"ADİN!"
Dalgın bir şekilde okul kapısından girecekken Doğa'nın adımı seslenmesi ile arkamı döndüm.
Doğa -en yakın arkadaşım- üzerine siyah bir crop altına ise dizlerinin 1 karış üstünde biten siyah bir deri etek giymiş, kumral uzun saçlarını tepeden at kuyruğu yapmıştı ve gerçekten çok güzel görünüyordu.
Her zaman ilgi odağı olmayı severdik. Doğa ile beraber büyümüş, hayatımın her anında beraber anılar edinmiştik. Babalarımız da ortak olmasını fırsat bilip bir dakika ayrılmamıştık.
İlkokul ve Ortaokuldan sonra neredeyse bütün sınıf arkadaşlarımız ile aynı liseye başlamıştık.
Lisenin ilk gününden ilgiyi toplamaya başlamış ve bunu 3 yıldır devam ettirmiştik. O kadar göz önündeydik ki giydiğimiz bir tshirt bile diğer kızların günlük dedikodu malzemesi olabiliyordu.
Doğa ile göz göze geldiğimde koşarak kollarını bana doladı.
"Ayyy çok özlemişim yaaa!" Doğa'nın bu abartılı tepkisine rağmen kollarımı ona dolayıp, pahalı parfüm kokusunu soludum. "Doğa daha dün beraber alışverişteydik.."
"24 saat benim için ne demek biliyor musun sen? 24 saatte alışveriş, makyaj, tırnak, yemek-"
Doğa'nın lafını keserek "Tamam Doğa valla anladım çok önemli senin için 24 saat."
Beraber okula doğru ilerlerken Doğa, "Bordo oje, bordo crop falan hayırdır yine mi şu Orgun salağını etkilemeye çalışıyorsun?" deyince bir anda ona döndüm.
Orgun. Aynı sınıftaydık, okulun popüler ve yakışıklı çocuklarından yalnızca biriydi. Ona kafayı takmamın sebebi, lisenin başından beri istediğim herkesi elde etmeme rağmen o çocukdan asla bir dönüş alamıyordum. Ve ben istediğimi her zaman alan biriydim.
İnstagram'dan yaptığım araştırmalar sonucu en sevdiği rengin bordo olduğunu öğrenmiştim ve bu yüzden o dönem her şeyimi bordo seçmiştim.
"Ne saçmalıyorsun Doğa, bir renk ile ne alakası var?." Doğa inanmıyormuş gibi gözlerimin içine baktığında, "Ne o bebeğim benim birine takılıp kalacağıma inandınız mi cidden?" dedim alayla. Doğa bu dediğime abartı bir şekilde gözlerini devirdiğinde koluna girdim ve beraber gülerek okul binasına girdik.
Daha erken olduğu için koridorda çok fazla insan yoktu sınıfımızın olduğu kata çıkmak için merdivenlere yöneldik.
Elçin sınıfta olduğuna dair bir mesaj attığında daha hızlı adımlarla merdivenleri çıkmaya başladık.
Sınıf kapısından girdiğimizde içeride sadece Elçin ve Sınıfın en zekisi olan
Esma'yı gördük. Yine erkenden gelip test çözmeye başlamıştı. Lisenin başından beri aynı sınıftaydık ve daha o zamandan deli gibi üniversite sınavına hazırlanmaya başlamıştı. Onu her gördüğümde test çözüyordu.Gözlerimi Esma'dan ayırıp Elçine çevirdiğimde sıcak bir şekilde gülümsedim ve yanına ilerledim.
Yine kendi tarzında bol bir tshirt ve altına da siyah tenis eteklerinden giymişti. Yeşil gözleri ve ona uyumlu kumral saçları ile gerçekten çok güzeldi.Elçin'in yanına oturduğumda Doğa da masaya oturdu ve beraber bir kaç kıyafet bakıp ve dedikodu yaptık.
Ders saatine yaklaştığımızda sınıf dolmaya başlamıştı. Sohbet sıkmaya başladığında dirseğimi masaya kafamı da elime yaslayıp sınıftan girenlere bakarken kapıdan Orgun
girince kafamı kaldırıp gözlerinin tam içine baktım.1.85 boylarında sarı saçlı ve mavi gözlüydü ayrıca basketbol takımının kaptanıydı ve gerçekten çok yakışıklıydı.
Tek omzuna taktığı çantasıyla sırasına doğru yürürken onda olan gözlerime sonunda baktığında göz kırparak yerine geçti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN ÇIĞLIĞI
Teen Fiction"Buradan asla çıkamayacağım değil mi?" Dedim titreyen sesimle. "Sen burada değilsin ki." Dedi bulunduğumuz yeri göstererek. "Buradasın ve buradan asla çıkış yok." Dedi sağ eli tam kalbinin üzerindeyken.