11: Kan Kokulu Kılıç

73 6 41
                                    

Günler geçiyor, ilk görev zamanı yaklaşıyor ve geliyordu.

Yine böyle günlerin birinde antrenman sonrası köpekle ilgileniyordum.
Hâlâ isim bulamamıştık. Sanemi-san ağzına gelen uyduruk isimlerle sesleniyor, ama köpek ya anlamıyor ya da geç farkediyordu. Böyle oluncada Sanemi kükrercesine bağırıp çağırıyor ama köpeğini seviyordu. Mitsuride kartanesi ya da mochi diye hitap ediyordu. Bende karar veremediği için hiç seslenmemeye çalışıyordum.

İsim düşünürken metrelerce ötemden bir şıngırtı sesi duydum. Hızlıca bahçenin dışına çıktım ve etrafa bakmaya başladım. Başımı sol tarafa çevirince bir kadının uzaktan geldiğini gördüm. Hiçte tanıdık biri gibi gelmedi bana. Geri içeri dönüp Sanemi-sana seslendim.

Y: Bir kadın geliyor sensei

S: Kim

Y: Bilmiyorum

S: NE DEMEK BİLMİYOM LAN

Y: Hiç tanıdık biri gibi hissettirmiyor ki

S: Defolup bak o zaman

Y: Tamam

Geri bahçeye çıktığında kadın çoktan gelmişti bile. Yüzünü bir maske kapatıyordu. Elinde ise benim kılıcım duruyordu.
Kılıcım.

Heyecanlanmıştım. Kadına hoşgeldiniz dedim. Nazikçe karşıladı.

?: Hoşbuldum

Sesinden biraz yaşça büyük biri olduğunu düşündüm. En az 28 vardır muhtemelen. İçeri geçmesini söyledim ve adımlarımızı içeriye döndürdük. Bu sırada Sanemi-san karşılamak için ayağa kalktı. Normalde sinirleri tavan yapmasına rağmen maskeli kadını insanice karşıladı.

S: Hoşgeldiniz

Kadının yüzü maskeden görünmüyordu ama gülümsediğinden emindim.

?: Hoşbuldum Shinazugawa-sama. Ben Haru.

Bana döndü. Gülümsemeye çalıştım ve adımı söyledim.

Y:Bende Yoru

Kadın biraz duraksadı ama geri toparlandı.

H: Şu Oyakata-samanın bahsettiği iblis misin sen? Memnun oldum

Adımın buralara geleceğini hiç düşünmemiştim. Yinede bozuntuya vermedim.

Y: Evet

İsmi nedensizce beni garip hissettirdi. Sadece ismide değil ki sesi, verdiği his...
Nedense bu kadın biraz tuhaf. Ya da ben öyle hissediyorum.
Ayrıca ilk defa kadın kılıç ustası görüyorum. Genellikle bu tarz kol kuvveti gerektiren işleri erkekler yapıyormuş, hatta yaparken yorulabiliyorlarmış. Bunları Mitsuri-sandan duymuştum. Belki bu kadında tıpkı Mitsuri gibi kol gücüne sahiptir.

Ben böyle düşünürken kadının yüzü bana döndü. Sonrada bir eliyle sapından diğer eliylede kınından tuttuğu kılıcı bana doğrulttu.

H: Al Yoru. Bakalım hangi renk çıkacak

Kılıcı elime aldım. Her zaman elimde bir bambu yada odun parçasıyla çalıştım.
Ama artık böyle olmayacak.
Heyecanım daha da arttı. Yere oturup kılıcı yavaşla çıkardım. İki ekimlere sapından (ne denildiğini unuttum) tuttum. Sonrada biraz bekledim.

Aradan bir dakika gibi süre geçtiğinde kılıç alttan mavi renge bürünmeye başladı. Ağzım bir karış açık neşeyle kılıcı izliyordum. Kılıcımın açık mavi olacağını düşünüyordum ama bu düşüncem kılıcımın lâcivert rengine döndüğünü görünce bozuluverdi. Diğerlerine döndüğümde ikisininde bana mal gibi baktığını gördüm.

~「Sisin Sarmaşıkları」~ ¿Tokito Muichiro  × Reader?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin