Bölüm 1
"Aylar Sonra, Sonunda"🌾
Şubat ayının ortalarında,kışın sert etkilerinin hala devam ettiği zamanlardaydık. Dışarıdaki keskin ayaz ellerimi ,yeni krem sürmeme rağmen, olabildiğince kızartıp kurutuyordu. Ne kadar sıcak havamı üfleyip birbirine sürtsem de faydası olduğu söylenemezdi.
Bir elimde bugünkü sınavımın sonucu diğer elindeyse telefonum vardı. Telefonumdan yönettiğim blog sayfasına gelen son yorumları okurken bir yandan da yürüyordum otobüs durağına. Daha durağa varamadan telefonumun ekranına düşen damlalarla kafamı göğe doğru kaldırdım.
"Bereket yağacak desene... Lütfen Tanrım,bereketinden mahrum bırakma beni."
Ardından adimarımı hızlandırarak otobüs durağına vardım. Benimle beraber bekleyen iki yaşlı kadın daha vardı. Yan yana oturmuş fısır fısır konuşuyorlardı. Yüzlerinde taze bir tebessüm vardı kırışıklıklarına inat. Onlara bakınca benim de yüzümde bir tebessüm oluşmuştu.
Hava daha da sert esmeye başlayınca biraz daha durağın çatısının altına girdim. Yağmur damlacıkları da rüzgar etkisiyle savrulduğu için az da olsa ıslanıyordum. Sınav sonucumu çantama yerleştirip kulaklığımı çıkardım onun yerine. Fakat terslik olacak ya, kulaklığım elimden kayarak yerde oluşan minik bir gölete düştü.
Aceleyle eğildim fakat çantamı tam kapatmadığım için çantamın içindeki kitaplarım da yere saçılmış oldular.
Pekala,sabrım sınanıyordu.
İçimden kendimi onlarca kez telkin edip sakin olmaya çalıştım. Ta ki, kulaklığımın çalışmadığını anladığım ana dek.
Derin bir nefes vererek soğuktan uyuşan ellerimle yüzümü kapattım. Kulaklığı kenarda duran yeşil çöp kovalarından birine fırlatıp ellerimi cebime koydum. Yanımdaki teyzeler bir süre sonra onları almaya gelen siyah Mercedes'e binerek uzaklaştıklarında bir süre arkalarından baktım."Bugün bir kez daha aksilik yaşamak istemiyorum. Offf nerede kaldı bu otobüs?"derken bir yandan da kafamı yola uzatıp otobüsün gelip gelmediğini kontrol ediyordum.
Kısa süren bir bekleyişten sonra iki numaralı otobüse bindiğimde her zamanki tekli koltuğa oturdum. Burada hem yalnız başıma oturuyordum hem yolun bu tarafını izlemeyi seviyordum hem de ayaklarımın altındaki -adının ne olduğunu bilmiyorum - ısıtıcı bir nebze de içimi ısıtıyordu.
Kulaklarım dış dünyanın seslerine kapalı bir halde yolu izliyorken bir yandan da bugün belki de yüzüncü shifting denememi düşünüyordum. Aylardır deniyordum lakin tepkilerimi kontrol etmeyi bir türlü başaramamıştım. Ya 'sonunda başardım " diye düşünüp heyecanlanıyor ya da beynimin vücuda gönderdiği refleks hareketlere odağım kayıyordu. Çok sinir bozucu bir durumdu. Shiftinge olan inancımı kaybetmek üzereydim ve bunu kesinlikle istemiyordum.
Bu sorunu nasıl düzeltebilirdim? Her adımı ezberlemiştim,hiçbir ayrıntıyı atlamadan uygulamıştım. Eksik olan neydi?
Bu düşüncelerle birlikte yol kayıp bitti ve sonunda evim göründü. Düğmeye basıp otobüsten indim.
Yer yer paslanmış demir kapımızı aralayıp içeri girdim. Kömür,yeşil gözlü dünya tatlısı bir kediydi kendisi,oturduğumuz apartmanın ilk katının baklonunun mermer korkuluklarının üzerinen uzanmış uyukluyordu. Mama kaplarına baktığımda boş olduklarını görüp doldurmayı aklımın bir köşesine yazdım.Sessizce apartmana girdim ve üçüncü kattaki 1+1 evime kavuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dance Of The Freeflies
Fanfiction"Bir çift ela göze tutuldum, Cayır cayır yandım. Kimseler görmesin diye Küllerimle donattım."