Bölüm 1: Geçmişin Acı İzleri

7 0 0
                                    

İnsanın babası azgının teki olupta nasıl imam-hatip lisesi müdürü olabiliyor.

Benimki öyle...

------------------------------
Yine her zamanki gibi içip içip eve geldi ve ben bu duruma yine laf edemedim... Annemin ölümünden sonra babam çok değişti. Belki ben yanılıyordum, belki o annemi unutmak istiyordu. Ah, sadece kendimi kandırıyorum babam hiçbir zaman annemi sevmedi. Her gün başka bir kadınla s*kişip anneme belli etmediğini sanıyordu ama annemin bilmediğinden falan değil. Annem sadece benim için bunlara katlanıyordu. Bu kötü anılarımı unutturan tek şey oydu Ecem...
..............................
2 yıl önce...

"Seni lanet çocuk! Annen kısır kalsaydıda doğmasaydın keşke."
"Seninde yarrağın kırılsaydı. Anneme çirkin laflar etme!"
Bu şekilde kavga etmiştik. Hayatımda yediğim en büyük dayağı o gün o adi pislik babamdan yemiştim...

..............................

"Yiğit kanka dün gece beşik mi salladın uyansana hoca sana sesleniyor herhalde. Gusül abdestinin farzlarını soracak. Senin uzmanlık alanın ya hani."

Ve evet bu benim en yakın arkadaşım Ömer...

"Kes sesini 2 dakika bi' uyutmadın ya."
"Ne kızdın sende hoca sana sesleniyor diyorum. İyilikte yaramıyor artık."

Öğretmen: " Yiğit uzaydan mı bağlanıyorsun oğlum. Kaç saattir sana sesleniyorum."
"Kusura bakmayın hocam bir anlığına dalmışım."
"Denize mi daldın Yiğit hahhahhah!"

Evet bu da ortaokuldan beri bana platonik olan sınıfın cırtlak kızı Ayşe.

Şükürler olsun ki o sesi işittim: Teneffüs zili.

"Neyse Ömer ben kafeteryaya iniyorum gelecek misin?"
"Sen ısmarlarsan neden olmasın."
"Kodumun beleşçisi."

Biz Ömer ile tıkınasıya kadar evet tahmin ettiğiniz gibi o ses kulağımda yankılandı. Ders zili...

"Kanka zil çaldı sınıfa çıkalım yoksa Gülsüm hoca defterimizi dürer."
"Bıktım bu imam hatipten. Babamın okulu olmasa adımımı atmam. Off, ne Arapça dersiymiş ya. Ben Türk milliyetçisiyim arkadaş!"
"Yiğit ne boş adamsın zaten hep dersi kaynatıyorlar."
"Tabii sende haklısın ama bana boş dedin. Ben vestelim belki?"
"Espirilerini siksinler Yiğit."

Biz bu şekilde şakalaşırken merdivende nöbetçi kız saçlarını savura savura önümden geçti. Yalan söylemeyeceğim ondan azıcıkta olsa etkilendim. Bir dakika! Bu koku çok tanıdık. Ortaokuldan beri aşık olduğum kızın kokusuydu bu.

Sınıfa varınca:

Gülsüm Hoca: "Evet gençler kitaplarımızı açalım ders Arapça. Tahtayı açacak bir centilmen var mı aramızda? Yoksa ben mi açayım?"

Sen aç.

Gülsüm hoca bunu duydu...

Gülsüm Hoca:" Yiğit sen sanırım tahtayı açmaya bayağı heveslisin o zaman sen aç. Beni kırmazsın değil mi? Bende o sıra defteri doldurayım."

Oflaya puflaya tahtayı açtım. Tam yerime oturacaktım. Bir anda kapı çaldı.

Yiğit Karaaslan bu sınıfta mı? Vedat Bey onu odasına çağırıyor.

Bu o sesti. Bu sesi çok iyi tanıyordum. O benim kokusundan tanıdığım, bakmalara doyamadığım. Melekler kadar güzel bulduğum benim saf aşkım. Ortaokulda platonik olduğumu düşündüğüm kızdı. Yani Ecem.

"Sen iste ben her zaman kurallara aykırı davranırım sırf senin o güzel gözlerine bakmak için gülüm."

Allah rahmet eylesin bana çünkü ağzımdan çok büyük laflar kaçırdım.
Gülsüm hocanın bana bakmasıyla sözlerin ağzımdan çıkması bir oldu...

Gülsüm Hoca:" Babanın yanına gitmeye gerçekten hak kazandın. Tebrikler piyango sana çıktı."

O piyango bana girecek gibi görünüyor ama neyse genelde şanslıyımdır.

"Sohbetinizi bölüyorum ama Vedat Bey durumun acil olduğunu söyledi. Bir an önce gelirsen iyi olur Yiğit."

"Geliyorum."

Gülsüm Hoca: " E bı zahmet."

..............................

Tam babamın yanına giderken bir kadınla karşılaştım. O da babamla görüşmeye gelmiş.

Ecem beni bıraktı ve nöbetçilik yaptığı masaya geri döndü. Ben babamın odasının kapısının önündeydim.

"Giriyorum odana."
"Gel..."
..............................
"Evet Vedat seni dinliyorum."
"Ben senin babanım. Benimle düzgün hitaplarda bulun."
"İlk sen o hitapları hakedecek davranışlarda bulun. Bende sana o şekilde davranırım."

Kapıyı tıklatmadan kalın topuklusuyla ve çakma olduğunu düşündüğüm hayvan gibi memeleriyle birlikte koridorda karşılaştığım Adnan Oktar'ın kediciğine benzeyen o kadın içeriye bodoslama daldı.

"Ah Vedat, öğrencinle mi konuşuyordun? O gece hakkında konuşacaktım..."
"Vedat baba oluyorsun! Bizim minik bir veliahtımız olacak. O lanet oğlunuda başımızdan gönderirsin"

"Nereye gitmesi be oğlum. Ben hiçbir yere gitmiyorum. Seni bir veli sanıyordum ama babamın fahişelerinden biriymişsin. Merak etme bana rakip en az 10 veliaht çıkmıştır ve ben yine hep zirvedeydim ve zirvede kalacağım. Tahtıma göz koymayın lan!"

" Oğlum sakin ol daha seninle konuşmadan bu kadar sinirleneceğini hiç bilmiyordum."

"Lan saf kadın görüyorsun adam o kadar alışmışki senden bir çocuğu olmasına ilgi göstermedi bile. Hahayt."

"Vedat bu çocuk kim oluyorda bana terbiyesizlik yapıyor!"

"Banucum sakin ol."
"Nasıl sakin olmamı bekliyorsun Vedat!"

............................................................................

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 13 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BELKİ TANIMAZDIM SENİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin