Yitirim: (1) bir şeyin önceden sahip olunan bir durumdan çıkması veya kaybolması durumu "Bu iş gereksiz zaman yitirimine yol açar"
ad
yitirme.
fiil
yitirmek.
5. Gün
Anlaşılmıyordu. İnsanların yüzünden duyguları... ve çilekte değil, insanlarda duygu yoktu. Suratsızlık. Suratlarında donuk bir ifade, duygusuz bir maske vardı. İfadeler yitirileli yıllar olmuştu. Kimse artık pek farkında değildi, oysa yıllar önce değil de sanki dün gibiydi. İnsanların yüzünde gülümseme görmek, gözyaşlarını fark etmek ya da korkularına, şaşkınlıklarına tanık olmak. Dün gibiydi.
Yitirmek bir yana artık yasaktı. Yüzünde bir ifade olması. Duygularını belli etmek yasaktı. Düşünmek zaten yasak ve düşüncelerini hissettiğini göstermen demek, idam masası demekti. İdam masasında üç arkadaşını kaybeden biri olarak mutsuzum...
Evet, mutsuzluk bir duygu. Hem de çok güçlü bir duygu ve ben güçlü duyguları kalbinde taşıyan, yaşatan, başımızdaki rejimin baskılarına başkaldıranlardan biriyim. Başkaldırmak da öyle kolay değil. Başkaldırmak için gerekli duyguları tekrar hatırlamak da çok zordu. Unuttuğumuz zamanları hatırladım da... ne büyük bir acemilik. Her şeyi bu baskıcı rejimin eline öylece verirken tek yaptığımız tüm gün işlerimizde çalışmak, sıkıcı hayatlarımızı sürdürmek.
Bir anda, bir baktık ki artık duygularımız yoktu ve duyguların olmadığı durumlarda da çalışabildiğimiz, anlaşabildiğimiz, hayata devam edebildiğimiz keşfedildiğinde hemen yasaklandı. Çünkü duygular güçsüzler içindi.
Duygular nasıl yasaklanabilir?
Duygu: (1) duyularla algılanan veya içsel olarak hissedilen herhangi bir duygu veya duygu durumu "Çilekte duygu olmaz"
Benzer:
his
(2) birinin iç dünyasında oluşturduğu, uyandırdığı izlenim ya da tepki, etki veya yankı "Yüzünden duyguları anlaşılıyordu"
Kolay. İnsanların beyinlerinin uyuşmasına izin ver. Uzun bir süre, hem de çok uzun bir süre. Belki de on yıllar boyu onları uyuştur. Hayır, hayır uyuşturucu ile değil. Tüm insanların, aynı anda kullanmaya başladığı bir lanet ile. Teknoloji. Uyuşturduktan sonra onları alıştır. Normalin bu olduğunu dikte et ve onları köleleştir.
Köleler... mümkün olduğunca az ver ve ellerindekileri onlardan alacağına dair gözlerini korkut. Böylece sana tapmalarını sağla. Onlara bir şey sunduğunda da seni tanrı sansınlar. Sonrası daha da kolay. Artık korkuyorlar. Ama korkularını belli etmeleri yasak. Çünkü herhangi bir duygu belirtisi ellerindeki en az bulunan şeyleri kaybetmelerine yol açar. Böylesine bir kısır döngü.
Kısır Döngü: (1) bir dizi fikir veya olayın, tekrarlanan ve sonuca ulaşmayan bir şekilde dönüp dolaşarak devam etmesi "Bu kısır döngü kırılmaz değildir, kırılır."
Peki bundan nasıl kurtulabiliriz?
Sanırım bir çıkar yol buldum. Davete katılmalıyım.
İlk Saat
Odada tekim. Kalabalık olması da bir şey ifade etmez aslında. İnsanların yanında da duygusuzum, tek başıma da. Ya da ifadesizim demek daha doğru olur. Henüz duygularım benimle ve ben onları yitirmedik. Yitirdiğim tek şey ifadelerim. Onları da yitirmiş sayılmam. Sadece ifadelerimi sergilemem bir suç unsuru. Ama burada ifade edebilir miyim?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bizim Olmayan Hikayeler
General Fictionİnsanlığın karanlık geçmişinden ilham alarak, günümüzü yaşarken yazdığım tüm distopyalar... Teknolojinin insanoğlunu ele geçirdiği, doğanın yok olduğu ve toplumların parçalandığı bir dünyada geçen bu hikayeler, insanlığın özüne karanlık bir ayna tut...