Bölüm 1: Toplantı

96 4 2
                                    


**•̩̩͙✩•̩̩͙*˚  ˚*•̩̩͙✩•̩̩͙*˚*✰.

Yine kitap okurken uyuyakalmıştım. Sabah zorlukla gözlerimi açıp yatağımın yanındaki saate baktım, sonra hemen yataktan sıçradım. Sheila ile buluşacağımız saat gelmişti, ama ben daha yeni kalkıyordum! Hemen üstüme düzgün, bana yakıştığını düşündüğüm bir elbise giydim. Saçlarımı taradım, önden birkaç tutamı alıp arkada topladım. Aynaya baktım, maviye çalan gözlerimle koyu mavi elbisem çok hoş gözüküyordu. Koşarak aşağıya, yemek salonuna indim. 

Annem ile babam beni gülümseyerek karşıladı. Gülümseyerek karşılarına oturdum. Ardımdan bir muhafız içeriye girdi. ''Günaydınlar Kral ve Kraliçem, Prensesi, Tasha Krallığı'ndan Prenses Sheila bahçede Prenses Valeria'yı beklediğini iletmemizi istedi.'' Annem ve babama baktım, kafasıyla onayladıklarında koşarak saraydan dışarı, bahçeye çıktım. Vardığımda durdum, Sheila ile göz göze geldikten sonra ikizimizde gülümsedik. Yanına koştum. Birbirimize sarıldık, geri çekildim reverans yaparak ''Günaydınlar Prenses Sheila.'' dedim. İkimizde gülmeye başladık.

''Günaydın Valeria nasılsın?'' diye sordu sakinleştirici sesiyle. Onun sesi öyle huzur veriyordu ki yanında mutsuz olmak imkansızdı. ''Teşekkürler, gayet iyiyim. Geç kaldığım için gerçekten çok özür dilerim.'' dedim üzgün bir ses tonuyla. 
''Sorun değil, yine kitap okudun değil mi?'' Cevap vermeden sadece komik denilebilecek sinsi bakışımı attım. Yeniden gülmeye başlamıştık. Bir süre sonra durduk. ''Hadi, kütüphaneye gidelim artık.'' dedi Sheila. Kafamı onaylarcasına salladım ve yanımızdaki muhafızlarla birlikte yola koyulduk.

Kütüphanede tüm krallıklardan en az beşer insan vardı, çünkü kütüphane tüm krallıkların ortasında yer alan bir sarayın içindeydi. Saray krallıklardan kral ve kraliçelerin toplantı alanı, ayrıca orada kalmaları gerektiğinde şehrimize gelen önemli kişileri ağırlamak için dinlenebilecekleri ve uyuyabilecekleri odalar bulunduruyor, çok geniş olduğu için daha birçok olanağı sağlıyordu. Yeri geldiğinde bu alanları bizde kullanmıştık. Fakat bir kaç yıldır bu alanlar kapalı, sadece kütüphane ve toplantı alanı açıktı.

Ben ve Sheila kitap okumayı çok sever, yeni kitaplar bulmak ve yeni bilgiler öğrenmek için kütüphaneye gelirdik. Bu aralar en sık yaptığımız şey diğer insanların ilgisini çekmeyen kitapların olduğu raflara bakmaktı. Bunu yaparken çok eğleniyordum çünkü etraf gerçekten sessiz oluyordu. Yine Sheila ile önünde ve arkasında kitaplıkların olduğu bir masaya oturduk. Kitaplıklar büyük olmasına rağmen alan oldukça genişti. 

Tam olarak hatırlamasamda kütüphanede 1 ya da 2 saat geçirdiğimizi tahmin edebiliyordum. Kitapları incelerken gözüme bir kitap takılmıştı. Eğer ben delirmiyorsam, -ki bu imkansız- kitap parlıyordu! Sadece ağzım açık bir şekilde kitaba bakıyordum. Sheila bu durumu fark etmemiş olacaktı ki arkasına bile dönmemişti. Diğer kitaplığın yanındaydı. Ben ise kitabı elime almadan ismine baktım, adı YILDIZLARIN KEHANETİ 'ydi. Ellerimle ağzımı kapattım. Ben az önce ne okumuştum? Yıldızları duymuştum ama daha önce hiç görmemiştim. Burada hiç yıldız yoktu. Sebebini bilmiyordum çünkü sorduğumda bana hiç kimse bunu söylememişti. Ailem bile bunu benden gizliyordu, ayrıca bunu Sheila ' da bilmiyordu. Ona bunu göstermek, ve birlikte okumak istedim. Hemen 5-6 adım atarak diğer kitaplığa gittim. Sheila hemen bana baktı. ''Sheila, buna hemen bakman gerek, üstünde yıldızların adı geçen bir kitap buldum!'' dedim ve hemen parmağımla kitabı işaret ettim. Fakat kitap orada yoktu! Gözlerim fal taşı gibi açıktı. Koşarak kitabı gördüğüm yere gittim. Anlam veremiyordum, biri bana şaka mı yapıyordu? Yoksa gerçekten delirmiş miydim? 

Sheila önce gösterdiğim yere, ardından baka baktı. Gözleriyle bana hiç bir şey anlamamış gibi bakıyordu. Yanıma geldi, bende ona döndüm. ''Ama, ama o buradaydı!'' dedim. Çok şaşkındım. Gülümseyerek bana baktı. ''Valeria, sanırım çok yoruldun. Biliyorsun ki yıldızlar gerçek bile değil. Bu gördüğün şeyin bir hayal olduğunu düşünüyorum.'' Her şey çok hızlı gelişiyordu. Önce gerçek olduğuna emin olmadığım bir kitap görmüştüm, şimdi de o kaybolmuştu. Üstüne Sheila'nın benim delirdiğimi düşünmesini istemediğim için onu çok üstelemedim.

''Haklı olabilirsin, yorgunluktan halüsinasyon görmeye başlamış olabilirim.'' Bunu söylerken nedenini bilmediğim bir şekilde üzgün, ve kızgındım. Kitabı elime alma şansım bile olmamıştı. ''O zaman gitmeye ne dersin, hem bende çok yorgunum, gidip güzel bir uyku çekelim!'' Beni neşelendirmeye çalıştığı belliydi. Amacına ulaşmıştı, yüzümde hemen bir gülümseme belirdi. Biz toparlanırken muhafızlar içeriye girdi. İkimizde şaşırmıştık, çünkü genelde bizi dışarıda beklerler, işimiz bitince de birlikte sarayın yolunu tutardık. Endişeli bir şekilde konuşmaya başladılar. ''Prenses Valeria, ve Prenses Sheila. Rahatsızlık verdiğimiz için üzgünüz ama 5 krallığın tüm kral ve kraliçeleri toplantı salonunda toplantı yapmakta. Bize sizi diğer veliahtların yanına götürme emri verildi.'' Onlar konuşmasını bitirdiklerinde biz çoktan hazırdık. Kütüphanenin çıkışına doğru hızla ilerlediğimde çoktan kütüphanenin boşaldığını gördüm. Toplantı olduğu için her yeri boşaltmaları normaldi. 

Geniş alanlardan geçip büyük bir alana ulaştık. İçerideki koltuklar, ve diğer şeyler göz alıcıydı. Herkesin hayallerindeki, rüyalarındaki yer gibiydi. İçeride ben ve Sheila haricinde 3 kişi vardı. biri prenses, diğer ikisi ise prensti. İçerideki 3 kişi aynı anda ayağa kalktı. Prensler önümüzde sırayla reverans yapıp gülümsediler.  Prenses ise biraz içine dönük gibi gözüküyordu. 

Benim içinse bu gün tamamen normal olmaktan çıkıp tuhaf bir hal almıştı. Hayatımda ilk defa biz dışında kalan 3 krallığın çocuklarını görmüş, kütüphanede ilginç bir kitap görüp, bide üstüne kaybolmasına tanık olmuştum! Kim bilir bu gün başıma daha neler gelecekti.


Bir Yıldız KehanetiWhere stories live. Discover now