O gün orman soğuktu ama prensesin emri vardı .Benim görevim ahududu bulmaktı. Ama ben ahududu değil bir geçit bulmuştum.
Evde elime kağıdı almış ağaçların resmini çizmeye çalışıyordum.O sırada kapı çaldı. Evimiz o kadar eskiydi ki evin duvarlarının sallandığını hissettim."Reyna kapıya bak!" Dedi büyükannem . Evde ben ablam ve büyükannem yaşıyorduk . Kalkıp kapıyı açtım . Ablam gelmişti . Ablam oturma odasına geçip büyükannemin yanındaki koltuğa oturdu. "Günün nasıl geçti " dedim , yorgun gözüküyordu . "Bu gün prenses Alina'nın yanında çalıştım"dedi. Prenses Alina halkını pek sevmezdi, en azından bana öyle geliyordu. Geçen günlerde korumalarıyla yürüyüşe çıkmıştı yanından geçerken suratıma yan yan bakmıştı . Neredeyse beni kıskandığını düşünecektim. Ablamın sesiyle düşüncelerimden ayrılıp gerçek dünyaya döndüm. "Yolda Kyrell ile karşılaştım. İstersen yanına git, hava almış olursun." Dedi ."Olur" dedim ve odama geçtim .Üstüme kahverengi bir elbise giyip elime tarak aldım . Saçlarımı taradıkça beyaza yakın sarı saçlarım tarakta kalıyordu . Umursamadım . Odamdan çıktım ve ablama seslendim "Akşam yemeğine yetişirim ." Kapıyı gıcırdatarak açtım. Hava çok güzeldi . Yan eve doğru yürüdüm . Kyrell evin önündeki çiçekleri suluyordu . Ona doğru yürüdüm, beni fark etmemişti . Yanına vardığımda irkildi."Sen miydin , beni korkuttun ." Dedi gülerek. Gülümsedim. "Hadi gel !" Diyip beni çekiştirmeye başladı. O koşuyordu , arkasından beni de çekiyordu . Uçurumun yanına geldiğinde durduk. Tam gün batımı saatiydi . Güneşin yarısı dağın arkasında kalmıştı . Oturup bağdaş kurdum , Kyrell da yanıma oturdu . "Buranın havası ayrı güzel . "Dedim . "Çok da güzel kokuyor ." Dedi .
Uyandığımda neredeyse öğlen olacaktı. Elimi yüzümü yıkayıp oturma odasına geçtim . Koltukta uzanan ablamı gördüm . Bu gün iş günüydü , işte olması gerekiyordu. Geldiğimi duyunca kafasını çevirdi ." Bende seni bekliyordum ." Diyerek oturma pozisyonuna geçti ."İşte olman gerekmiyor mu? " dedim."Bu gün de prenses Alina'ya çalıştım ve onun odasına girdiğimde bana bu gün canının ahududu çektiğini ve gidip toplamamı söyledi ." Dedi ve devam etti." Ama sanırım salgın hastalığa yakalandım. Sen gidebilir misin?" Diye sordu."Giderim tabiki ." Dedim . Sinirlenmiştim . Prenses Alina'dan daha da nefret ettim."Yanına Kyrell'ı da al , ne olur ne olmaz " dedi büyükannem.Üstüme koyu yeşil bir elbise giyerek evden çıktım.Yan eve gittim . Kapıyı çaldım .Kapı açıldığında karşımda yeni uyanmış , saçları önüne düşmüş olan Kyrell'ı buldum."Uyandırdım mı?" Dedim."Sayılır" Dedi yüzünü ovalarken."Sen neden geldin ?"dedi."Ahududu toplamaya gideceğim . Gelmek ister misin?" "Olur" dedi." Hemen geliyorum.". Biraz süre geçtikten sonra üstünde siyah cekete benzer bir üstle geldi. Arkasından kapıyı çekti. Sohbet ederek ormana doğru yürüdük.
Ormana vardığımızda en fazla on beş dakika geçmişti . "Burada ahududuyu biraz zor buluruz ." Dedi ve haklıydı da."Evet biraz zor olacak"
Akşam olmuştu ama biz hala ahududu arıyorduk.En sonunda dayanamayıp yürümeyi bıraktım."Kyrell çok yoruldum . Artık duralım."Diyerek mızmızlandım."Biraz dinlenelim sonra devam ederiz ." Dedi . Biraz gerileyip yere oturacaktım ki gerilediğimde sırtımı bir yere çarptım. Arkamı döndüğümde hem portal a hem de saray kapısına benzeyen yapı gördüm . "Bu ne ?" Diye sordu Kyrell."Geçit " dedim ."Bence buradan gidelim " Dedi. Kafamı iki yana salladım . Tam o anda omzumda bir sızı hissettim .Omzuma ok saplanmıştı . Ok yüzünden dengemi sağlayamadım. Geçidin içine doğru düştüm. Son gördüğüm şey ağacın arkasında elinde ok ile duran bir kadın ve " Reyna!" Diye korkuyla bağıran Kyrell oldu. Ondan sonra kırmızı ışıklar tarafından ele geçirildim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ben HYDRA
FantasyKyrell'ın gözleri fal taşı gibi açılmıştı "Bize ejderha bulmak mı?"