraklarda da söz sahibi olmuştur.

İMPARATORLUK OLUŞU

Bugünkü Türkiye'nin Bilecik ilinin Söğüt ilçesinde kurulmuş bir beylik iken, 1453 yılında II. Mehmed'in Konstantinopolis'i fethedip Bizans İmparatorluğu'na son vermesiyle imparatorluk hâline gelmiştir.

Hikayem II.Murad'ın dönemleri ve oğlu şehzade Mehmet dönemlerinde yer alıyordur.

🤍
🤍

30 Mart 1432, Edirne

Saray'ın duvarları gayrimüslim bir cariyenin çaresiz acı çığlıkları ile yankılanıyordu.Hekim onu yatıştıran kelimelerle destek olarak Doğum'un ortalarına yaklaşmıştı.

İçten içe korkuyordu kadın padişah'ın gözdesi olma imkanı buna bağlıydı.Bir Oğlan çocuğuna bağlıydı,sonuçta o Sultan Murad'ın cariyesiy'di bir varis olması lazımdı.
Padişah bir sefere çıkmıştı.Dördüncü çocuğunun doğumundan birhaberdi döndüğünde bir süprizi olmalıydı.

Bu bebek kız olamazdı.Kadın kendi kaderinin onunda yaşamasını kesinlikle istemiyordu biliyordu dönemini tanıyordu kız çocuğunun evlenmekten başka bir vasfı olmayacaktı toplumu böyleydi çünkü kadının elinden bir şey gelmezdi.

Hekim kadına tekrar tekrar ıkınmasını söyledi kadının altındaki çarşaflar sırılsıklamdı doğum'un ne kadar zor geçtiği kadının ölmeyi bile dileme noktasına geldiğinden belli oluyordu.

Kadının elini tutarak ona destek olmaya çalışan bir genç kız vardı II.Murad'ın en küçük kardeşi olan İnci hatun'du bu arkadaşı olan Hüma Hatun'a destek veriyordu.

Doğum yorucu geçiyordu.Hüma biliyordu kolay olmayacağını ama bu kadar zorlanma beklemediği bir olaydı ama kadın kararlıydı doğuracaktı ve hayır ölmeyecektide o büyütecekti o çocuğu kız yada oğlan artık onun için farketmiyordu.Her iki cinsiyetide güçlü ve saygın bir birey olarak yetiştircekti.

Hüma hatun bir kere daha nefes aldı ve Kararlılıkla ıkındı ve bu onun son ıkınışıydı.Kadın bir anda gevşedi üstüne bir hafiflik hissi gelmişti rahatlamıştı acı yoktu artık çünkü doğurmuştu başarmıştı işte kısa bir süre içinde endişe nüksetti bedenine evet doğurdu ama bebek ağlamıyordu bu kadar acıyı bir ölü bebek için çekmemişti demi?

Hüma hatun korkarak gözlerini arkadaşına çevirdi.Arkadaşı İnci'nin de karnı burnundaydı.İnci Arkadaşını sakinleştirmeye çalışırken Hüma Hatun neden ağlamadığını sordu arkadaşına ve inci acı gerçeği söylemek zorundaydı bebek ölüydü, Bir erkekti tam arkadaşının istediği gibi ama işte o oksijensiz kalmıştı.

MAHPERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin