Han'ın elini okşarken Han'ın titrediğini hissettim. Han'a baktığımda gerçekten titriyordu. Babam ile Han konuştu ve ben Han'ı odama çıkarttım. Han hala titriyordu. Han'ı tekerlekli sandalyesinden indirip yatağa oturttum. Han'a sımsıkı sarıldım. Han konuştu.
Han: A-abimi aramalıyım a-acil
Diye mırıldandı tir tir titreyen sesi ve vücudu ile. Neden diye sorgulamadım çünkü nedenini tahmin edebiliyordum. Han'ın telefonundan Han'ın abisini arayıp Han'a uzattım. Han telefonu kulağına koydu ve abisinin açmasını bekledi. Fakat abisi açmadı. Tekrar aradı. Abisi yine açmadı. Han'ı izliyordum. Han abisi açmayınca daha çok titremeye başlamıştı.
Ahyun: Han sakin ol derin nefes al ver
Han: O-olamıyorum....ilacım e-evde...
Han'ın abisi aradı. Han açtı ve telefonu kulağına koydu.
Han: A-abi acilen i-ilacımı getirmen l-lazım..
Lee know: Yine ne olduda anksiyeten tuttu?
Han: A-abi g-gerçekten ş-şuan b-bunu k-konuşma v-vakti d-değ-
Han bianda kucağıma düşüverdi.
Lee know: Han? Han cevap versene Han?! Han iyi misin?! HAN?!
Sesleri duyunca telefonu elime alıp kulağıma koydum. Bir yandanda Han'ı tutuyordum.
Ahyun: Lee know oppa Han bayıldı
Lee know: NE?! Kapat hemen geliyorum!!
Dedi. Ben tam kapatıcak iken kendisi kapattı. Telefonu yanımdaki komidine koydum ve Han'ı kucağıma yatırıp uyandırmaya çalıştım. 1 dakika sonra Han'ın abisi odaya baksın yaptı. Elinde bir kutu vardı. Muhtemelen Anksiyete ilacıydı. Abisi Han'a sarılıp onu uyandırmaya çalıştı. Han tam 20 dakika sonra anca uyandı.