Mezuniyet Balosu

18 4 2
                                    

Dilbeste çok heyecanlıydı. Çünkü artık kabusu olan okulundan mezun oluyordu. Tüm okul mezuniyet balosu için hazırlık yaparken,  Dilbeste tedirgin bir şekilde olup biteni seyrediyordu. Sosyal biri olmadığı için mezuniyet balosu ona çok korkutucu geliyordu.

Sınıf arkadaşları hangi elbiseyi giyeceklerini konuşurken o telaşla arkadaşlarını seyrediyordu.

Derken Dilbeste'nin yakın arkadaşı Selin:
-Ee Dilbeste sen ne giyeceksin mezuniyetimizde? Hiç göstermedin. Yoksa sürpriz mi yapacaksın he?

Dilbeste ne diyeceğini bilemedi. Önce biraz duraksadı ve ne diyeceğini bulmak için başını kaşıdı. Yalan söyleyemezdi öyle biri değildi ama doğruyu söyleyip arkadaşını kırmak da istemiyordu. Düşündü.. Düşündü.. Düşündü...
Ve en sonunda derin bir nefes alıp:

-Selin ben gelemeyeceğim. Çok özür dilerim ama ben onların benimle alay etmelerinden çok korkuyorum. Hem gelsem bile mutlu olmam üzülürüm. Bu yüzden gelmemeye karar verdim. Çok üzgünüm.

-Selin: Ne demek gelmeyeceğim? Dilbeste beni yalnız mı göndereceksin gerçekten?

-Dilbeste: Selin biliyorsun onların benimle sürekli alay ettiğini. Mutsuz olacağım bir ortama okul haricinde girip kendime mutsuz bir mezuniyet anısı bırakmaktansa o günü sahil kenarında kâğıt helva yiyerek geçiririm daha iyi. İstersen sen de gitme o gün birlikte eğlenelim he ne dersin?

Selin: Kusura bakma Dilbeste ben de sana eşlik edemem. Ben baloya katılacağım. Sen gelmek istemiyorsan gelme. Zorlayamam ya sonuçta!

Dilbeste: Özür dilerim Selin. Umarım beni anlıyorsundur.

Selin cevap vermedi. Eve gitmek üzere Dilbeste'nin yanından ayrıldı. Dilbeste biraz üzülmüştü cevap vermemesine. Ama arkadaşını da anlıyordu.

Eve vardığında düşündü. Acaba mezuniyete gitsem onlarla başa çıkabilir miyim? Acaba beni pişman ederler mi? Ya üzerime oradaki içeceklerden dökerseler? O zaman ne yaparım ben?! Yok yok gitmemeliyim. Onlar muhakkak bana o günü dar ederler ve unutamayacağım bir mezuniyet balosu yaşatırlar. Hem Selin'in gönlünü alır bir şekilde telafi de ederim. Zaten Selin benim gibi hassas değil. En iyisi gitmiyim ben. Diyerek kendisiyle tartıştı ve en sonunda gitmemeye karar verdi Dilbeste.

Yarın büyük gündü. Artık baloya gideceklerin ismi son kez alınacaktı.
Dilbeste öğretmenlerine neden baloya katılamayacağını söylemek adına bahane düşünüyordu. Yatağına yattı ve düşünmeye devam etti.
Hastayım desem hasta değilim.. Balo için ücreti ayarlayamadı ailem desem o hiç olmaz annem bir yolunu bulur ve gönderir. Ne diyeceğim ne yapacağım ben off! Diye bağırdı.

Dilbeste'nin sesini duyup odaya gelen annesi Asuman Hanım:
-Dilbeste biri ile mi konuşuyorsun kızım? Off diye bağırdığını duydum. Bir sorun yok değil mi anneciğim?

Dilbeste: Hayır anne, bir sorun yok. Sadece bir konuyu düşünüyordum. Birazcık sesli düşünmüşüm kusura bakma şimdi hemen uyuyacağım dedi ve tebessüm etti.

Annesi: Tamam kızım, iyi geceler.

Dilbeste: İyi geceler anne.

Dilbeste düşünmeyi bırakıp uyumaya karar verdi. Sabah olduğunda okula gitmek içinden gelmiyordu. Gidip gitmemek arasında kaldı. Ama gitmek zorundaydı. Annesi hasta olmadığı müddetçe hep okula gönderirdi Dilbeste'yi. Dilbeste mutsuz bir şekilde hazırlandı ve çantasını alıp okula gitmek üzere evden ayrıldı.
Okula vardığında arkadaşı Selin' i gördü ve

-Selin! Diye seslendi.

Selin duymamazlıktan geldi. Dilbeste Selin'in duymama ihtimaline karşın tekrar seslendi.

Kendini Yalnızlığa İten AdamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin