Çok eski zamanlarda dafang diye gizemli ve bir okadar korkutucu bir bölge vardı aslında korkutucu olan tek yer bölenin ismini aldığı dafan dağının zirvesindeydi orası hakkında çok fazla söylenti dolaşıyordu kimileri en korkunç yaratıkların orda olduğunu kimileri ise orasının tüm yaşayanlar için lanetli bir yer olduğunu söylüyordu ama herkesin bildiği ve doğruladığı tek bilgi dağın zirvesinde yetişen ve dünyanın başka hiçbir yerinde yetişmeyen şifalı bitkiler ,çiçekler,ve meyve ağaçları olduğuydu .
Ama kimse oraya gitmeye cesaret edemiyordu cesaret eden çok az kişi ise asla geri dönemiyirdu .
Dafang kıralığı halkını seven koruyan bir kırallık tı halkda kırallarını ve iki velihat prensini çok seviyo ve saygı duyuyordu krallık ve halkı her zaman huzur ve refah içinde yaşıyordu takı ilk velihat prensleri nin sağlığı kötüye gidene kadar prensin durumu günden güne kötüleşiyor ve artık yataktan çıkmakta bile güçlük çekiyordu o mutlu ve huzurlu kıralığın üstünü adeta kara bulutlar sarmıştı
...
Dünya üzerinde kıralın en değer verdiği gözünden bile sakındığı tek şey biricik oğullarıydı tüm civar ülkeleri aramış en iyi hekimlerini büyücüleri ve şifacılarını ülkesine getirtip tedavi aramaya çalışıyordu hepsi elinden geleni yapıyor tüm tedavileri uyguluyordu ama prens tedavilere cevap vermiyordu . Hekimlerin hepsi toplanıp son pir fikir ortaya atmadan önce nerdeyse herkes tüm umutlarını yitiriyordu tüm hekimler taht odasına gidip kralın huzuruna çıktılar " kralım velihat prensimiz şimdiye kadar uyguladığımız hiç bir tedaviye olumlu cevap vermedi bizim tüm çarelerimiz nerdeyse tükenmek üzere"
Kral duydukularını sindirmkte zorluk çekiyordu" ne demek prens tedavilere olumlu cevap vermiyo bunu söylemek içinmi hepinizi buraya getirttim! oğlumu kurtarın! ne gerekiyorsa yapın gerekiyorsa canınızı verin ama velihat prensimi biricik oğlumu kurtarın ."
Kralın bu halini gören şifacı bir adım öne çıkıp kralın karşısında eğildi " kralım son çare olarak tüm hekimler büyücüler ve doktorlarla istişare yaptık ve en sonunda bir yol bulduk _"
Daha şifacı sözünü bitiremeden kıral hızlı adımlarla tahtından indi ve şifacıya doğru hızla yürüdü onu ayağa kaldırdı ve her iki kolundanda tutup" neymiş bu yol hemen iyleştirin oğlumu ne gerekiyorsa yapın hiçbirşey önemli değil " kral öyle bir umutla konuşuyorduki uzun zaman sonra kalbi ilk defa acı çektirmiyordu kendisine sevgili oğlunun kurtulacağını bilmek tarifsiz bir mutluluk vermişti kırala
Şifacı tekrar söze başladı gözleri kralın gözlerindeydi " evet kralım prensimizi bu hastslıktan kurtarıcısı bir yol var lakin oldukça tehlikeli bu yüzden uzunca ve detaylıca düşünmemiz gerekti prensimizin şifası dafan dağının zirvesinde iblis lordunun değerli bahçesinde yetişen büyülü bir bitkinin özü onu o bahçeden alabilirsek prensimiz mutlaka iyleşicektir ."
Kral duyduklarıyla kas katı kesildi tüm umudu ve sevinci bir anda söndü tüm halk gibi kralda o dağ hakkında çok şey biliyordu orası iblis lordu park jiminin eviydi ve hiçkimse oradan canlı dönemezdı ama yinede denemek zorundaydı her ne pahasına olursa olsun o bitkiyi almak zorundaydı söz konusu oğlunun canıydı "peki madem o bitki oğlumu iyi edicek o zaman krallığın en güçlü askerlerini getirin ve hazırlanmalarını söyleyin yarın şafak sökmeden yola koyulucaz bizzat ben önderlik edicem"
"Hayır " birden herkes arkasına bakmıştı karşılarında krallığın en genç küçük velihat prensi min yoongi duruyordu ve her ne duyduysa duyduklarından hiç memnun görünmüşe benzemiyordu " baba sen hiçbir yere gidemezsin kırallık sensiz büyük bir tehlikede olur dostumuz kadar düşmanımız da çok fazla zor zamanlarımızdan fyadalanmalırına izin veremeyiz abim için ben gidicem" kral hemen "yoongi bunu nasıl söylersin abin zaten bu haldeyken birde seni ölümün pençelerine atmamı nasıl istersin buna izin vericeğimi nasıl düşünürsün!!" Kral bir anda sesini yükseltmişti iki oğlunu birden kaybetmeyi göze alamazdı ama küçük prensin inadının annesine çektiğini biliyordu " baba eyer tek tedavi o dağdaki bitkiyse izin ver abim için gidiyim kıralığın ve tüm ülkenin kırallarına ihtiyacı var onlara sırtını dönemezsin " kıral duyduklarından sonra oğlunu sıkıca kollarının arasına aldı " oğlum benim için en değerlim sizsiniz annenizin bana bıraktığı tek şeysiniz siz bir ülkeyi yönetiyor olabilirim ama bir baba olarakta sorumluluklarım var benim" prens yoongi babasının kollarından kurulduğunda " merak etme baba sana söz veriyorum abim için o bitkiyi bulp getiricem önüme ne çıkarsa çıksın umrumda değil sağ salim evime yanına geri gelicem "
Kral omuzlarını yenilgi içinde indirdi ve oğluna izin verdi prens min krala selam vererek taht odasından çıktı bu gece hazırlanıp dinlenmesi gerekiyordu nede olsa önünde uzun ve tehlikeli bir yol vardı ama ilk önce abisini görmesi gerekiyordu
Merhaba selam millet nasılsınız ben iyiyim biraz daha biliyorum şimdi diyiceksinizki önce git diyer kitabına yb yaz ama aklıma böyle bir konu geldi bende yazıyım dedim diyer kitabada bölüm gelicek neyse hiç kontrol edemedim yazdığımı umarım beğenirsiniz beğenip yorum yapmayı unutmayın seviyom sizi muah 😘💋💋
![](https://img.wattpad.com/cover/363331698-288-k339898.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
boyut
Fantasyherkesin çok korktuğu dafang dağının yamacında en korkun kabusların bile yetişemediği derecede korkutucu ve bir okadar tehlikeli bir ordu düşünün ve o ordunun imparotoru ve en güçlü iblis park Jimin ve onun en çok değer verdiği Cennet bahçelerini a...