18-Kıskançlık

214 50 75
                                    

Gecenin ilerleyen saatlerinde, bölük kaldıkları güvenli evlerinde uykularının derinindeyken beklenmedik bir eşleşme bugün nöbet tutuyordu.

Lee Minho ve Kim Mingyu.

Masanın iki uç köşesinde sandalyelerine oturmuş, keskin bakışlarını birbirlerine kilitlemiş bir şekilde oturuyorlardı.

Minho önündeki bardağındaki suyu tek dikişte içerken şu an geldikleri noktaya  kimin sayesinde geldiklerini düşünüyordu. Bir usta olarak yanlış bir şey yapıp yapmadığını düşünüyordu. Her şeyi akıllıca tartıyordu fakat dönüp dolaşıp geldiği yer aynıydı. Mingyu'ya karşı hep iyimser ve destekleyiciydi. Konu Jisung'a gelene dek.

Ki kıskançlığı da ölçülüydü ona göre. Gidip konuştuğu kişi Jisung'tu, Mingyu değil. Sırf ona değer verdiğinden dolayı sert çıkışmamıştı fakat Mingyu gün geçtikçe bilerek damarına basıyor gibiydi.

" Jisung ile beraber yaşadığınızı bilmiyordum. " konuyu açan o olmuştu. Minho kışkırtıcı olmamaya özen gösterdi, sakince konuşacaktı. ( Y/N: Benim sakinlik anlayışı az ileride geliyor kemerleri bağlayın.)

" Öyle, çocukluktan beri beraberiz. " Minho rahat bir şekilde geriye yaslandı.

" Sanırım bu hikayenin daha fazlası var, ya da olması yönünde. " Mingyu dudağının sağını alayla hafifçe kaldırdı. İşte bu Minho'nun sinirlerine iyi gelmiyordu.

" Belki de bu kadar kafa yormamalısın. " dedi. " Sonuçta seni ilgilendirmiyor. "

Alayla kıvrılan dudağı geriye öfkeyle parıldayan gözleri bıraktığında Minho ayaklanmaya karar verdi, işlerin olumsuz ilerlemesini istemezdi. Fakat ayağa kalktığında arkasından söylenen o cümle, bir adım bile ilerlemesini engelleyecek türdendi. Yerine çakılıverdi.

" Nereye kaçıyorsun? "

Minho hızla ona dönerek yakasına yapıştı. " Sen neyden bahsediyorsun? Ustan olduğumu unutmuş gibisin! "

Mingyu yakasındaki ellerden kurtulup ayaklandı. Şimdi burun burunaydılar.
" Ya sen? Koskoca usta Lee, Jisung'un ayaklarına kapanırken ne düşünüyordun?"

Minho bir anlığına afallasa da bozuntuya vermedi. " Özel hayatıma olan ilgin gereksiz seviyede fazla. Ya kendine çeki düzen verirsin ya da bunu ben yaparım."

" Reddetmiyorsun bile. Jisung'u elinden almamdan mı korkuyorsun? " bu artık bardağı taşıran son damlaydı. Minho yumruğunu onun yüzüne geçirdi. Karşısındaki beden geriye sendelerken geri çekildi nefes nefese. " Bunu yapabileceğine inanman çocukça. " Mingyu öfkeyle yumruğunu ona savurduğunda kapıda beliren beden uykulu gözlerini hızlıca açarak aralarına girdi. " Siz ne yapıyorsunuz?! " Mingyu geri çekilerek arkasını döndüğünde Jisung hızla Minho'yu kontrol etti.
" Delirdiniz mi? Ne diye kavga ediyorsunuz? " Çatık kaşlarla Minho'ya baktığında nefes nefese olan beden bir şey demeden ona baktı. Jisung bu sefer Mingyu'ya döndü. " Ustana nasıl yumruk atmaya kalkarsın? " dehşet içinde söylediği cümle ile Mingyu morarmaya başlayan gözünü gösterdi. " Tamamen savunma." Minho ağzının içindeki küfürleri döndürerek parmağını ona salladı. "Kendine çeki düzen verene dek karşıma çıkmaya kalkma. " hızla odadan ayrıldı. Jisung Mingyu'nun yere bakan yüzüne bir saniyeliğine tereddütle baktı, Minho'nun arkasından gitti.

Minho öfkeli bedenini evin dışına atmış, yerdeki taşa tekme atarak ellerini beline yaslamıştı sıkıntıyla.

Jisung sıkıntılı bedenin arkasından gitti, iki kolunu birbirine bağlamış hali ile ona seslendi. " Yah, Lee Minho! Nasıl ona öylece vurabilirsin? "

Minho öfkeli bedenini ona çevirdi. " Bir kere de benim tarafımı tut amına koyayım, hiçbir şey bilmiyorsun. "

Jisung'un kaşları daha da çatıldı. " Ağzını topla. Bilmiyorsam anlat o zaman. " Minho bir ileri iki geri giderken söylendi.
" İkimize kafayı takmış durumda. Sana ona bu kadar yüz vermemeni söylerken bir şeyleri görüyordum da söylüyordum."

Code name: Samurai, MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin