2.bölüm

71 14 77
                                    

~Karmaşa~

Prens Arthur
8 yıl sonra

-Günümüz-

Sarayın büyük kütüphanesinde, rafların arkasındaki masaya oturmuş eski tarih kitaplarını karıştırıyordum.İstediğim şeyi bulamayınca kitabı masanın diğer köşesine,eski püskü ve işime yaramayan kitapların yanına ittim.İç çekerek mırıldandım.

"Her zamanki gibi,merhaba çaresizlik!"
Kütüphanede temizlik yapan hizmetliler dışında kimse yoktu,babamın sağ kolu Dan gelene kadar.Siyah saçları, kahverengi gözleri,sol elmacık kemiğinin bulunduğu yerde eski ama belirgin olan yara izi vardı,yürürken onu daha da korkutucu kılan zırhından ses geliyordu.

Sol elini göğsüne yaklaştırıp eğildi."Prens Arthur."Ona bakarken tek kaşımı kaldırdım."Bir şey mi söyleyeceksin Dan?"

Dan başını kaldırıp bana baktı ve yutkundu."Efendim,Kralımız sizi çağırıyor."Ayağa kalktım ve kafa salladım."Tamam haber verdiğin için teşekkürler."Gülümsedim ve kütüphanenin kapısına yöneldim.

Dan bana baktı,tedirgin göründüğü her halinden belliydi."İyi misin?Her şey yolunda mı?"Dan derin nefes alıp cesaretini toplamaya çalıştı.Kaşlarımı çattım,eğer kralın sağ kolu bile bu kadar tedirginse bir şeyler ters gidiyordu...

"Efendim...Dikkatli olmanızı rica ediyorum.Son günlerde Kral William fazla tedirgin...size bir şey olmasını istemem."
Suratının nasıl gerildiğini bir süre izledikten sonra kütüphaneden çıkıp taht odasına doğru yürümeye başladım.Benim geldiğimi gören babam yanında önemli belgeleri gösteren hizmetkara çekilmesini söyledi ve gülümseyerek baktı.

"Hoş geldin oğlum."Sahte bir gülümsemeyle yavaşça başımı eğdim kafamı kaldırıp babama baktım."Beni çağırmışsınız..."

"Evet bir kaç mesele hakkında karar kılmalıyız."Kafa salladım ve dikkatle dinledim."Tabii,dinliyorum."Ciddile- şip bakışlarını kaçırdığında gözlerimi kıstım."Sekiz yıl önce olanları hatırlıyorsun değil mi?"

Yüzümdeki gülümseme kaybolurken."Evet..."dedim.Hatırla- maz olur muydum?Tabii ki hatırlıyordum,bir insan hiç en yakın arkadaşlarının,halkının öldüğü ve bunların hepsinin Elementius'un suçu olmasını unutabilir mi?Buraya gelmeden önce okuduğum kitaplarda onunla,Elementius ile ilgiliydi.Elementius dört elementi de kontrol edenlere verilen isimdi,günümün çoğunu onun hakkında daha fazla bilgi edinmekle meşgul oluyordum.

"Sana verecek önemli bir görevim var."Babamın sesiyle düşüncelerimden arınıp tek kaşımı kaldırırken."Nedir?"dediğimde sesimin şaşırtıcı derecede özgüvenli çıktığını duydum."Elementius'un peşine düşmeni istiyorum.Tabii yapamam dersen,görevi ağabeyine verebilirim."Kaşlarımı çattım yüzüm gerildi."Yapacağım baba.Güvenini boşa çıkarmayacağım."Babam gülümseyip benim taht odasından çıkışımı izlerken sinirli olduğumun farkındaydı.

Hep tereddüt ettiğim şeylerde abimi öne sürüyordu,küçüklüğümden beri böyleydi.Artık bıkmıştım!Benden büyük ve ağabeyim diye benden üstün olamazdı.Küçükken dövüş eğitimleri alırken beni hep ezerdi,anneme söylediğimdeyse "Cesaretlensin diye yapıyorum."deyip ortalıktan kaybolurdu.Onunla anlaşamazdık.Şuan büyük ihtimalle askerlere eğitim veriyordur,küçüklüğümden beri dövüş eğitimleri alırdık,ama o bana inat olsun diye benden daha çok dövüşle ilgilenirdi.Babam bunu fark edip onu askerlerin eğitimi ile ilgilenmesi için görevlendirdi.

Sinirle odama girerken kapıyı sertçe kapattım.Durup ne yaptığımı sorguladım,ben ağabeyim Marcus gibi öfkeli,kaba ve burnu havada değildim ve olmayacaktım.Bu yüzden sinirlenmenin saçma olduğunu düşünüp,sakinleşmek için çalışma masama oturdum.Elementius hakkında not ettiklerime baktım.

 EBEDİ RUHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin