Kursa geldiğinde henüz kimse gelmemişti. Bu gün onun kursaki ilk günüydü o yüzden bir şey bilmiyordu. Bir masaya yerleşti ve eşyalarını çıkartmaya başladı. Ardından iki kız geldi ve biri "Burası bizim masamız." Dedi ve Ceyla'ya toplama zamanı bile vermeden eşyalarını yere fırlattı. Pastel boyalarının kimi kırılmış kimi etrafa saçılmıştı. Olay açmak istemiyordu o yüzden sadece toplamaya çalıştı. Aynı kız gelip "Ne oldu neden konuşmuyorsun sen?!" Deyip kızın pastel boyasına bastı. Artık oda param parçaydı. Bu defa Ceyla iyice sinirlenmişti. "Senin derdin ne ha? Oyun oynamak istiyorsan seninle oynayacak vaktim yok, kusura bakma." Alaycı ve sert bir ifadeyle kızın gözlerinin içine bakıyordu. İçten içe ise ne olacağını sorgulayıp duruyordu. İçi ürpermedi değildi. "Neden cevap vermiyorsun? Korktun mu yoksa kıyamam." Bunu sırf kızı sinir etmek için söylemişti. Kız pişman olmuş gibi duruyordu. Ceyla eşyalarını yerden almak için yere eğildi. Eşyalarını topladı ve sanki masaya elini sürterek gidiyormuş gibi yapıp, pastel boyasına basan kızın eşyalarını yere devirdi. "Kusura bakma canım, elim çarptı." Arkasına bile bakmadan başka bir masaya yürüdü. Kız arkadaşının yardım etmesini bekler gibi duruyordu fakat arkadaşı yardım etmedi. Tam tersine o yokboyalarımımuş gibi davrandı ve sakince eşyalarını masaya yerleştirdi. O sırada sınıfa birisi daha geldi. Kız Ceyla'nın olduğu masaya doğru gelince Ceyla gene "Burası bizim masamız" Gibi bir tepkiyle karşılaşacağını sandı fakat kız bunun yerine "Merhaba, sanırım yenisin, tanışmak ister misin? Benim adım Ebru" Diye sordu. Ceyla bu beklenmedik tepkiyle karşılaşınca birden şaşırdı "Tabi, bende Ceyla tanıştığımıza memnun oldum." O sırada onları izleyen iki kıza baktı. "Ne o pastel mahvettiğiniz yetmedi mi? Bir süre onlara baktı fakat cevap alamayınca önüne döndü. Bir süre sonra hoca geldi, meğer sadece 4 kişilermiş. Hoca yerde ki pastel boya izleri görünce ne olduğunu sordu, o da her şeyi anlattı. Kızın velisini aradı haftaya Ceyla'ya aynı pastel boyadan alacaklarmış. Derste bir yandan resim yapıp bir yandan de Ebru ile konuştular daha sonrasında ise evlere dağıldılar.
