🤍 Bölüm 2 🤍

36 29 2
                                    

      •
       Hayat senin, yaşamak güzel ve hakkını verecek enerjiye sahipsin..

~'Medya: Eftalya Efser Dağhan in kart temsilii'~

İşden ayrılıp ekiple kafe de oturmuş söhbetleşiyorduk. Günleri iyi geçmiş ve olayları keyifle anlatıyordular. Ama ben.. Durgun gibiydim.. Düşünüyordum sürekli ve sürekli düşünüyordum. Sahi neyi bu kadar kafaya takmıştımki?
Asla unutmamam gereken bir cümleyi tekrar hatırlattım kendime "Taşıdığımız en büyük yükler, kafamızın içinde düşündüklerimizdir.." bu cümleyle teselli ederdim kendimi ben.. Oysaki düçüncelerimden ayrılmazdı ki kafam. Teselli neye yarardı..Kafamın dağınıklığından herkesin susup beni dikkatle izlediğini farketmemisdim bile. Elimdeki yudumladığım kofemi masaya bırakıp hafif bir gülümsemeyle onlara baktım.
"İyimisin Eftalya?" soran ilk kişi Eski erkek arkadaşım Burak Özberk di. Sonra ardından gelen sorular. "Durgun gözüküyorsun Eftalya? Ne oldu? Daha ilk iş günün ve şimdiden yorgun gibisin(?)" diye sordu büyük ablam Umay. "Hayır ben kız kardeşimi iyi tanırım. Onun asla enerjisi bitmez. Birşey olmuş belliki." dedi Ortancıl ablam Miray. "Ne düşünüyorsun canım?" sorusunu yöneltti en yakın arkadaşım İzay. Hakan hafif kahkaha atıp söze girdi "vaayy, küçük Dağhan ın ne düşündüğünü tahmin etmek zor değil aslındaa" dedi imalı şekilde. Güldüm "saçmala anca sen hakan" ardından biricik kuzenim mevsim "hayır hayırr. Artık eminim kesin bir sorun var. Hakancım biliyorsan bizede söylesene?" hakan sanki hepsini eliyle yakına çağırır gibi yapıp kendisinide biraz öne eğerek konuşmaya başladı "kesin diyorum bakın, kesin, kesinnn öyle" Mevsim hakanın kafasına bitane patlatıp "söylesene gerizekali ne kesini?!" herkes gülüp tekrar aynı pozisyonu aldı ve hakan da "ya bi dur söylicez" diye mızmızlanarak sonunda söyleyeceği o cümle geliverdi "kesinlikle Eftalya Eraz Hanedan ın şirkete ortak girişimi ve yetmezmiş gibi düşman olmaları hatta ve hattaa odalarının bile yanyana olması şoku nu atlatamamış gibi onu düşünüyor" cümleyi duyar duymaz şaşkınlığımı gizlemeye çalışıyorken ardından " vee bizim küçük Dağhan kesin bu çocuğa aşık?" dedi Miray. Saklamaya çalıştığım şaşkınlık dilimden şöyle aktı "hass/kt*r ne anlatıyorsunuz siz?!" hızla ayağa fırladım. Umay tedirginlikle bana baktı "kardeşim benim sakın şu cocuğa aşık olma" mirayda " o bizim düşmanimiz Eftalya"  hakan da emin bir şekilde koltuğuna tekrar yaslanıp " bakın tepkisinden de belli.." dedi bakışlarım en yakın arkadaşım İzay da durunca en büyük şaşkınlığı onun yaşadığını fark etdim.. Garip gözüküyordu az önceki neşesinden eser kalmamış gibiydi.. Neler oluyor???.. Gözlerinden çok şey söylemek istesede dilinden tek kelime bile çıkmadı. Mevsim söze atıldı "Hakancım sen psikoloji falan mı okudun? Daha iyi psikiyatri öğretmeninin desteğine ihtiyacın var gibi.."
Ben ise hala o cümlede kalmışdım ne? Eraz dan Hoşlanmakmı? Bi Hanedan ukalasından hoşlanmak? Üstelik onu mu düşünüyormusum? Hayır saçmalık! Ben aslındaaa... Almanyadakı mis tatilimden ayrı kaldığım için durgun gözüküyordum! O ahtapot ne alaka ki!! "Ben gidiyorum! size iyi saçma şakalaşmalar" dedim ve ordan çıktım arkamdan gelen çağırmaları umursamadan tekrar şirkete yürüdüm. Şirketin koca bahçesinde kapıya ulaşmak için addımlandığımda bahçemizdeki Siyah dan oluşan arabanın içinden çıkan Eraz ile karşılaşacağımdan bi-haberdardım. Aish yinemi bu ukala! Onu görmek bile istemiyorum! Yanından düz geçecekken arkamdan seslenişi ile durdum. "Bayan...Dağhan"

Haassss nasıl bu kadar iyi ses tonu var şunun! Saçmalıyorum artık benide bozdular.. Arkamı dönüp "Evet buyrun.. Bay Hanedan?"

Yürüyerek tam hizama geldi ve karşımda durdu. Dudaklarını ıslatarak konuşmaya başladı.
"Bana odamı gösterseniz sevinirim hanfendi"
Tek kaşımı kaldırıp ellerimi göğsümde birleştirdim
"Pardon?? Menejerin falan mıyım ben? Gidip şirketin patronundan odanı göstermesini isteyeceğine menejerini çağırsana!" bizi uzaktan izleyen ekipi farketmem uzun sürmedi belliki şirkete geri dönüyordular ve şimdide şu ukala ile karşı karşıya durup söhbetleşdiğimizi görünce yeni dedikodu havasıda getiriyorlar demekdir.. Söylediklerim ile yüzünde sinirlendiğini belli eden çatık kaşları bana bir addım atması ile konuşmaya başlaması bir oldu "farkındaysanız bugun benimde ilk iş günüm sayılır ve şimdiden bir 'menejer' seçdiğimi hatırlamıyorum. Ne dediniz? 'Şirket patronu' siz değil bayan Minevra Dağhan ile Uras Cesur Dağhan dır, heralde yerinizi yanlış biliyor olmalısınız? Ayrıca bu şirketin devamçısı siz olduğunuzdan bana yardım etme potansiyeline sahip kişide siz oluyorsunuz. Sanırım Hala birşeyler öğrenemeyen o huysuz şımarık kişi olarak büyümüşsünüz"
Ne diyor şu ahtopot suratli?! Tamam yakışıklı ola bilir ama o yinede bi ahtapot! Sinirlerimi bozmakla uğraşıyor bide!
"Menejer seç o zaman! Sen ne olarak büyüdün ha? Ukala ego yığını kendini beğenmiş ahtopot gibimi?!" dudakları hafif alayla yukarı kıvrıldı "hmm(?) aklında böyle biriyim demekki sevindim minik huysuz. Menejer mi seçeyim? Seçdim o zaman menejerim sensin hadi bana odamı göster menejerim"
Minik mi? Ah sakın Eftalya duygusala bağlanma hiç sırası değil! Şu duygusallık şifresiz  wifi  gibi peşimi bırakmıyor! Sakin ol! Menejer ben mi? Ben devamçıyım ne menejeri beh. "Ben senin menejerin falan değilim! Ben şirket devamçısıyım bikeree ne menejeri!?" büyük bir nefes verip cebinden telfonunu çıkarıp bir numara çevirdi telfonu kulağına koyup konuşmaya başladı "Bayan Dağhan ile görüşüyorum değilmi??Ah evet birşey sorabilirmiyim?  kızınız Eftalya Efser Dağhanı menejerim değilde bir süreliöine yardım edecek kişi olarak ala bilirmiyiz? Malum burada kimseyi tanımıyorum hemde o bu şirketin devamçısı herkesi bana tanıtdıra bilir baya bayaaa yardımcı olur ya hani bir sürelik sadece? ov muhteşem o zaman teşekkür ederim bayan Dağhan" ne nee neeee????? Annem buna izin vermismiydi? Şaka falan mı hiç gülesim yoktu!!! Gururlu ve alay dolu gülümsemeyle baktı bana "evet yeni menejerim sizsiniz şimdi bana odamı gösterin" Sinirle soludum sırf böyle birşey ola bileceğini bilseydim.. Ya sabır!!! "Kapa çeneni ukala" dedim ve önden yürümeye başladım nefret ediyorum şu adamdan!! 

Biraz sonra şirketin içindeydik ben önden yürüyor şu ukalada arkamdan geliyor saçma saçma sırıtıyordu ağzının üzerine bi çakasim vardı ama neyse şimdi... Asansöre vardığımızda sadece 2 miz vardık asansörde 5 ci kat düymesine basıb bekledim asansör harekete geçmişdi bile. Tam yanımda duruyordu.

Birden konuşmaya başladı "vah be seninle aynı şirketde ortak olmakda varmış minik" güldüm bos bos sahi neye gülüyorum "he he nasıl bu duruma geldimde senin gibi ego yığınından oluşan bi ukalanın menejeri olacağımı bilemedim" hafif gülümsediğini gördüm gülermiydi lan bu?
Bi anda bileğimden tutup elimi havaya kaldırdı dikkatle inceledi "ne yapıyosun be?" baktı baktı ve baktı. Uzun uzun baktı. Nereye baktığına baktığımda elimdeki bilekliği ne kadar dikkatle incelediğini farkettim. "Hm bilezik.. Onu hala saklıyorsun? Peki neden?"  gözleri gözlerimi bulduğunda hafifce yutkundum "bileziği çok seviyorum çünkü çocukken bir çocuk vermisdi ama hatırlamiyorum kimin verdiğini sen nerden biliyorsun?" dedim sahteden. Tabiki iyi hatırlıyordum bileziği onun verdiğini ama çaktırmayacaktım sonuçta cocuk olmusum ya. Bileğime hafifce bıraktı "hm hatırlamıyorsun öyle mi? Peki ya 'minik'?"   haaayyy yalanını ben senin efser! Miniği hatırlıyorum ama haydaa "minik mi? O benim kedimim ismiydi bikere" salladım benim kedim hiç olmamısdıki
"Vay yalan söyleme potansiyelin düşmüş demekki.. Eftalya Efser Dağhan. Teyzenin tüy alerjisi vardıya? Onudamı hatirlamiyorsun yoksaa?" dedi gülerek. Bunu nasıl biliyor ya! Manyakmı piskopatmı ne bu ya! "offf ya her bokuda bilmesen ya ukala!" dedim o zaman da asansör hareketi durdurmus kapılarını açmısdı hemen kendimi asansörden dışarı fırlattım ay boğulucam şunla aynı ortamda kalmakdan!

Sonunda odalara varmıstık benim yanımdakı oda onundu diğer yanımdakı İzaydı ortalarında olan ise bendim. Odasını açıp içeri girdi yerleşiyordu bende odama geçip evrakları inceliyordum. Kapım çaldı "gir" komutu verince içeri yan odadakı ukala dalmısdı "sen çalışırmıydın?" ya sabır! "Ordan bakılınca oyuncaklarlamı oynuyorum Eraz!" boş bakışlarla cevapladı "senden herşeyi beklerim minik bilmem hatırlarmısın okuldayken kitap getireceğine oyuncak getirirdin şimdi neden olmasın?" hayydaa her boku nasıl bu kadar iyi bi şekilde hatırlıyorki çıldırıcam ya!

"Çıkarmısın!"

"çıkmam"

bu beni mi delirtmeyemi çalışıyo ya amk ya bi sinirlerimle oynamayın ya. "Eraz defolurmusun odaklanmaya çalışıyorum şurda!" 
"Sen odaklansana yemiyorum seni şurda"
"Çıldırtma beni çık şurdan be adam!"
Anında yanıma gelip saçlarımı elleriyle karıştırdı
Bunu çok severdim aslında ama..ama...
"Tamam sinir küplü minik şimdilik çıkıyorum ama bidakine çıkmam. Şimdi ikirertane meyve suyu alıp odama gelirsin menejerim yardım edeceksin bana"
"Defol"

-
"Beni unutma
Bilirsin..unutulmak dokunur her insana"
-

Alevler İçinde AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin