PROLOG
Uzak diyarların birinde, uzunca yıllar önceydi. İnsanlık en saf en savunmasız döneminde varlığını sürdürmekteydi. Ölüm etrafta kol gezerken fütursuzca, yaşam en kurak topraklarda filizlendi. Ateş, en yüce varlıktan çalındığında; kötülüğün zafer sevinci duyuldu tüm evrende. İnsanlık galibiyet zannettiği yenilgiye boğuldu. Kutlamalar baş gösterdi dört bir yanda. Bu, Tanrı'ya karşı daima kaybetmenin buruk sevinciydi.
Prometheus ateşi insanlığa armağan ettiği gün, kötülüğün kıvılcımlarını harladı. Ateş, kalpleri kire pasa buladı. Lanetledi Tanrı, öfkesiyle yaktı. Yenildi iyilik, tüm yüce duygular yokluğa karıştı; kötülüğün pençesinde son buldu. İnsanlar kaybetti ruhunu, kaptırdılar kötülüğe. Bedenler ruhlardan mahrum, ruhlar iyilikten yoksundu.
Promete'ydi. Çaldı ateşi, teslim etti insanlığa. Benliğinden vazgeçti, kimliğini kaybetti.
Ateş, onun içinde barındırdığı, yüreğinde ilelebet taşıdığı aşkıydı.&
Kaybolmuştu. Ruhu, bedenini terk edip gideli birkaç saat kadar oluyordu. Soğuk, karanlık bir yerde yapayalnız, ruhunun geri dönmesini bekliyordu. Oysa hislerini de beraberinde götüren ruhun dönmeye hiç niyeti yok gibiydi.
Karanlıktı. Ufacık kalan bedeni karanlığın kolları arasında kaybolmaya yüz tutmuş, tir tir titriyordu. Kollarıyla bedenini sarmalıyordu. Soğuktan ve karanlığın esaretinden korunmak için yetersiz bir çabaydı bu.
Ağırlaşan göz kapaklarını ayak uçlarına çevirdi ve parmaklarını hafifçe oynattı. Uyuşan bedeni, acıdan dahi yoksundu. Gücünün kalan son kırıntılarıyla ayağa kalktığında bedeni yere yığılmak üzereydi. Tonlarca ağırlık yüklenmiş bedeninden, birer un çuvalı gibi uzuvları tek tek yere yığılacak; yokluğa karışacaktı sanki.
Hiçliğin ortasında bir karanlık karşılıyordu onu her adımında. Kulağını tırmalayan birkaç yakarış dışında hiçbir şey yoktu. Ruhum, diyordu kimileri; neredesin ruhum, geri dön. Sesleri boğuk hıçkırıklara gömülüyordu. Buralarda ruhunu kaybetmek epey yaygındı. Ruhlar asla söz dinlemez, tüm art niyetleri kuşanırlardı. Kötülük elbiseleri giyer, iyilik cephesiyle savaşırlardı. Bazen de tam şu an olduğu gibi yokluğa karışır, bedenleri her şeyden mahrum bırakırlardı.
Saatler birbirini kovalamaya devam ederken bedeni yere yığılmamak için büyük bir mücadele veriyordu. Adımları kimi zaman tökezliyor, kimi zaman bedeninde tek bir güç kırıntısı dahi kalmıyordu. Tüm bunlara rağmen hiçliğin ortasında ruhunu bulmak adına debeleniyordu.
Beşinci saatin yirmi dördüncü dakikasıydı. Karanlığın içinde daha karanlık bir silüet belirdi. Acınası vaziyetini büyük bir keyifle izlediğinden şüphesi yoktu.
"Ruhum" dedi. "...bensiz yapamazsın." Boğazı, günlerdir tek kelime etmemenin verdiği sızıyı ağırladı. "Benden vazgeçemezsin, kurtar beni."
Bedeni yere yığıldı ve gözleri kapanmaya yüz tuttu. Bu, yok olmak demekti. Acılar içinde kıvranmaya, bir yangının tam ortasındaymış gibi tutuşmaya başladı. Yangın, tüm bedenini yakıp kül etmek üzereydi.
Ruhu, bir adım attı bedene doğru. Varlığı artık daha netti. Alaycı bakışları üzerinde geziniyor, onu yerle bir ediyordu. Üzerine giydiği kötü, varlığına karışmıştı. Şimdi kötüyü üzerinde taşımıyor, benliğinde ağırlıyordu.
"Bu yangın ikimizin de içinde can vermesi gereken bir mezarlık. Birer tabut bu alevler." dedi ruh. Sesi kin ve öfke kıvılcımlarıyla dolup taşıyordu.
Bedenin aldığı her nefes ciğerlerine indirilen korkunç bir darbeden ibaretti artık. Birkaç hırıltı döküldü dudaklarından. Bu, soluklarının sona yaklaştığının habercisiydi. "Ve sen," diye mırıldandı beden güçlükle. "beni ölüme sürükleyen bir cellatsın."yazardan
Bunu söylemek her ne kadar benim için güç olsa da bu, benim ilk hikayem. Söylemesi güç diyorum çünkü 12-13 yaşlarımdan beri bir şeyler karalayan ben, ilk hikayemi ancak 22 yaşımdayken bitirebiliyorum. Buna mükemmelliyetçilik, tembellik ne derseniz diyin.
Öyle ki ilk hikayem olduğundan heyecanım da epey fazla. Hikayemi tamamladım evet fakat bazı düzenlemelere ihtiyaç duyduğum için bölümleri kaldırdım, yeni halleriyle tekrar burayla buluşturacağım.
Karakterlerim zihnimin içinde barınan, büyüyen farklı olaylara baktığım farklı bakış açılarından ibaret. Kimi zaman onlar adına düşünüp onlar adına hissederim. Onlarla bütünleşirim. O nedenle onların son halini bilmek, yazmış olmak zaten zordu. Şimdi bir kez daha aynı kurguyu gözden geçirirken aynı hisler içindeyim. Ben karakterlerimi burada var olmaları için ikna ettim ve var olmaya devam edecekler. Sadece daha özenli halleriyle...
Umarım beğenir ve içinizde onlardan birer parça bulabilirsiniz. Hoşça kalın🫶
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Promete (Düzenleniyor)
Fantasy"Ruh yeni acılara gebeyken ölüm ayak seslerini sundu. Gece gündüze ait, güneş aya tabiiydi. Ölmek doğmak demekti. Ve sen Apollon, sahip olunan her şeye bedeldin. " Zamanın acı çarmıhı parçalanmış ruhları ağırladı. Ve vefeyat ölümden sonraki son n...