Evet miladımı oluşturan o günden başlıyorum anlatmaya.
15 Temmuz 2010
Gözlerimi büyük bir gürültüyle açtığımda karşımda gördüğüm isme şaşmamak gerekti.Melisa!Biricik kız kardeşim.Yanımda duran pembe yastığı tam kafasına isabet edecek şekilde atıp yüzünün şeklini izledim.Fena halde korkmuştu.
"Ne yapıyorsun dolabımın karşısında sen?"
Hiçbir şey olmamış gibi gülümseyerek bana döndü.Ne kadar da iticiydi böyle.
"Kıyafetlerine bakayım demiştim canım ablacığım."
Bir hışımla kalkıp kapı dışarı ettim canım kardeşimi.Sabah sabah beni böyle sinire boğmasına ne gerek vardı?Hala kapının dışında bana söyleniyordu.
Kendimi yatağa geri attım.Bugün büyük gündü.Sonunda üniversite sınavları açıklanacaktı.En güzel tarafı ise sevgilimle aynı üniversite olmasa bile aynı şehirde belki de aynı evde beraber yaşayacaktık.Tabi bir de en yakın arkadaşım var.
Annem büyük bir sevinçle odaya girdi.
"Irmak hadi kızım sonuçlara bakmak için seni bekliyoruz."
Kafa sallayıp hemen giyindim.Yıllardır bu anı bekliyordum.Gerçek özgürlüğe kavuşmak... Salona girdim ve babama kocaman sarıldım.Elindeki gazete buruş buruş olmuştu.Güldü.
Elime bilgisayarı aldım ve sonuçların açıklanacağı siteye girdim.Gerekli alanları doldurdum.Ve işte beklenen an...Bir tuşla tüm hayatım değişecekti.
"Basar mısın abla artık şu tuşa?"
Gerilmiştim.Belki de kendime bu kadar güvenmemem gerekiyordu.Derin bir nefes alıp tuşa bastım.Gözlerimi sımsıkı kapattım.Korkuyordum.Annemin çığlığı ile ekrana baktım.
YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ-GENETİK VE BİYOMÜHENDİSLİK
Başarmıştım!Hem de tam burslu kazanmıştım.
Bekle beni İstanbul!Geliyorum!
Anneme döndüğümde ağlıyordu.Babam ne yapacağını bilmiyor gibi gözüküyordu.Kardeşimin umrunda bile değildi.Çoktan eline telefonu almıştı.Ben ise garip hissediyordum.
Çalan telefonumla irkildim.Duygu arıyordu.Duyduklarıma inanamamıştım.Aynı şehir,aynı üniversite ve tabiki de aynı ev! O da Yeditepe Üniversitesi'nde Psikoloji okuyacaktı.Şu an beklediğim tek bir telefon var ve hala gelmedi.
Odama geçip Serhat'ı aradım.Eminim ki o da İstanbul'u kazanmıştı.Telefonu açtığında sesi üzgün geliyordu.Duyduklarım bu sefer beni hiç sevindirmemişti.Ne tepki vereceğimi bilmiyordum.
"Irmak ben yurtdışında okuyacağım.Biliyorum bunu sana en baştan demeliydim ama yapamadım.Özür dilerim."
Ağır çekimde her bir kelime zihnimden geçiyordu.Ağlamalı mıydım yoksa onun adında sevinmeli miydim? Ya da her şeyi dağıtıp ona hayatı zindan mı etmeliydim ?
Buluşmak istediğini söylemişti.Sahilde. Sahile indiğimde denize karşı ayaklarını uzatmış,taş atıyordu.Yanına sessizce oturdum.Beni farkettiğinde yüzüme dikkatlice baktı ve ayaklarını topladı.
"Bana kızgın mısın?"
Sessiz kalmakla yetindim.Cidden ne yapacağımı bilmiyordum.
"Bana bağır Irmak lütfen sessiz kalma.Canımı daha çok yakıyorsun."
Yüzüne baktım.Gözleri dolmuştu.O güzel mavi gözleri kanlanmıştı bir anda.
"Hayallerimi senin yanında geçirmek istedim Serhat.Seninle beraber olmak istedim.Ama sen..."
Denize bir taş daha fırlattı.
"Ama ben korkaklık ettim.Ne dersen haklısın.Babama karşı gelemedim.Cesaretim yok çünkü."
Haklıydı.Cesaretsizdi.Keşke önceden haberim olsaydı.Bu kadar üzülmezdim.
"Şimdiye kadar yaşadığımız her güzel an için teşekkür ederim.Yolun açık olsun Serhat."
Ayağa kalktım.Ne kadar ruhsuzca garip sözler söylemiştim öyle.
"Irmak yapma böyle."
Beni kendine çektiğinde daha fazla kendimi durduramadım.Ağlamaya başladım.
"Tamam gidiyorum belki ama seni seviyorum Irmak.Bu orada da böyle devam edecek.Geri geleceğim.Sana söz veriyorum."
Kimse geri gelmezdi.Bunu bilecek yaştaydım.Bu kadar umut beslemeye gerek yoktu.Son kez sıkıca sarıldım.
"Seni seviyorum Serhat."
Onu da suçlayamazdım ki.Babası diretiyordu.Yapacak bir şey yoktu.Geri gelse de gelmese de benim için güzel anılarla hatırladığım insan olacaktı.
Saf aklımla bunları düşünmüştüm onun için.Ama hakkını vermeliyim ki geri döndü.Büyük bir sürprizle geri döndü hem de.Bu da gelecek bölümlerin hikayesi olsun.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEYAZ ATLI PRENS
Teen Fiction"...Kız kocaman sarıldı ve gitmemesini söyledi.Onsuz eksik olacağından bahsetti.Oğlan ise gözyaşlarına hakim olamıyordu.Kızın dudaklarına küçük bir buse kondurdu.Ve bir anda kayboldu..." İşte her şey tam da böyle başlamıştı.Bu kitap kesitinden daha...