11. Bölüm "Haykıracak nefesim kalmasa bile."

848 127 172
                                    

Yorum sınırı:150 (sınır geçilmeden yeni bölüm gelmeyecektir.)



Yoongi ağlayan Jimin'in yanına çöktü. İçinden küfürler sayarken ne yapacağı hakkında hiçbir fikri yoktu. Onu tutmak pek doğru gözükmüyordu. "Jimin, benim Yoongi." Jimin titreyen vücudunla gözlerini sıkı sıkı kapatmıştı. "Jimin buradayım. Jungkook'un arkadaşıyım. Bana bakabilir misin?" Jimin burnunu çektiğinde onun ellerine yavaşça dokundu. Jimin ona baktığında yutkundu. Gözlerinden hala yaşlar akıyordu.

Jimin'in anlatımıyla:

Yoongi beni eve bırakmıştı. Beni bulmasaydı ve o lanet durumdan kurtarmasaydı ne halde olurdum en ufak bir fikrim yoktu. Gittikçe anneme benziyordum. Olmaktan korktuğum kişiye dönüşüyordum ve ben ömrüm boyunca bundan hep korkmuştum. Yıllar önce tam da sevdiğim adamın dediği gibi onun gibi bir orospu olacaktım.

Üstümü çıkardım ve kendimi küvetin içine bıraktım. Su soğuktu. Bilerek soğuk doldurmuştum. Böylesi daha iyiydi. Beni kendimde tutuyordu. Zihnimi temizliyordu sanki. Küvetin yanına koyduğum telefona ilişti gözlerim. Jungkook ne yapıyordu acaba? Benden kurtulmuştu. Gereksiz aldığı bir sorumluluktum ben ve kurtulmuştu.

Telefonuma arka arkaya gelen mesajlarla iç çektim. Elimi sudan çıkarıp yanda duran havluya sildim. Telefonu elime aldığımda gördüğüm mesajlarla yutkundum. Gözlerim anında doldu.

Bilinmeyen numara:
Noldu piç
Altına yattığın kişi seni kurtardı diye
kurtuldun mu sandın
Senin tek hak ettiğin
Annen gibi
Herkesin altında onların ihtiyaçlarını karşılamak
Sen busun işte

Gözlerimden yaşlar akarken telefonu yana bıraktım. Mesajlar gelmeye devam ediyordu ama benim bakacak gücüm yoktu. Annem gibi olmuştum işte. Herkes beni böyle anmaya başlamıştı. O pis ellerini benim üzerimde gezdirirken ben ağlamak dışında hiçbir şey yapamamıştım. Aslında Jungkook'a dediğimin tam tersiydim ben. Ben beni koruyacak kişilere muhtaç zavallı biriydim. Kendimi koruyamayan bir aptaldım.

Ellerim yavaşça telefonu buldu. Aşina olduğum numarayı çaldırırken suyu açtım. En soğuk haline getirdiğimde vücudum yavaş yavaş titremeye başlıyordu.

"Jimin?" Karşıdan gelen sesle buruk bir gülümseme oluştu yüzümde. Şaşkındı. Sesinden anlaşılıyordu şaşkınlığı. O da beklemiyordu gecenin bu saatinde onu aramamı. Neden uyanıktı bu saatte? "Jimin orada mısın?" Ben konuşmadığımda yeniden seslendi. Yanıt olarak kısık bir sesle "Burdayım." Dedim. Boğazını temizledi. Uykusundan mı uyanmıştı acaba? Neden açmıştı ki telefonumu? Ona o kadar söylediğim laftan sonra bir teşekkür bile etmemiş olmamı hiç mi önemsememişti.

"Konuşmayacak mısın?" Dedi bu kez. Yutkundum. Gözlerime gelen yaşları derin derin aldığım nefeslerle geri göndermeye çalışıyordum. "Su sesi mi o? Neredesin?" Hala beni merak etmesi onun merhametini bir kere daha anlamamı sağladı.

"Küvetteyim. Su açık." Dedim bu sefer konuşmayı seçerek. "Bana ayıracak zamanın var mı?" Diye sorduğumda bir süre sessiz kaldı. "Yarın görüşelim." Dedi. Muhtemelen gecenin bu saatinde onu bunun için aradığımı düşünüyordu.

Yarına buluşma ayarlamak için.
Ama benim bir yarınım olmayacaktı.

"Yarın için değil. Şu an." Dedim onu düzelterek. Biraz gerilmeye başladığını hissedebiliyordum. "Dinliyorum." Dedi temkinli bir şekilde. "Ben küçüklüğümü çok güzel geçirdim. Mükemmel bir ailem vardı. Herkesin isteyeceği türden bir aile. Çok küçüktüm. İlkokula başladığımda babam sık sık yurt dışına gitmeye başladı. Annemle ikimiz kalıyorduk. Bir gün onu telefonda konuşurken duydum. Başka biriyle konuşuyordu ama çok samimiydi. Onunla buluşma ayarladılar ve telefonu kapattı. Yanına gidecektim ama birini daha aradı ve onunla da samimi konuştuktan sonra bir buluşma ayarladı. Bütün gece düşündüm. Ona soramadım. Bir gece uyuyamamıştım. Gece çok geç saatte sesler duydum. Annem eve birini alıyordu. Devamını bence tahmin ediyorsundur Kook-ah." Sessiz kaldı. Diyecek bir şeyi yoktu. O da haklıydı. Tüm bunlara ne denirdi ki.

Protect - JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin