Tanıtım:

120 14 62
                                    

Selammmm aslında taekook görünce şaşırdınız deyilmi? Bu ablamın hesabı ablam yoonmin yazıyor bende taekook yazayım dedim bu benim ilk ficim ve nasıl olacak pek bilmiyorum şöyleki omegaverse ve psikolojik bir fic olacak jungkooku psikolojik şiddet görmüş her türlü eziyeti çeken bir karekter olarak işleyecegim yeni olduğum için pek nasıl yapacağım bilmiyorum ama neyse güzel bir fic ortaya çıkarmak istiyorum deminde dediyim gibi bu benim ilk ficim ve çok kıymetli bu yüzden hakettiği değeri umarım alır bu fici taslakta final yapacağım gibi görünüyor bilmiyorum sanırım biraz sıktım haydi tanıtıma geçelim umarım istediyim gibi bir bölüm ortaya çıkara bilirim ve sıkılmazsınız

Başlayalım!

Ayrıca fice başladığınız tarihi buraya ala bilirim !

Hatırlatma:
Bu fic psikolojik şiddet cinsel istismara maruz kalan bir kişiyi anlatmaktadır.ve+ 18 içerik içerecektir! Ayrıca çok fazla kan revan olacaktır!

Rahatsız saniz okumadan ayrıla bilirsiniz çünki baya psikolojik darbe veren bir fic...

Hatırlatmada bittiyine göre başlayalım...

***

Ormanın içinde soluk dahi almadan koşuyordum. Kurdum beni yarı yolda bırakmadığı için tanrıya şükür ediyordum.sağ Bacağım yaralı olsa dahi bunu düşünecek durumda deyildim koşmalıydım nerde olduğumu bile bilmeden aralıksız koşuyordum ciğerlerim sıkışma ya, başım dönmeye başlamışdı daha fazla koşamazdım bitkin haldeydim beynimin pekmezini akıtmışlar gibi hiss ediyordum diz kapaklarım titriyordu.Kurdumda anlamışdı ne durumda olduğumu daha fazla gidemeyecegimi anlamışdım ayaklarım bir lastikten yapılmaymış gibiydi titriyordum deli gibi terlemişdim burnumda bir sızı boğazımda bir yumru vardı sanki. Daha fazla koşamadan ayaklarım beni yarı yolda bırakmış, yere kapaklanmam kaçınılmaz olmuşdu yere düştüyüm için avuclarımı yere bastırarak başımı çarpmaktan kılpayı kurtulmuştum avuçlarım sızlarken ben bunu önemsemedim bile çünki kalbimin sızladığı gibi sızlamıyordu avuçlarım. Yerde öyle kalmışken beynim alarm vermiş gibiydi burada böyle kalırsam yakalanmam kaçınılmaz olacaktı ayrıca kokumdan da beni kısa sürede bula bileceklerdi bu yüzden hiç olmasa bir yere saklanmam gerekti.Peki kimdenmi kaçıyordum... hayatımı cehenneme çeviren, beni bir eşya gibi kullanıp atan işkence çektiren alfa park hyunsung... 16 yaşımda köyümüzü basıp benide beraberinde götürmüştü beni götürdüyü güne lanet olsun keşke o zaman kendimi öldüre bilseydim hiç olmasa bu türlü işkencelere maruz kalmazdım bedenim artık alışmıştı yaralara her gün yenisi ekleniyordu beni ilk götürdüyünde o çirkin lafları hala aklımdaydı ' sen benimsin ' oysa ben ne demek istediyini anlamamışdım bile çocuktum sonuçta bana her türlü eziyeti çektirdi bazen sırf bahçeye çıktığım için saatlerce kemerle döver,bazen yaptığım her hangi bir yanlışta beni kırbaçlardı bunları anlatırken bile boğazımda bir yumru oluşuyordu gözlerim dolu doluydu o izler kazınmıştı tenime bana ilk dokunduğu gün ise.... O gün hayatımda hiç tatmadığım acıyı tatdım ben... Öyle canım yandıki ruhum o gün öldu... Ruhumla beraber ben de öldüm... O günden sonra yaşayan bir ölüden farksızdım ama bittimi? bitmedi. Daha ne yapabilirdiki? Ruhumu öldürmüşdü o benim ondan ölesiye nefret ediyordum bazen öldürmeye bile çalışırdım ama yapamadım... Ben onun gibi cani olamazdım, ben katil olamazdım kendi canımı bile alamayan zavallı korkak biriydim ben... Bazen düşünüyorumda neden ben? .... Neden? ben masum bir omegaydım... Ama şimdi hastalıklı biriyim .... İşittiyim sesle düşüncelerimin derinliyinden sıyrılmış etrafı kolaçan etmiştim zorda olsa kanayan avuçlarımı yere bastırarak kendimi ayağa çekmeyi başarmışdım.ayağa kalktığımda öne doğru tökezlesemde son anda kendimi dengede tutmayı başarmıştım hızlı olmalıydım her an gele bilirlerdi . yalpalayan adımlarımla ilerilemeye başladım önümde koca bir ağaç vardı onu görmemle gözlerim ışıldadı eyer kovuğa girmeyi başarırsam onlar gelinceye kadar bir süre idare ede bilirdim kovuğ çok büyük diyildi ama bir şekilde sığardım vücudum zayıfdı zaten daha fazla oyalanmadan etrafımı son bir kez kontrol etmiş,ve hızlıca tek ayağımı kovuğa yerleştirmişdim sol elimle ağacın budağından tutunup kendimi tek bir hamlede içeriye çekmişdim. tam da tahmin ettiğim gibi tanrım şükürler olsun sığmıştım! Ağaç çok büyüktü beni görmeleri neredeyse imkansızdı ancak bir ihtimal vardı bu yüzden kovuğun içinde küçüldükçe küçüldüm. Daha az fenomon salgılamağa çalışıyordum ancak tanrı şahit bu çok zordu.

I fell in love with those bambi eyes Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin