O kadar çok üzgünüm ki dokunsanız ağlıyacağım. Yine hayatımın başlangıç noktasına, travmalarımın yuvasına, bütün acımı çektiğim yere o lanet olası malikane'ye geldik. Malikhane'nin önünde Sovyet arabayı durdurdu arabadan indik ve Malikhane'nin kapısına gelir gelmez kollarımdan tutup sadece kanatlarıma zincir vurdular direnmedim bile artık kaderime razıyım. Gözümden bir damla yaş aktı. Ve en son ben 9 yaşındayken Nazi'nin bana kurduğu cümle geldi "ben şu ana kadar senin kılına bile dokunmadım sen kendini 13 yaşından sonra düşün tabî 13 yaşına kadar hayatta kalmayı başarabilirsen" içimden artık isyan ediyorum başardım Nazi başardım hayatta kalmayı başardım mutlu musun? Ölmeyi tercih ederdim boynum eğik bir şekilde 10 yaşındayken işkence odasından tamda şuan yürüdüğüm koridorlara yayılan çığlıklar yankılanıyor ama nedense ses tanıdık geldi benim sesime de çok benziyor. Nazi somurtkanlığımı farketmiş olucak ki bana dönüp "İyi misin? Çok mu özledin evini?"
Polonya : Burası benim evim değil bunu ikimizde çok iyi biliyoruz
Nazi : Madem senin evin değil o zaman neden arka bahçede babanın mezarı var?
Gözlerimi fal taşı gibi açtım ne bu lanet olası malikhane'nin arkasında babamın mezarı mı vardı?
Nazi : Eğer uslu durursan seni oraya ziyarete götürebilirim
Polonya : Nazi yalvarırım en azından babamın mezarını göreyim
Nazi : İlk önce cezanı çekiceksin ama ondan da önce büyükbabanı öldüren kişiyi tanımak ister misin?
Polonya : Hayır
Bunu soğuk bir ses tonuyla demiştim
Nazi : Tanıyacaksın ama sana tavsiyem onun yanında kelimelerine dikkat et
Yutkundum Nazi kolumdan tutup yavaşça malikhane'nin üst katına çıkardı beni, 8 yıl burada kalmama rağmen hiç burayı görmemiştim. Nazi bir kapının önünde durdu kapıyı tıklattı içeriden gel sesi duyunca kapıyı açıp içeri girdi
Nazi : Baba... Bi' misafirin var
Ne baba mı? Mk bu sülale benden ne istiyor
Alman imp. : Osmanlı mı?
Deyip camdan dışarıya bakmak yerine bize döndü ardından ağzının kenarını kıvırdı. Nazi biraz geri çekildi ve odadan çıktı. O an bu benim 5 katım olan ülkeyle baş başa kaldık bana yaklaştı ve omzuma elini koyup "Nasılsın Polen?"
Polonya : İyiydim seni gördüm daha iyi oldum (!)
Alman imp. : Sanırım beni tanımıyorsun eğer tanısaydın böyle rahat konuşamazsın
Polonya : Birinin karşısında rahat konuşmam için illa onu tanımam mı gerekiyor?
Ecelime susadım beni avucuna alıp sıksa geberirim aq
Alman imp. : Özgüvenine hayranım. Bana göre daha küçük olduğun için sana zarar vermem ama laflarına dikkat et
Deyip kolumu sıktı. Ardından kapı çaldı ve içeriye yine büyük bir ülke girdi
Alman imp. : Hoşgeldin Rus
Rus imp. : Hoşbuldum. Bu bücür kim?
Bana bücür denilmesi hoşuma gitmiyordu arkamı dönüp karşımda ki ülkeye baktım. Anasını satıyım bu ülke Alman imp.'dan da büyük
Polonya : B-BEN BÜCÜR DEĞİLİM
Alman imp. arkamdan omzumu tutup kendine çekti
Alman imp. : BÜYÜKLERİNLE DÜZGÜN KONUŞ
Sesi o kadar korkunçtu ki donakaldım
Polonya : Ö-özür di-dilerim
Rus imp. : Sakin ol Alman imp küçücük ülke işte.
Bir anda sessizlik oldu birkaç dakika hiçbirimiz hiçbir şey yapmadık bu sessizliği Rus imp. bozdu
Rus imp. : Aynı babası gibi çekici
Alman imp. : Kötü yerden vurdun be ... Ama cidden babasına benziyor...