Tanıtım

245 20 25
                                    

Genç adam hızlı kalp ritimleri eşliğinde elini göğsünün sol kenarına kaldırıp sıktı. Uzun süredir süregelen koşuşturma artık nefesini kesiyordu. Birkaç saniye soluklanmak namına duvar dibine geçip sırtını yaslayarak dizlerine eğildi. Ellerini dizlerinin üzerine koyup nefes alışverişini düzene sokmaya çalıştı. Aldığı her nefesle daha da şişen dalağını, bedeni, tam anlamıyla durduğuna ikna etmekte zorlandı.

Kalbi aldığı solukların hızına yetişmek istercesine göğüs kafesini delip çıkacakmışçasına atmaya başladığında yüzünü buruşturup kendini yere bırakmıştı.

Kendini böylesi harap bir duruma sokmasının sebebi can yakıcıydı. Bir süre önce işe girdiği gay bara ansızın yapılan baskınla peşinden koşan izanbut kılıklı mafyalara izini kaybettirmesi gerekmişti.

İşe girmeden önce böyle durumlar yaşayabileceği konusunda aldığı uyarıları dinlemediğine an itibariyle büsbütün pişman olmuştu. Zaten şu kör talihi, nerede bela varsa üzerine çekmeye çalışır, zavallı çocuk bitap düşene kadar da belayı salmazdı.

Sıkıntıyla oflayarak olduğu yere biraz daha yayıldı. Kalp ritimleri yavaş yavaş normale dönerken elini dalağının üzerine bastırıp rahat nefes almaya çabaladı. Gözlerini birkaç saniye için kapatıp başını arkasındaki duvara yasladığında bilinçsizce dudaklarını yalamıştı. Aklına, daha birkaç gün önce, bar sahibiyle işe girmek için yaptığı konuşmalar üşüştü.

"Bu barı çok bilen yok bu memlekette. Barın ismi tabelada bile yazmaz. Gördüğün gibi burası, dipte köşede ücra bir mekan. Ama yine de çok düşmanı var.

Arada birde bu mekanı bulan ibne düşmanı çeteler oluyor. Baskın atıyorlar. Çok şükür, daha ağır bir hasar aldığımız olmadı. Böyle ufak tefek mafyamsılardan korkacak da değiliz tabii ama Balamir gibi büyük mafyalar, burayı öğrenirse buradan kimseyi sağ çıkartmaz."

Patronunun 'Balamir' diye andığı ismin, bugün bardan kaçışırken tekrar tekrar zikredildiğini anımsamasıyla tüylerinin diken diken olduğunu hissetti çocuk. Adamın ismi bile üzerine korku salıyordu resmen.

Bacaklarını toparlayıp duvara elini yaslayarak hafifçe doğruldu oturduğu yerden. Siyah pantolonunun üzerine yapışmış tozları temizlemek için bacağını silkelemiş, çıkmadığını görünce eğilip eliyle çırpmıştı.

Duvara yaslanıp sessiz adımlarla ara sokağın çıkışına doğru ilerlerken gözleri tüm bir sokağı fıldır fıldır taramaktaydı. En ufak bir tehlike işaretinde az önce dinlenmek amacıyla belli bir müddet oturduğu güvenli bölgeye koşarak döneceği konusunda kendini telkin ederek sessizce ara sokaktan çıktı.

Her bir sessiz adımı sonrası önce sokağın başını, ardından arkasını kontrol ederek ilerliyordu. Kuş gibi titreyen bedeni sanki birine denk gelse kanatlanıp uçacaktı.

Aniden aklına düşüveren parlak fikirle adımları duraksadı. Balamir Bey'in, kendi varlığından bile haberi olmadığını düşünürken üzerinden atamadığı bu yersiz telaşı kendi kendine kınadı. Birkaç defa dilini damağına vurup yaptığı saçmalığı başını iki yana sallayarak yerdi. Bir defa bile denk gelmediği çocuğu, Balamir nereden tanıyacaktı?

Üzerindeki kıyafetlere çekidüzen verdikten sonra burnunu silkeleyerek ellerini cebine soktu. Başı dik hızlı ve serseri adımlarla yürümeye başladığı esnada duyduğu ayak sesleriyle gözlerini kocaman açıp olduğu yerde birkaç saniye adım atmadan sessiz sedasız bekledi. Adım sesleri, adamların kendine doğru yaklaştığını haykırırken son hız koşmaya başlayıp rastgele başka bir sokağa giriş yaptı.

Kendine sokulacak bir delik ararken hızını bir saniye olsun kesmiyor oluşu, az önce zor bela kurtulduğu nefes darlığı uçurumuna doğru sürüklüyordu. Peşinde biri olup olmadığını kontrol edecek vakti dahi kendisine ayırmazken bir duvarı atlayıp sırtını duvara vererek ellerini iki yandan duvara bastırdı.

Göğsü şiddetle inip kalkmaya başladığında öksürmeye başlamış, bir elini yumruk yapıp ağzına kapatmıştı. Devamlılık sağlamadığı spor faaliyetlerinin, bu maraton sayesinde, eksiklerini kapattığına emindi.

Duvar dibinden ayrılmadan bir eli, görüş açısına giren sağ cebindeki sigara paketine uzandı. Diğer eli arka ceplerini kontrol edip çakmağını ararken ceplerinin boş olduğunu gören çocuk tekrar hüsrana uğramıştı.

Sigara paketinden bir dal çıkartıp dudaklarının arasına bıraktığında paketi eski yerine koyarak kalan ceplerini de kontrol etmişti. Koşarken cebinden sıyrılıp yere düşen çakmağı, düşürdüğü yerde alınmayı beklerken zavallı, kör talihine bir kere daha lanet okudu.

Tam sinirle ağzındaki sigarayı alıp kıracağı esnada karşısından fötr şapkalı, kalın paltolu bir adamın elinde çakmakla yaklaştığını görmüştü. Kör talihi belki de o kadar da kör değildi.

Bir anda berraklaşan yüzüyle çakmağını rica etmek için adama doğru yaklaşmaya başladığı esnada kafasını kaldıran adamla olduğu yerde donakalmıştı.

Balamir. Tam karşısındaydı.










---

Gece gece öylesine kurgu denemeleri... Çok büyük bir ihtimalle tekrar taslağa çekeceğim bu kurguyu ama hadi bakalım.

Beni henüz takibe almamış okuyucularım için şu notu da buraya bırakıyorum: Bu kitap düzenli bölüm veren bir kitap olmayacaktır.

Okuduğunuz için teşekkürler ️❤️

YOBAZ - GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin