back to school

51 6 1
                                    


"Çöp kutusu en sonunda dolar, ve sonra, ufak bir rüzgar herşeyi düşürmeye yeter."

Jimin'den...

Sabah saat onbiri gösteriyordu. Ayağa kalktım, okula gitmek için duşa girdim. Üstümü giyindikten sonra tam yan odamdaki Yoongi'yi uyandırmamak adına kitaplarımı sessizce çantama attım. Dün gece Jungkook'un kuzeninin evindeydim. Saatlerce oturup Jungkook'u okula dönmesi için ikna etmeye çabaladım. Başta deli gibi esip gürledi fakat resim öğretmenimizi öne sürdüğümde onu birazcık yumuşatmayı başarmıştım. Daha sonra eve gelip kendimi yatağa attım. Ben eve girerken Yoongi uyuyordu ve uyandığımda da aynı şekildeydi. Biraz sonra evden çıkıp Jungkook'u alacaktım. Çantamın fermuarlarını çekerken odamın kapısı açıldı ve içeriye gözlerini ovalayan Yoongi girdi. Aynı ortaokul yıllarında gibiydi, altındaki şort kaymıştı ve üstündeki tişörtten omzu görünüyordu. Yüzüme baktı. Birkaç gündür sadece gerekli yerlerde konuşuyorduk, zira artık yüzüne bakmak bile istemiyordum. Beni burda tutan şeyin bile ne olduğunu bilmiyordum artık aslında. O çok değer verdiğim arkadaşım yanımda bile değildi, Yoongi desen, palavralarının arkasına gizlenmekten başka birşey yapmak bilmeyen bir karaktersizdi. Çok şükretmeliyim ki en azından artık beni unutmuş numarası yapmıyordu. Biliyordu, gözlerimin renginden en sevdiğim şiire kadar.  Herşeyi biliyordu fakat sadece adımı hatırlamak istiyordu, ya da adımı hatırlamasının sebebi beni Jungkook'a kendini affettirmek için sunduğu palavraları desteklemem için beni kullanmaktı. Ben yüzüne bile bakmadan çantamı doldururken birkaç kez saçını kaşıdı ve yeni uyandığı o kalın sesiyle bana döndü.

"Jungkook'la konuştun mu?"

"Evet. Bugün okula gelecek."

"Güzel." Saçının arkasını kaşıdı. Bir teşekkürü bile fazla görüyordu. Birçok kez yapmamak istedim bunu, sorguladım, ama yüzüne baktığımda beynime girmiş bir virüs beynimi ele geçirmiş gibi davranıyordum, gerçi bu ilk defa böyle değildi ki. Yüzüme bakıp sadece yapacağım şeyi söylemesi yeterli oluyordu, içimdeki bitmemişlik, kırılmışlık duygusu her defasında uyuşuyor ve yine onun dediğini yaparken buluyordum kendimi. Yüzüne sinirle baktım. Tam yanından kısık sesle söylene söylene omuz atarak geçtim ve dış kapıya yöneldim.

"Jimin." Arkamı döndüm.

"Sağol."

Yüzüne baktım. Sağ yanağındaki gamze göründü. Dudağı üstten kıvrılm buıştı. Birşey demedim sadece donuk donuk yüzüne baktım. Yüzüne edebileceğim binbir türlü küfürü kendime saklayarak ayağıma vanslarımı giydim. Namjoon Hyung'ın evine gitmek için kapıyı kapattım ve yol aldım.

Jungkook'dan

-------------------
Taehyung sl

Taehyung
Jun
Okula gelecek misin?

Jungkook
Ya
bilmiyorum
ayakkabilarimi falan giyip cabtami alip disari ciktim ama gelsem mi bilmiyorum.

Taehyung
Bekliyor musun
seni almami ister misin

Jungkook
Hayir da
neden bi anda bu kadar yakin davraniyorsun bana

Taehyung
Arkadasim suan depresyonda oldugu icin simdilik onun deneme boyunu yani seni kullaniyorum diyelim

Jungkook
Ben anlamiyorum
Hep kullanilmak zorunda miyim

Taehyung
Yoo
Degilsin

Jungkook
Niye kullaniyorsun o zaman

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 13, 2024 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

wrong person right message - TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin