! 16 Şubat, Jun ve Chiyo'nun sevgililer günü kutlaması !
Heyecanla zıplaya zıplaya ilerleyen, bu şapşal sarışının adı, Kutsuki Yui'jun. Ve onun peşinde yorgun bakışkar ve uyuşuk adımlar ile sürünen güzellik ise Hoshi Rui Chiyo. Üç yılı aşkın süredir beraber silahlı dedektiflik ajansında çalışıyorlar, birbirlerine çok değer veren iki insan olarak tanımlayabiliriz onları. Ah ve bu gün, 14 Şubat! Sevgililer günü!
"Düşünsene, onu yemeğe çıkarabilirim! AH AH CHİYOO! YA BİR ÖPÜCÜK ALABİLİRSEM!!"
"Jun... Başkanın böyle bir şey yapacağını zannetmiyorum, üzgünüm."
"Neden olmasın!"
"Çünkü etik değil. Etik değil çünkü aranızda yirmiden fazla yıl var. Üstelik, patronlar çalışanlarıyla sadece saçma fantezi kitaplarında çıkarlar."
"Ah Chiyo, günümün içine ettin işte..."
Chiyo gülümseyip, Jun'un koluna girdi.
"Hey hey, belki yirmi yaşını bitirdiğinde bir şansın olur. Değil mi? Ranpo yirmi yaşına kadar onu da çocuk saymaya devam ettiğini söylemişti."
"Yine de şansımı denerim..."
Chiyo, Jun'un aniden düşen yüzüne karşı ne diyeceğini bilemedi. Ama belki onu mutlu edecek bir teklifte bulunabilirdi.
"Tamam peki, hadi sana biraz kurabiye alalım küçük canavar. O zaman sevinirsin değil mi?"
Jun tebessüm etti ve Chiyo'ya iyice sokuldu.
"Trileçe de alalım, olur mu?"
Chiyo, gülümsedi ve Jun'un yanağına küçük bir öpücük bıraktı.
"Trileçe de alalım, Jun."
Yakınlardaki bir pastaneye kadar beraber yürüdüler, kar hafif hafif atıştırırken bir anda sıcak bir ortama girmek ikisini de rahatlatmıştı. Jun hemen cam kenarından bir masaya oturdu ve neredeyse ondan önce oturacak olan bir çifte dalga geçer gibi baktı.
"Ah" diye düşündü Chiyo; "bu kız asla büyümeyecek...""Peki, üç tane kurabiye-"
"beş."
Chiyo boğazını temizleyip cümlesine tekrar başladı ve garsona döndü.
"Beş kurabiye ve bir dilim trileçe alabilir miyiz?"
"Tabii ki, bir kaç dakikaya hemen getiririm."
Jun, yanağını eline yaslamış, camdan dışarıyı seyrederken iç çekiyordu. Kurabiye de pek işe yaramamış gibiydi.
"Dazai-san'ın, bu hün için Kunikida-san'a çıkma teklifi ettiğini duydun mu Jun, hm?"