3. bölüm

15 0 0
                                    


bol bol paragraf yorumu istiyorum

yağız

gözlerimi açtığımda karşılaştığım şey çok tanıdık ama bir o kadar imkansız geliyordu. Yağmurun arkası dönük ben ona sarılıyorum ve böyle uyumuştuk.

Saçları dağılmıştı ve kokusu buram buram geliyordu. Rüya olmalıydı eğer öyle değilse bile ne yaşanmıştı.

Yağmur kıpırdanmaya başladığında gözlerimi kapattım.

üzerini giyinmek için giyinme odasına gittiğini anladığımda yatakta doğruldum o an giyinme odasının çaprazında duran boy aynasından yağmuru rahatlıkla görebiliyordum üzerini değiştirirken gördüğüm görüntü hem soluğumu keserken hemde sinirlenmemi sağlamıştı.

vücudunda taşıdığı birçok morluk ve bunları görmek dayanılmaz geliyordu o sırada telefonum çaldı.

"efendum sultanum"

"e hayde yaylaya gelun da düğün varidur"

"ula bu kimun düğünü"

"yaşar amcanun kızi songül var ya heh ha onun duğunidur"

"tama o zaman ben yağmura söyleyeyum  hazurlansun"

telefonu kapattım yağmur yanıma geldi "kimdi o" "babaannem" "ne olmuş" "yaylada düğün varmış ona çağırdı e hadi çarşıya gidelim sana elbise almaya" dedim kendi üzerindeki eşofman altına ve tişörtüne baktı "o zaman üzerime başka bir şeyler giyiniyim de çarşıya öyle çıkalım" dedi  

arkasını dönmüştü ki "yağmur" dememle bana geri döndü dün geceden hatırladığım az çok kesitler aklımda beliriyordu "dün gece için özür dilerim ve şimdi hiç bir şey olmamış gibi davrandığın içinde teşekkür ederim" "yok özür dilenecek bir şey yok önemli değil" 

"ha bide koluna krem sür morarmış" tamam dermişcesine kafasını salladı ve giyinme odasına tekrar girdi  bende burada durup gömleğimi ve pantolonumu değiştiriyordum dün geceden kalanlar çok fena alkol kokuyordu.

yağmurda  giyinme odasından çıktığında  gözlerim ona çoktan dalıp gitmişti.

beline kadar savrulan saçları dalgası ile çok güzel duruyordu sağ tarafında saçlarının dibine yapışık iki örgü kafasının yarısında kesiliyordu ve saçları tamamen salık duruyordu üzerine giydiği siyah uzun dar elbisesi muhteşemdi vücuduna tam oturuyordu ve derin yırtmacı ise içimde bir şeylerin fokurdamasına sebep oldu.

benimle fazla göz temasına girmeden makyaj masasına oturdu o an yırtmacın diğer tarafında kalan bacağının iç tarafında bir morluk battı gözüme.

o makyajın odaklanmışken bende gömleğimin son düğmelerini kapattım ve üsten ilk iki düğmesini açıkta bıraktım ceketimi giyip aşağıya indiğimde Mustafa aşağıda bekliyordu "e hadi oğlum  şirkete gitmiyor muyuz" "ha yok yaylada düğün var ona gideceğiz" "he tama ben böyle gömlek pantolon okeyim zaten" 

yağmur aşağıya indiğinde ikinci bi tutukluk yaşıyordum koyu göz makyajı bal rengi gözleri tamamen ortaya çıkmıştı  dudağına sürdüğü mat bordo ruj ise dolgun dudaklarına çok yakışmıştı.

Koluma değen Mustafa'nın kolu ile irkildim "e hadi o zaman gidelim ilk babaannemlere uğrayacağız yarım saat oturur sonra hep beraber düğüne gideriz zaten bizim burada düğünler sabah bi başlar gece on iki ye kadar"

Mustafa kendi  arabasına bindi yağmurla bende benim arabaya geçtik bacak bacak üstüne atara oturduğu için iki bacağı da yırtmaçtan ayrılmıştı ve gözler önüne seriliyordu  bacağının iç tarafındaki morluğu kapatmış olmalı çünkü artık görünmüyordu ama düğünde de böyle oturursa eminim ki her an katil olabilirim.

gül güzeliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin